Ben ne zaman sokak iblislerini yazsam, birileri anlayıp
dinlemeden "Sen demokratik protesto hakkını kullananların
karşısında mısın?" diye soruyor.
Hayır kardeşim. Bin kere hayır, milyon kere hayır benim canım
kardeşim!
Bakın idrak edebilmeniz için açık açık yazayım.
Her türlü eyleminize saygı duyarım. Gözünüzdeki çapaktan, içtiğiniz
çayın deminden, yumurtanızın sahanda olmamasından, tuvalet
duvarlarına yazılan yazılardan dolayı rahatsız olup eylem yapsanız
bile, bu saygımı sürdürürüm.
Çıkın, hükümeti protesto edin!
Eleştiren, hakaret eden, küfreden kim varsa, sizinle beraber
karşısına dikilmeyen, kınamayan, lanetlemeyen namerttir.
Peki neye karşıyım ben, neyi eleştiriyorum?
"Ben demokratik protesto hakkımı kullanacağım"
bahanesiyle yüzünü kınası yapılan gelinlik kızlar gibi peçeyle
kapatırsan...
Bir elinde molotof, diğer elinde parça tesirli bomba ile devletin
kolluk kuvvetleriyle savaşa girişirsen...
Seçimle gelen iktidarı seçim arifesinde, sokak ayaklanmalarıyla
devirme girişiminde bulunup, halkın yarısının iradesine tecavüz
etmeye çalışırsan...
Devlet malını yakar, esnafın dükkanını yakıp yağmalar, senin
eylemine destek vermeyenlere ağzına gelen küfrü savurursan....
İşte tam o noktada karşında ben ve benim gibileri bulursun!..
Bir önceki yazıda da söylediğim gibi, dünyanın hiçbir yerinde devlet, eylemcilere sokakları
özgürce yakıp yıkma hakkını vermez... Bunu yaptığınız an,
devletin gazap kamçısının sırtınızda şakladığını acı içinde
hissedersiniz.
Kaç gündür Okmeydanı'nda yaşanan meselelere değiniyorum.
Yüzü peçeli adiler, ellerinde misketlerle, molotoflarla, parça
tesirli bombalarla, otomatik silahlarla sokaklara dökülmüş,
devletin kolluk kuvvetleriyle savaşıyor.
Bunu yapanlar, terör örgütü DHKP-C'ye mensup kişiler.
Gazetelere, televizyonlara, internet sitelerine ve adına sosyal
medya dediğimiz twitter ve facebook'a bakıyorum.
Vay efendim!
Çocuklar sokaklarda barışçıl eylem yapıyormuş da, polisler de
onlara çok sert müdahale ediyormuş!
Allah yalancının bin türlü belasını versin mi?
Polisleri molotofla yakmaya çalışanlar, parça tesirli bomba atarak
sokaktaki masum vatandaşı katledenler, küçücük çocukları kendine
siper ederek kolluk kuvvetlerini kovalayanlar, ellerindeki otomatik
silahlarla sokaklarda terör estirenler barışçıl eylem yapan
çocuklar öyle mi?
Onlar barışçıl eylem yapan çocuklar olduğuna göre, siz de
vatanperver oluyorsunuz galiba!..
Polise karşısınız, askere karşısınız, MİT'e karşısınız, devletin
tüm resmi kurum ve kuruluşlarına karşısınız, milletin iradesine
karşısınız, masumlara yardım götürmekten başka gayesi olmayan IHH
gibi yardım kuruluşlarına bile karşısınız.
Yatırımlara karşısınız!
Kanal İstanbul'a, 3'üncü havaalanına, 3'üncü köprüye, Marmaray'a,
hızlı trene, nükleer santrale, milli tanka, milli uçağa, milli
arabaya, duble yollara karşısınız.
Terörist gruplarla berabersiniz. Devletin malını yakanlarla,
esnafın işyerini yağmalayanlarla kolkolasınız. Nerede Türkiye
düşmanı varsa onun kucağındasınız. İsrail, Almanya, İngiltere,
Amerika Türkiye'nin aleyhine olabilecek neyi destekliyorsa onu
destekliyorsunuz.
Ve siz vatanperversiniz öyle mi?
Sahi bu kadar kör müsünüz yoksa görmek mi istemiyorsunuz? Bu
maskaralığa, bu hainliğe nasıl ve neyin karşılığında razı oldunuz
merak ediyorum?
Tekrar ediyorum!
Şiddete ve ihanete bulaşmadan kanunların kendisine verdiği protesto
hakkından yararlanan eylemcileri tenzih ederek söylüyorum.
Eylemci kılığına girerek devletle, milletle çatışan terör örgütü
mensuplarına ve onun yardakçılarınadır şu sözüm...
Sizler, artık bu ülkede çiçeklerin arasında dolaşan örümcekler
gibisiniz! Kendi halinizde olduğunuz sürece, küçük ağlarınızı
örmenize belki kimse karışmayacak. Ama o ağları bu ülkenin, bu
milletin başına örmeye çalışırsanız, ayaklar altında
ezileceksiniz.
Dünyanın hiçbir yerinde sizin gibiler için destansı hikayeler
yazılmaz. Kimse de sizin bu ihanet hikayenizi kahramansı bir
şarkıya çevirmeyecek.
İsteseniz de, istemeseniz de...
Getirmek istediğiniz kara günler, sabah güneşiyle kaybolan sisler
gibi kaybolup gidecek. Bir mide bulantısı gibi gelip geçeceksiniz.
Yerkürenin her köşesinde sizin gibiler tarihler boyunca herzaman
nefret ve lanetle anıldı.
Siz de bu akıbeti yaşayacaksınız.
Bunları yazıyorum diye ardı ardına gönderdiğiniz tehdit
mesajlarının beni ürküttüğünü düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz!
Yanyana dizilmiş odunlardan kim korkmuş ki ben korkayım!
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz