Şimşek de Altaylı'ya çattı
Abone olGüntay Şimşek, Fatih Altaylı'ya fena patladı. Çünkü Şimşek'e göre Atlaylı, alanı olmayan bir konuda yazımış ve yarım yamalak bilgi vermiş. İşte Şimşek'in eleştirileri:
Güntay Şimşek, başlıklı yazısında Altaylı'ya seslendi...
Hep başkalarını, başka kurumları ve meslekleri eleştiriyoruz. Biraz
da kendi camiamızda neler oluyor diye, şöyle bir etrafa bakmak
gerekiyor. Anlayacağınız üzere medyamızda boy pos ölçüsü alıp, adam
olma tarifi verilirken, diğer taraftan gazetecilik katlediliyor mu?
Biraz da buna bakmak lazım.
Dün Hürriyet'te Fatih Altaylı, bir Devlet Hava Meydanları İşletmesi
(DHMİ) hikâyesi anlatmış. Ama bilmediği bir alana girdiği için,
yarım yamalak bir şekilde konuyu izah edip, çıkmaza sokup bırakmış.
Asıl sorun Altaylı da değil. Basında köşe başı tutup, her konuda
ahkâm kesmek gibi bir anlayış geliştiren medyamızın yapısında.
Benim 8 ay önce yazıp, açıklığa kavuşturduğum konu, aylar sonra
yeniymiş gibi gündeme getirilmiş. Altaylı'dan dinleyelim.
'İzmir Havalimanı HAVAŞ-Bayındır, Antalya Havalimanı Çeçen-Çelebi
ortaklıklarına verildi.
Ben burada Bayındır'a ihale verilmesini eleştirince DHMİ Genel
Müdürü'nden 'anlamsız' bir savunma geldi: 'Bayındır hakkında ihale
yasağı yoktu. Biz ne yapalım.' Oysa Bayındır'dan mağdur olan kurum
DHMİ ile aralarındaki davalar sürüyor. Bu yasağı koydurması gereken
kurum DHMİ. Ama eski DHMİ çalışanlarının neredeyse tümü Bayındır'a
geçtiği için bunu beklemek anlamsız. Neyse anlatacağım o değil.
Yıllardır İstanbul Atatürk Havalimanı'nı işleten TAV, bu ihalelere
'sokulmadı'. Sokulmama gerekçesi ise 'yetersizlik'.
Türkiye'nin en büyük havalimanını yapıp işleten grup, çok daha
küçük havalimanları için 'yetersiz' bulundu. Ama kaderin cilvesine
bakın ki, aynı 'yetersiz' TAV, Ankara Esenboğa Havalimanı için
'yeterli' bulundu ve ihaleyi aldı.'
Altaylı'nın yukarıda sorduğu soruya, fazla uzağa gitmeden
'Google'da cevap bulabilirdi. 4 Kasım 2003 tarihinde yapılan
Antalya II. Dış Hatlar Terminal Binası'nın ihalesine TAV Yatırım,
Yapım ve İşletme A.Ş firması değil, BİLKENT HOLDİNG A.Ş. katıldı. O
tarihte, araştırdık, sorduk ve kamuoyun aydınlattık.
Bilkent Holding (TAV değil), ihalenin rasyo ve ciro şartlarını
sağlamış, ancak terminal binası yaptığı veya işlettiğine dair bir
iş bitirme belgesini kendi tüzel kişiliği adına ibraz edemediği
için, yetersiz bulunmuş.
12.04.2004 tarihinde yapılan Esenboğa Hava Limanı Yeni (İç-Dış
Hatlar) Terminal Binası ihalesine ise Bilkent Holding A.Ş. değil,
Akfen Tepe Ortak Girişimi (TAV da denebilir) teklif vermiş. Bu
ortaklık grubu Esenboğa için belirtilen rasyo kriterleri ile ciro
meblağını sağlamış, ayrıca kendi tüzel kişilikleri adına asgari 25
bin m2 büyüklüğünde Terminal Binası yaptıklarına ilişkin iş bitirme
belgesini de ihaleye ibraz etmiş. Olayın bu cephesi 8 ay önce bu
köşede bu haliyle aydınlığa kavuşturulmuştu.
Fakat, Fatih Altaylı'nın TAV'ı savunma pozisyonuna girmesini bir
türlü anlayabilmiş değilim. Çünkü, Bayındır'ın Antalya'da DHMİ ile
yaşadığı problemlerin benzerini TAV da İstanbul'da yaşıyor. TAV'da
DHMİ eski çalışanları görevli. Öyle ki İstanbul'da görev yapan
başmüdürlerin hepsi TAV'da. TAV'ın da DHMİ ile davaları oldu ve
halen daha var. Peki TAV'ın ihalelere girmesi niçin
eleştirilmiyor?
Yine Altaylı'nın köşesinde dün yer alan THY CIP salonu konusu pazar
ve pazartesi tarafımızdan işlendi. Ancak, Altaylı bu defa bu konuya
yeni bir malzeme katıp, haberi bir adım öteye taşımış. Bu yazı için
tebriği, yukarıdaki mevzu için tenkidi hak etmiyor mu?
YAZI:GÜNTAY ŞİMŞEK