Şimşek'ten Reza Zarrab açıklaması!
Abone olMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, Reza Zarrab sorularını cevap verdi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Reza Zarrab'ın vergi
rekortmenleri listesinde olmaması ile ilgili soruyu "Bahsettiğiniz
kişi, 'Cari açığın şu kadarını ben hallettim' diyen kişi, şimdi
bakıyoruz, ihracat yapıyorsanız, KDV ödemişseniz, bunu iade alıyor
olmanız lazım. . Ama bir şirket temmettü dağıtıyorsa, kâr payı
dağıtıyorsa, kişisel gelir vergisi öder.Buradaki tartışmada sapla
samanı ayırmamız lazım. Yani kurumlar vergisi verilerinin çıkmasını
beklememiz gerekir. Kurumlar vergisi, gelir vergisinden farklı
olanı bize gösterecek" diyerek yanıtladı.
Şimşek, Financial Times Türkiye Zirvesi'ndeki panelde soruları
yanıtladı.
"Türkiye'de hukukun üstünlüğünün ne durumda olduğu" sorusu
üzerine Şimşek, hukukun üstünlüğü durumunun Türkiye'nin uzun vadeli
planları açısından çok önemli olduğunu belirterek, "Bizim son
birkaç ay geçirdiğimiz olaylar alışılmamış olaylardı" diye
konuştu.
Şimşek, bazı polis müdürleri, savcılar, diğer başka üst düzey
kamu görevlileri, bürokratların sanki bir hareket ile bağlantılı
olduğunu ve o hareketten talimat alıyor gibi göründüğünü ifade
etti.
Bakan Şimşek, "Tabii ki 'Türkiye'de yolsuzluk yoktur'
demiyorum. Türkiye yolsuzluğu ortadan kaldırmadı, daha uzun bir
yolumuz var ama aynı zamanda yolsuzlukla mücadele etmemiz
gerekiyor. Bugün algılama açısından 2002'ye kıyasla Türkiye daha az
yolsuzluğun olduğu bir ülke. Ama hala bizim olduğumuz yer, olmak
istediğimiz yer değil" değerlendirmesinde bulundu.
17 Aralık ile 25 Aralık sürecini anımsatan Şimşek, "Sanıyorum
biz birkaç ay içinde epey bir şeyler öğrendik. Bu öğrendiklerimiz,
aslında bu olayların hukukun üstünlüğünün pekiştirilmesi
gerektiğidir. Yolsuzlukla memleket içinde mücadele etmek önemli ama
hukukun üstünlüğüne riayet ederek uygulanmalı" diye konuştu.
Bakan Şimşek, Kamu İhale Yasası'nın mutlaka gözden geçilmesi,
muafiyetlerin kaldırılması, Avrupa Birliği (AB) müktesebatının
kabul edilmesi ve aynı eşiklerin uygulanması gerektiğini
belirterek, "Bugün birçok kamu kurumu istisna istiyor. Çünkü mevcut
mevzuat çok kısıtlayıcı, AB'ye kıyasla bile kısıtlayıcı. Öyle
alanlar var ki mutlaka üstünde çalışmamız gerekiyor. Türkiye'nin
katedecek çok uzun bir yolu var ama bizim için esin kaynağı AB'dir.
Hukukun üstünlüğü, daha iyi demokrasi standartları açısından
kuzeye, güneye, doğuya bakmamız gerekmiyor. Kesin bakılması gereken
yön Batı'dır ve bizim de ana referans noktamız budur" şeklinde
konuştu.
Şimşek, siyasi döngüde yolsuzluklara engel olabilmek için yeni
adımların atılması ve reformların yapılması gerektiğini
söyledi.
"TWITTER'IN KAPANMASI BENİ ÜZDÜ"
"Yargının gözardı edilmesine ne kadar tahammül edilebilir?"
şeklindeki soru üzerine Şimşek, ülkede yargının politize olduğunun
söylenebileceğini belirterek, "Başbakan ve hepimiz hukukun
üstünlüğüne saygılıyız. Mahkeme kararları var. Bize karşı açılmış
pek çok dava var. Bunları saygı ile karşılıyoruz" dedi.
