İlk kez yıllar önce ‘İkinci Şans’ isimli filmde bir araya gelen Afra Saraçoğlu ve Nurgül Yeşilçay, bu kez ‘Bir Barda Bir Gece’ oyunu için birlikteler. İkili Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye çarpıcı itiraflarda bulundular.Altı yıl aradan sonra yeniden bir aradasınız. Geçen zamanda ilişkiniz devam etmiş miydi? Afra Saraçoğlu: Arada görüşüyor, telefonla konuşuyorduk. Nurgül Yeşilçay: Evet, ben Afra’yı takip ediyor ve çizdiği yolu beğeniyordum. Bir de Afra’nın yelpazesi çok geniş. Bu oyunda da DasDas ekibiyle konuşup onunla çalışmanın çok iyi olacağını düşündük. Sağ olsun, Afra da kabul etti ve çok güzel oldu.Nasıl bir ikili oldunuz? Afra Saraçoğlu: Çok iyi bir ikili olduğumuzu düşünüyorum. Nurgül Yeşilçay: Kesinlikle. Geçen gün DasDas’ta oyun için fotoğraflarımızı çeken çocuk geldi. Biz de bir yandan oynuyoruz. “Siz doğaçlama mı yapıyorsunuz? O kadar gerçek ki” dedi. Öyle bir uyum yakaladık.Fiziksel benzerliğiniz de var... Afra Saraçoğlu: Mizacımız da benziyor. Nurgül Yeşilçay: Ben tipimizi de mizacımızı da benzetiyorum.Ama sen sanki Nurgül kadar ‘çılgın’ değilsin... Afra Saraçoğlu: Nurgül her yerde çılgın olabilir (gülüyor). Benim çılgın olduğum belli alanlar, yerler var.‘Birbirinizi anlatın’ desem, nasıl anlatırsınız? Nurgül Yeşilçay: Afra çok çalışkan, işi kafasında tam olarak oturtmayı seviyor, notlar alıyor, gece gündüz çalışıyor. Ben eylem insanıyım, bilirsin beni Hakancığım. Önce yapıp sonra düşünenlerdenim, Afra önce düşünüp sonra yapanlardan. Afra Saraçoğlu: Evet. Ben öncelikle kendi mantığıma oturtmadan harekete, eyleme geçemiyorum. Nurgül’ü nasıl anlatırım? Öncelikle çok çalışkan ve enerjik. Ben de enerjiğimdir ama bazen onun enerjisine yetişemiyorum gibi geliyor. Nurgül aktif bir kadın.Afra ilk kez sahneye çıkıyor, Nurgül senin de yaklaşık 20 sene olmuş. Biraz korkuyor musunuz? Nurgül Yeşilçay: Ben korkuyorum. Aslında korkmam sanıyordum. Ama bir sabah saat 6.00 gibi rüyamda, sahnedeyken diyalogları unuttuğumuzu görerek uyandım. Nasıl fırladım bir görsen. ‘Bittik’ dedim. O gün hiç uyumadan provaya gittim. Afra Saraçoğlu: Gerginlik, endişe, korku... Ah benim de öyle ne kâbuslarım oldu. Aynen, sahneye çıkıyor ve sözleri unutuyoruz. Ama eminiz ki güzel olacak.İki farklı kuşak bir arada çalışıyorsunuz. Birbirinizden bir şeyler öğrenebiliyor musunuz? Afra Saraçoğlu: Hem oyuna çalışıyorum hem onu izliyorum. Çok şahsına münhasır bir kadın. Ben sektöre ilk girdiğimde kendimi kasıyordum, ‘Şöyle yapsam kim, ne düşünür’ falan diye. Nurgül’le tanıştıktan sonra fark ettim ki o yapınca aslında hiç garip durmuyor. Nurgül Yeşilçay: Sal gitsin ya Afra! Afra Saraçoğlu: Ama sana yakışıyor. Gerçekten onun rahatlığını takdir ediyor ve seviyorum.Nurgül Yeşilçay: Şimdiki gençler bizim zamanımıza göre daha akıllı, daha aklı başındalar. Biz o zamanlar neler neler yapıyorduk. Biz daha deliydik. Afra Saraçoğlu: Ben de deliyim. Ama bilinçli deliyim (gülüyor). Nurgül Yeşilçay: Evet, siz bilinçli delisiniz, biz bilinçsiz deliydik.Yeni jenerasyon aslında bu sebeple biraz da sıkıcı değil