Şimon Peres özrün perde arkasını anlattı
Abone olİsrail'den gelen Mavi Marmara özrünün ardından açıklama yapan Netanyahu'dan sonra Şimon Peres de konuştu....
Cumhurbaşkanı özür için şunları
söyledi;
Geçen cuma tam Türkiye’nin bütün ilgisi kendi Kürt
meselesiyle ilgili önemli gelişmelerin üzerindeyken sürpriz Beyaz
Saray’dan geldi. Hep son aşamada kapısından dönülen o özrün perde
arkasında ne var?
Aslında çoktandır gündemdeydi. Sanıyorum iki ülke de bir
şekilde bu yanlış anlamayı bitirmek ve eski iyi ilişkilere dönmek
istedi. Türkiye Müslüman dünyada İsrail’i ilk tanıyan devlettir.
İlişkilerin tarihi çok daha gerilere gider. Türkler, 15. yüzyıldan
itibaren Yahudilere koruma ve barınma imkânı sağlamıştır. Türkiye
ile İsrail’in dost olması için 1000 tane neden sayabilirim.
Tarihsel ve coğrafi yakınlıklar var. Türkiye Müslüman dünya içinde
modern ve bilimsel olabilen de ilk ülkedir. Türkiye’nin son dönemde
teknolojiye bu kadar önem vermesini takdirle karşılıyorum. Bilim
küreselleşmeyi getirmiştir. Küreselleşme ise ırkçılığı reddeder,
dinler arasında farkları da reddeder. Bütün bunlara bakınca beraber
çalışmak için çok neden olduğu ortada.
HATIRLAMAK YERİNE TERCİHİM, DÜŞÜNMEK
İki ülkenin iyi ilişkilere sahip olması için 1000 tane
neden sayabileceğinizi söylediniz. Madem öyle o nedenler son 3
yıldır neredeydi?
Yeterince yaşlıyım. Geçmişe dönecek zamanım yok. Geçmişi
dikkate almamanın basit bir nedeni var; geçmiş ölüdür ve onu
değiştiremezsiniz. Eğer öğrenmeye ve araştırmaya vaktim varsa bunu
gelecek için kullanmak isterim.
Bu söyledikleriniz 2009 yılında Davos’ta Başbakan
Erdoğan ile yaşadığınız meşhur ‘one-minute’ gerilimini de
unuttuğunuz, geçmişte bıraktığınız anlamına mı
geliyor?
Geçmiş geçmiştir ve geçmişi değiştiremezsiniz.
O günden hatrınızda kalan nedir?
Ben vaktimi geleceğe bakarak geçiyorum. Çoğumuz düşünmek
yerine hatırlamayı tercih eder. Bense hatırlamak yerine düşünmeyi
tercih ediyorum. Bunlarla zaman kaybetmek için bir neden
göremiyorum. Bana ait olan anılarım var ancak bugün artık geleceğe
doğru yol alalım.
Biliyoruz ki ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin,
yakınlaşmanın çeşitli aşamaları olacak. Bu söyledikleriniz bugün
Başbakan Erdoğan ile karşılaşırsanız, bu sizin için tamamen yeni
bir sayfa olacak anlamına mı geliyor?
Mesele yakınlaşma meselesi değildir. Ondan çok daha
fazlasıdır. Unutmayın ki bizler çocuklarımızın geleceği için yolu
açmak durumundayız. Ortadoğu açlığın, terörün, kan banyosunun ve
pek çok sorunun beşiği. Türkiye de, İsrail de Ortadoğu’nun özgürce
yaşanabilir bir coğrafya olması için çabalamalı. Geçmişe dair
hatıralarım var elbette ama onları kendi zihnimin bir köşesinde
saklarım.
Türkiye Mavi Marmara olayının yaşandığı ilk günden
beri aynı 3 koşulda ısrar ediyor. Uzlaşmanın eşiğinden dönen
genelde hep İsrail oldu. Bugün İsrail’in özrü kabul etmesinin
arkasında ne var? Anlaşma için İsrail’in koşulu neydi?
Gazze’nin İsrail’i vurmayı sonlandırması. İsrail, Gazze’deki
yerleşimlerden kendi isteğiyle çekildi. Gazze Şeridi’nin özgürlüğü
için 2 milyar dolar harcadık. Peki bütün bunlar varken neden bize
hâlâ roket attıklarını açıklayabilir misiniz? Amaç nedir? Atılan
roket sayısı 7000. Eğer Gazze barış içinde yaşamak istiyorsa, bu
kendi elindedir. Roket atmayı bırakmalı. Biz Gazze’nin içine
girmiyoruz ama silah kaçakçılığını önlemeye çalışıyoruz.