"Bu davalar Twitter ve Youtube ile ilgili mi?" soruya ilişkin
Şimşek, bazı kararların adil veya adil olmadığı konusunda görüş
beyan edebileceklerini anlatarak, şunları dile getirdi:
"Twitter kendi web sitesindeki hizmet koşullarında "Twitter
mahkeme kararlarına uygun davranacaktır" diyor. Ama Twitter'ın
Türkiye'de temsil bürosu yok. Ben Twitter'ı çok seviyorum, çok
kullanıyorum ama çok yazık oldu. Benim ülkem şu veya bu nedenle
geçici olarak Twitter'ı kapatmak zorunda kaldı ve bu beni üzdü. Ama
kabul edelim ki Twitter'ın bütün ülkelerde mahkeme kararlarına
saygı göstermesi gerekiyor.
Mesela ABD'de Twitter'ın mahkeme kararlarına uygun
davrandığını çok iyi biliyoruz. Neden acaba Twitter ilgili
kurumlarla bu mahkeme kararı konusunda bir diyalog başlatmadı? Ben
bu sözlerimle Twitter yasağını savunuyor değilim. Hayır Twitter
asla yasaklanmamalıydı, ama bu ayrı bir konu. Bizim hükümetimiz ve
Başbakan mahkeme kararlarına uydu, bunun adil olmadığı söylense
bile."
İzmir'deki limanın özelleştirilmesini anımsatan Bakan Şimşek,
limanı özelleştirdiklerini, idare mahkemesinin onaylaması
gerektiğinin söylendiğini belirterek, "Danıştay 29 ay içerisinde
kararını açıkladı. O dönemde finansal kriz sona ermek üzereydi. En
yüksek bedeli veren şirket bu anlaşmadan çekildi. Bunun adil
olmadığını kabul ettik ama mahkeme kararına uyduk. Aynı şey diğer
mahkeme kararları için de gerekli. Farklı görüşte olabiliriz,
eleştirebiliriz ama yine de uygun davranıyoruz. Onun için hukukun
üstünlüğü var" diye konuştu.
Türkiye'de hukukun üstünlüğünün var olduğunu vurgulayan
Şimşek, "Daha iyi demokrasi, hak ve özgürlükler standartlarının
olması gerektiğini kabul ediyoruz" dedi.
Şimşek "17 Aralık ile ilgili iddiaların sonuna
kadar takip edileceğine inanıyor musunuz?" şeklindeki soruya
karşılık, her türlü iddiayı ciddiye aldıklarını ve parlamentonun
iddialarla ilgili bir inceleme komisyonu kurulmasını kabul ettiğini
söyledi.
Şimşek, süreçle ilgili ortaya atılan iddialara değinerek, "14
enerji santralinin Başbakanın oğlunun arkadaşına verildiği iddia
edildi. Bu iddialar oraya atıldığında bu santraller özelleştirme
idaresinin elindeydi. Her bir özelleştirme ihalesi televizyondan
canlı olarak yayımlandı. Çok şeffaf bir süreç olduğunu
söyleyebilirim. Yine Etiler'de çok önemli bir mülkün bir
politikacının yakınına verildiği iddia edildi. Oysa tapusu hala
bizde hükümette. Zaten şeffaf açık bir ihale süreci olmadan bu
mülkü satmanız mümkün değil. İddiaları okuduğunuzda tüyleriniz
diken diken oluyor. Bir üçüncü iddia ise TEDAŞ ile ilgiliydi. Bu
iddiaların gerçekle hiçbir alakası yok ve yanlış. Bu nedenle
bunların siyasi motivasyonla yapıldığını söylüyorum" diye
konuştu.
Şimşek, hukukun üstünlüğünü ve yolsuzluğa sıfır tolerans
gösterilmesini istediğini ancak doğru işlemeyen ve tamamen suç
unsurlarına dayalı grupları da kabul edemeyeceğini kaydetti.
'PARALEL DEVLET İLE BAĞLANTILARI
KEŞFETMİŞSEK...'
"SPK'da ve sizin Bakanlığınızda görev değişiklileri oldu. Bu
kişiler neden görevlerinden alınıyorlar?" sorusuna karşılık Şimşek,
şunları söyledi:
"MASAK'ın başındaki kişi terfi ettirildi yani bütün bu
atamaların görev değişikliklerinin yolsuzluk iddiaları ile bir
ilgisi yok. 17 Aralık öncesinde de bir çok değişiklik oluyordu ama
şimdi her şey çok yakından takip ediliyor. Normalde de yer
değiştiriyor bu görevliler. Son birkaç aydır yapılan tayinlere
farklı yaklaşılıyor. Bazı üst düzey bürokratların paralel devlet
ile bağlantılarını keşfetmişsek onları yerlerinden almamız lazım.
Bu da yanlış bir şey değil."