mi? Nurgül Yeşilçay: (Gülüyor) İnsanın karakterinde bir şeylerin yerine oturması ‘40 plus’ (40’ın üzerindeki) yaşlarda oluyor herhalde. Afra Saraçoğlu: Bir de sonra istediğin gibi davranınca sana “Şımarık” diyorlar. Gerçi ben artık içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum. Bu arada anlamadım, ben sıkıcı mıyım (gülüyor)?Nurgül Yeşilçay: Afra sıkıcı değil. Afra Saraçoğlu: Gerçekten değilim. Bir de eleştiri dediğin şey eski zamanlara nazaran sosyal medya üzerinden daha kolay ve hızlı yayılıyor. İnsan psikolojisi de bundan çok çabuk etkileniyor. Ama eskiden o tepkinin gelmesi uzun sürüyormuş. Nurgül Yeşilçay: Çocukların bu kadar efendi olmasının sebebi belki de gerçekten sosyal medya.Sosyal medya demişken... O zaman şunu sormak istiyorum: Kendinizi internette, sosyal medyada aratır mısınız? Nurgül Yeşilçay: Asla! Hiç aratmam. Afra Saraçoğlu: Bir iş yaptığımda Google’layıp bakıyorum, yorumları okuyorum. Sen yapmıyor musun yani? Nurgül Yeşilçay: Hayır, bir de senin büyüttüğünle seyircinin büyüttüğü aynı şey değil ki. Sen orada en ufak bir şeyi kafanda büyütebilirsin, seyirci için önemli olmaz. O yüzden bakmamak daha iyi geliyor.Kimleri ‘stalk’larsınız? Nurgül Yeşilçay: Bende stalk’lama (gözetleme) isteği oluyor ama karşımdaki kişi kesin bir yerden biliyordur baktığımı, anlar falan diye düşünüp takibe alıyorum. Bak 500 kişi takip ediyorumdur ben. Baktığım herkesi direkt takibe alıyorum. Afra Saraçoğlu: Ben yeni tanıştığım insanlara kimmiş diye merakımdan bakıyorum. Bir de Timothee Chalamet, Zendaya, Tom Holland sürekli gündemdeler. Onları stalk’lamak yerine artık takip ediyorum.Nurgül Yeşilçay: Zaten magazinden gördüğüm için onları takip etmiyorum ama etmek isterim açıkçası. Afra Saraçoğlu: Hadi çıkar telefonunu, takip edelim.DasDas’ta yeni oyununuz başlıyor. ‘Bir Barda Bir Gece’... Televizyondan daha çok para kazanabilecekken neden tiyatrodasınız? Nurgül Yeşilçay: Ben biraz eğlenmek istiyorum. Zaten beş yıldır falan istiyordum ve güzel bir oyun bekliyordum. Afra Saraçoğlu: Gördüm ki tiyatro bana çok iyi geliyor. Ruhumun beslendiğini fark ettim. Tatmin oluyorum. Bunun parayla pulla alakası yok. Diziyle, sinemayla kıyas edilemeyecek bir şey. Aynı sahneyi partnerinle sürekli prova ediyor ve her defasında yeni şeyler keşfediyorsun. Ama dizide öyle bir zamanımız olmuyor. Burada o açıdan özgürlük var.Oyun ne anlatıyor? Afra Saraçoğlu: Zaman ve mekân belirsiz bir yerde geçiyor hikâye. Distopik bir oyun. Elektrik kesintileri yaşandığında kadınlar kayboluyor, öldürülüyor. Nurgül Yeşilçay: İkimizin o kesintiyle ve kadınların öldürülmesiyle baş etme yöntemlerimiz çok farklı.Afra Saraçoğlu: Öldürülen kadınlar Haber bile olmuyor bu arada, sıradan bir şey olarak görülüyor. Nurgül Yeşilçay: Çok distopik gerçekten, yaşadığımız dünyayla alakası yok! Bu yüzden çok zorlandık (gülüyor)!Sizce günümüzde erkekler kadar özgür müsünüz? Afra Saraçoğlu: Değiliz. Bu, Nurgül ve Afra olsanız da böyle mi? Nurgül Yeşilçay: Kesinlikle.Erkeklerin kadınlarla derdi ne? Nurgül Yeşilçay: İşlerine karışılmasını