Şimşek IMF adaylığı için ne dedi?
Abone olBakan Şimşek, kendisinin de adının geçtiği IMF Başkanlığı ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bugün bir Türkün
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanlığını üstlenmesinin ''Son
derece güzel ve doğal olacağını'' söyledi.
Kanal 24'de bir programa katılan Bakan Şimşek, kendisinin de adının
geçtiği IMF Başkanlığı ile ilgili değerlendirmelerde de
bulundu.
2. Dünya Savaşından sonra global finansal mimari oluşturulurken bir
centilmenlik anlaşması yapıldığını ve Dünya Bankası Başkanını
ABD'nin, IMF Başkanını da Avrupa'nın belirlediğini ifade etti.
''Artık bunun değişmesinin zamanı geldi'' diyen Şimşek, bugün
dünyanın eski dünya olmadığını, ekonomide ağırlık merkezinin ABD ve
Avrupa'dan doğuya doğru kaydığını belirtti. Günümüzde gelişmekte
olan ülkelerin dünya ekonomisinden daha fazla pay aldığını kaydeden
Şimşek, şöyle konuştu:
''Bu ülkelerin IMF ve Dünya Bankasında temsil gücünün de artması
lazım. Türkiye'nin IMF'deki oy hakkı, kotası arttı. Türkiye,
küresel ekonomik ve siyasi oyuncu haline geldi. Bugün bir Türkün de
IMF Başkanı olması son derece güzel ve doğal olur. Türkiye,
Avrupa'nın en büyük 6'ıncı ekonomisi, dünyanın da 16'ıncı büyük
ekonomisi. Hedefimiz 2023'de dünyada ilk 10'a, Avrupa'da ilk 3'e
girmek.
Bu çerçevede Türkiye'nin dünyada artan ağırlığına paralel zaman
içinde bir Türkün de IMF Başkanı olması kadar doğal bir şey yoktur.
Kendimle ilgili bir yorum yapamam ama bu tür konulara uluslararası
siyasi sürecin sonucunda karar verilir. IMF'de yaşananlar üzücü.
Öyle ümit ediyorum ki önümüzdeki dönemde daha çok Türkiye, Rusya
gibi gelişmekte olan ülkelerden IMF Başkanı çıkması doğru olur,
olacak da.''
Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'de IMF Başkanlığı yapacak birçok
arkadaşı bulunduğunu da dile getirerek, ''Kendimle ilgili
birikimim, tecrübem, bunlardan zerre kadar eksikliğimiz yok. Bu işi
çok iyi de yaparız ama şahsımla ilgili bir değerlendirme yapmam
doğru olmaz. Türkiye'yi uluslararası arenada temsil etmek bizim
açımızdan onur olur, gurur olur'' dedi.
Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını anlatan Bakan Şimşek,
Türkiye'nin dünya ekonomisinden daha çok pay aldığını ve dünya
ekonomisindeki konumunun güçlendiğini ifade etti.
Türklerin uluslararası finans kuruluşlarında ve diğer kuruluşlarda
üst düzeyde temsilinin AK Parti dönemine denk geldiğini de
vurgulayan Şimşek, Kemal Derviş'in Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı Başkanlığının da bu çabalarla gerçekleştiğini söyledi.
Şimşek, ''Bu Türkiye'nin gücüyle de orantılı bir şeydir. Türkiye,
güçlendikçe, siyasi arenada güç kazandıkça bunlar başarılabiliyor''
dedi.
IMF PROGRAMI
Maliye Bakanı, ''Varsayalım ki IMF Başkanı oldunuz. Türkiye'nin IMF
ile bir program yapmasına ihtiyaç var mı?'' sorusuna da şu
karşılığı verdi:
''Tabii ki bir takım kurallar var. O kurallar çerçevesinde zaman
zaman IMF'nin siyasi olarak da hareket ettiğine şahit olmuşuzdur.
2008-2009 müzakerelerinin sonunda biz dedik ki,(Türkiye'nin
ekonomik programı bu. Bu programı desteklerseniz, sizinle
çalışırız.) Onlar da talep de bulundu. Ancak biz, (Türkiye'nin
ekonomik dinamiklerini sizden daha iyi biliriz) dedik. Onlar
desteklemediler. Biz de taleplerini kabul etmedik ve onlarla
program yapmadık. Ama dünyada 23 ülke, IMF'nin reçetesini kabul
etmek zorunda kaldı.
Ben, uluslararası finans piyasalarını çok iyi bilen bir insanım.
Çok güçlü bir ekibin bir parçasıyım. Olaya şu şekilde bakmak lazım.
Türk ekonomisini hakikaten sorunlu dönemde IMF'siz şekilde
götürdük. IMF'siz bir programla, Türkiye'nin kendi programıyla ne
büyük başarı sağlayabileceğini de ortaya koyduk. Yunanistan,
Portekiz, İrlanda gibi birçok ülke bunu tek başına götüremedi.
Türkiye de, 1958'den bu yana küresel krizi ilk defa başkasına el
açmadan, başkasının reçetesine başvurmadan, kendi imkanları ve
kendi programlarıyla götürmüş ve büyük de bir başarı sağlamıştır.
Geçen yıl Türk ekonomisi dünyada en hızlı büyüyen 3 ekonomiden
birisidir. İşsizlikte en hızlı düşüşü sağlayan ülkelerin başında
geliyoruz. Bütçe de, çok iyi gidiyor.
Enerji kaynaklı cari açığı bir tarafa bırakırsanız hakikaten çok
iyi bir resim görüyorsunuz. Bu Türkiye'de iyi bir yönetim olmasının
yansımasıdır. Bu bir takım işidir, Başbakanımızın basireti ve doğru
vizyonuyla ilgilidir. IMF'yle ilgili kararı da kendisi
vermiştir.''