Şimşek, "Sizin bakanlığınıza Gülen cemaatinden bir sızma oldu
mu?" soruna ise "Tabi. 1970'lerin ortalarından itibaren bu cemaat
öğrencileri genç yaştan itibaren bünyesine katıyor. Çeşitli
bürokratik pozisyonlara bu insanlar yükseldiler, bunu herkes
biliyor" diye cevap verdi.
"Türkiye'de vergi mükelleflerine farklı muamele mi
uygulanıyor, bu yönde kaygılar var?" sorusuna karşılık Şimşek,
şunları ifade etti:
"Buradaki tartışmada sapla samanı ayırmamız lazım. Elmalarla
armutları mukayese etmemiz lazım. İhracat üzerinde bir vergi yok.
Hatta bir KDV iadesi var. Örneğin, bir şirketiniz var, ihracat
yapıyor ve bir gelir elde ediyor. Oradan kurumlar vergisi
ödenecektir. Ona bakmamız lazım. İsimler üzerinden gidemem, vergide
gizlilik esastır. Sonuçta insanları biz hükümete yakın olan olmayan
gibi sınıflandırmıyoruz.
Ülke için değer ve istihdam yaratan herkese saygı duyarız.
Bizim vergi sistemimiz mükemmel değil. Parlamentoda yeni bir
vergi reformumuz var. Vergi
kanunumuzu yalınlaştırmaya çalışıyoruz. KDV konusunda
çok önemli bir adım attık. Vergi sistemi bir ülkeyi ileri götürme
konusunda çok önemli. Öngörülebilir ve şeffaf olması lazım.
Reformlara devam edeceğiz. Yapmamız gereken çok şey var."
REZA ZARRAB AÇIKLAMASI
Bakan Şimşek, "Türkiye'de vergi listesi çıktı. 6'sı Koç ailesinden. AKP'yle bağlantılı çok az kişi var, eleştiriler var. Rıza Sarraf, rüşvet konusunda suçlanan kişi. 'Cari açığın yüzde 15'ini hallettim' diyen kişi listede var mı diye soruluyor. Bu kaygıları ne derece ciddi olarak ele alıyorsunuz? Türkiye'de vergi mükelleflerine farklı muamele mi uygulanıyor? Bu yönde kaygılar var" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Bütün bu isimlerin tek tek üstünden geçmeyeceğim. Şimdi ticaretinin vergisi yok. Bahsettiğiniz kişi, 'Cari açığın şu kadarını ben hallettim' diyen kişi, şimdi bakıyoruz, ihracat yapıyorsanız, KDV ödemişseniz, bunu iade alıyor olmanız lazım. Ama bir şirket temmettü dağıtıyorsa, kâr payı dağıtıyorsa, kişisel gelir vergisi öder. Onun dışında, verginin amacı kişisel gelir vergisi ödemedir. Yoksa bunun dışında, hani bir meslek erbabı olarak para kazanmışsınızdır ya da şirkete hisssedar olmuşsunuzdur, tahakkuk etmiştir gelir vergisi. Ödersiniz. Buradaki tartışmada sapla samanı ayırmamız lazım. Yani kurumlar vergisi verilerinin çıkmasını beklememiz gerekir. Kurumlar vergisi, gelir vergisinden farklı olanı bize gösterecek. Bu bahsettiğiniz Koç ailesi diyelim ki hiç temettü almamış olsalardı, hiç gelir vergisi ödememiş olacaklardı. Onun için, elmalarla armutları mukayese etmememiz lazım. İhracat üzerinde bir vergi yok normalde. Aslında, hatta, bir KDV iadesi var. Örneğin, bir şirketiniz var, ihracat yapıyor, bir gelir elde ediyor. Oradan kurumlar vergisi ödeyecektir, ona bakmamız lazım. İsimler üzerinden şimdi gidemem, çünkü vergide gizlilik de esastır. Sonuçta, insanları biz hükümete yakın olan-olmayan gibi sınıflandırmıyoruz. Bu çok yanlış olurdu. Bunun da tam tersini yapıyoruz. Ülke için değer yaratan ve istihdam yaratan herkese biz saygı duyarız ve onlara da saygıyla yaklaşırız. Bizim vergi sistemimiz mükemmel değil. Parlamentoda yeni bir vergi reformumuz var. Vergi kanunumuzu yalınlaştırmaya çalışıyoruz. Geçen hafta KDV konusunda çok önemli bir adım attık. Vergi sistemi bir ülkeyi ileri götürme konusunda çok önemli. Öngörülebilir ve şeffaf olması lazım. Reformlara devam edeceğiz. Yapmamız gereken çok şey var."