ve güçlü olmamızı istemiyorlar herhalde. Oyundan yola çıkarak sorarsam, hemen her gün kadın cinayetlerine uyanmak size ne hissettiriyor? Afra Saraçoğlu: Ataşehir’de her gün prova alıyoruz. Geçen hafta haberlerde gördük, orada bir kadın samuray kılıcıyla dibimizde öldürüldü. İnanılmaz.Nurgül Yeşilçay: O akşam eve gittiğimizdeyse başka bir kadının da arabayla ezildiğini öğreniyoruz. Bir arkadaşımız “Neden bu kişiler ceza almıyor” dediğinde de ona dava açılıyor. Gerçekten distopik bir dünyada yaşıyoruz. Kadınların rahat rahat sokakta dolaşamıyor olması zaten acı bir şey. Elimizden geldiğince bir şeyler yapmak istiyoruz. Bu oyun da o elimizden geldiğince bir şey yapmanın bir çabası. Sonucunu almak istiyoruz. Oyunun yazarı İngiliz bir kadın. Ve oyun tüm dünyada oynanıyor. Yani bu aslında tüm dünyanın sorunu. 20 yıl sonra ne olur bilmiyoruz ama kadınlarla ilgili bir şeyler değişsin istiyoruz. Değişirse bu oyun tutmaz ve o zaman tutmasın da. Biz bu oyunu 20 yıl oynamayalım inşallah!Sizce, sanat bir şeyleri değiştirir mi? Afra Saraçoğlu: Farkındalık yaratır. Nurgül Yeşilçay: Senin gibi düşünen insanların olduğunu bilmek mutluluk veriyor.Bu meslekte kadın olmak nasıl? Nurgül Yeşilçay: Zorlandığım anlar oldu. Konuştum da, konuşmaktan da hiç zarar görmedim. “Kadın kadının kurdudur” gibi bir durum var ya, hiç sevmiyorum. Ben kadınlarla çalışmayı, birlik olmayı daha çok seviyorum. Ama ataerkil sisteme baktığında erkekler bir olay olduğunda çok daha çabuk birleşiyorlar ve hemen hemcinslerini koruyorlar. Bir kadın olarak buna üzülüyorum.Afra Saraçoğlu: Benim de zorlandığım zamanlar oldu. Bu sektöre ilk girdiğim zamanlar, 16-17 yaşındayken, psikolojik olarak böyle bir şey yaşadım. Sesimi çıkaramamıştım. Şimdi olsa avazım çıktığı kadar bağırırım.Sizin bir çözüm öneriniz var mı? Nurgül Yeşilçay: Herhalde büyütülme tarzından kaynaklanan “O da öyle giyinmeseydi”, “Öyle yapmasaydı”, “Öyle demeseydi” gibi bir durum var. Hep kadın suçlu, kadın hatalı. Adam kadını öldürmüş ya da mobbing yapmış ama yine kadına suç bulunuyor. Erkeğin eğitilmesi şart. İstanbul Sözleşmesi tam kullanıldığında kadın ölümlerinde azalma olmuş. Yasalarda değişiklikler olabilir. Çok derine gidersek bütün dünya ataerkil yönetiliyor zaten. Mesela NFT yaptık, dijital sanat; orada da çoğunluk erkek. Hemen orayı da erkekler parsellemiş. Belki dünyada bütün yollar onlara o kadar çabuk açılıyor ki bütün dünyada böyle bir durum var.Google’a bir kadın oyuncunun ismini yazdığınızda hemen, öpüşme, sevişme, frikik gibi başlıklar çıkıyor. Ne zaman biter bu? Nurgül Yeşilçay: Bu çok saçma. Bütün dünyanın olağanlaştırması lazım artık. Scarlett Johansson’un da aynı şey başına geliyor. Bizde daha ağırı yaşanıyor sadece. Afra Saraçoğlu: Bu bitmez bence... Eğitim şart!2021 sizin için nasıl geçti? Afra Saraçoğlu: Sıkıcı. Pandemi bir türlü bitmedi. Nurgül Yeşilçay: Kesinlikle, dışarıda da bu sebeple doğal olarak herkes gergin. Ama bende canım ne istiyorsa yapayım gibi bir etkisi oldu, tiyatro yapayım, NFT yapayım...2022 ile ilgili dilekleriniz neler? Nurgül Yeşilçay: Sektörel açıdan bakarsak sinemalar eski doluluk oranına gelse iyi olur. Ekonomik olarak iyi bir yıl geçirelim. Kaynaklarımıza sahip çıkalım. Afra Saraçoğlu: Eskisinden daha iyi, daha mutlu olduğumuz bir yıl diliyorum. Pandemi bitsin istiyorum.Şu an mutlu musunuz? Afra Saraçoğlu: Evet, mutluyum. Nurgül Yeşilçay: Ben de çok mutluyum. Sizce mutluluk nedir? Nurgül Yeşilçay: Sevdiğin işi yapmak.‘Oynamasam ölürüm’ diyenlerden misin? Nurgül Yeşilçay: Evet, ara veririm ama oynamasam ölürüm. Türk halkının başına belayım. Sanatın her dalını seviyorum. Mesela sergi olmayan falan bir yere gittiğimde ölüyorum. Afra Saraçoğlu: Oynamasam ölmem. Mesleğimi seviyorum ama oynamasam bile bir şeyler bulurum. Dans ederim, performans sanatıyla uğraşırım.Hayatta oyunculuk dışında neyin peşinden koşarsınız? Nurgül Yeşilçay: Benim estetik kaygılarım var. Kişisel bir estetikten bahsetmiyorum. Mesela gittiğim bir yerin güzel olması, yediğim yemeğin güzel olması gibi şeyler. Asla çirkin bir yerde Yemek yiyemem. Afra Saraçoğlu: Özellikle tiyatro yaparken kendimi özgür hissediyorum. Ben de yine kendimi özgür hissettirecek şeylerin peşinden koşmak isterim.Aşkın peşinden koşmuyor musunuz? Afra Saraçoğlu: Hayır... Nurgül Yeşilçay: Aşk benim peşimden koşsun (gülüyor). Ben heyecan seviyorum. Hayatımın aşkını da buldum. Ooo, buldun mu? Nurgül Yeşilçay: Evet, şu saatten sonra bir şey olsa Necati’nin (Kocabay) peşinden koşarım.Biraz önce sohbet ederken “Hayatımda ilk kez âşık oldum” dedin. Bu yaşadığının diğerlerinden farklı olarak gerçekten aşk olduğunu nasıl anlıyorsun? Nurgül Yeşilçay: Ben aşkta çok bencil olabiliyorum. Ama bu ilişkide hiç bencil değilim. Onu kendimden daha çok önemsiyorum ve onu daha çok düşünüyorum.Sen de uzun süredir oyuncu Mert Yazıcıoğlu’yla birliktesin. Senin ilişkinde durum nasıl? Afra Saraçoğlu: Bende de öyle... Sonuçta iki kişiyiz ve birbirimizi eşit olarak düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Mutlu olduğunda da mutsuz olduğunda da birbirinin yanında olabilmek çok güzel bir duygu. Nurgül Yeşilçay: Evet işte ama ben düşünmezdim. Şimdi ilk önce onu düşünüyorum.3.5 yıl oldu. Evlenir misiniz? Nurgül Yeşilçay: Üşeniyoruz. Gidip nikâhlanalım, bitsin istiyoruz. Etrafımızda bir güruh var, “Hayır, düğün istiyoruz” diyor. Yapın abi o zaman! Düğünü de ben mi yapacağım (gülüyor)? Birileri organize ederse gideriz.Nurgül sen NFT dünyasına da girdin. ‘Poz’ isimli bir iş yaptın. Nedir NFT, ben bir türlü çözemiyorum? Nurgül Yeşilçay: Bana anlattılar, başta ben de anlamadım. Oğlum bir gün “Anne senin anlayacağın şekilde ben sana şöyle söyleyeyim, dijital sanat gibi düşün. Blockchain falan boş ver. Kripto paralarla eserler satın alınıyor, değerlendiriliyor” diye anlattı.‘Poz’ nedir peki? Nurgül Yeşilçay: Yedi bölümlük bir dizi gibi. Eski fotoroman mantığıyla yapıldığı için ‘dijiroman’ diyoruz. Fotoğrafın imgelem gücü de çok yüksek. Aşkı anlatacaksan kalbi yere düşür. Aşkı bulutların üstünde yürürken anlat, kıskançlığı boğulurken anlat... Aşk, ihtiras, kan, gözyaşı; her şey var hikâyede...