Yazıyı yazmak için bilgisayar başına oturdum. Henüz
mahalli seçimlerin oy kullanma bitimine 4-5 saat
var.
Özellikle yazımı erken yazmayı arzuladım zira siyasi
perspektifte yazımı şekillendirmek istemedim.
Bu köşeyi takip edenler olgu ve kavramlar
üzerinden reaksiyon göstererek kurgularımı şekillendirdiğimi
bilirler.
Yaklaşık 3 aydır yoğun şekilde hem ülke
gündemini hem de şahsi gündemimizi meşgul
eden yerel seçim yapıldı.
Sonuçları ne olursa olsun ülkemize ve milletimize hayırlı
olsun.
Artık hızla seçim atmosferinin sert zemininden çıkmalı
normalleşmeye doğru adım atmalıyız.
Normalleşme diyorum çünkü son üç ayda çok
gerildik.
Toplum ve insani ilişkilerimiz adeta rayından
çıktı.
Hatta akrabalık ilişkilerimiz bile zarar
gördü.
Toplum olarak çok gerildik, acilen
gevşemeliyiz.
Seçim zeminindeki gerginlikler her şeyden önce
siyasilerin söylemleri ile başladı. Dozu giderek artıran siyaset
erbabının arkasına takılan toplum da kutuplaşmaya doğru
adım attı.
Son zamanlarda yaşanan olaylara baktığımızda seçim atmosferinin
getirdiği negatif duyguların etkilerini rahatlıkla
görebiliyoruz.
Broşür dağıtan bir gence gereksiz bir tepki gösteren ve bunu
sosyal medyada yayınlamakta beis görmeyen bir insan bunu ancak
seçim atmosferinin getirdiği negatiflikle
yapabilirdi. Oysaki broşür dağıtmak, gönül verdiği bir siyasi
partinin tanıtımını yapmak en doğal demokratik hak.
Böylesine basit bir olayı bir çatışma zeminine dökmek ancak
“siniri yıpranmış” insanların yapabileceği türden
bir eylem şekli…
Hakeza başörtülü bayanlara saldırmak, onlara
hakaretler etmek de normal bir davranış değil.
Ancak seçim atmosferinin getirdiği negatif
duygular insanları böylesine aptalca
şeyler yapmaya itebiliyor.
Örnekleri çoğaltmamız mümkün. Ancak derdimiz bağcıyı
dövmek değil üzüm yemek olduğu için kısa kesiyorum.
Başta siyasiler olmak üzere toplumun bütün kesimleri seçim
atmosferinde yara alan toplumsal barışı ve
hoşgörüyü yeniden hayata geçirmek için seferber
olmalıyız.
Yerel seçimlerde şehirlerde yönetime sahip olabilmek için rakibi
hakkında atıp tutan ve topluma kötü örnek olan siyasiler bu sefer
yine topluma örnek olmak adına rakiplerinden helallik
istemelidirler.
Ülkemizi başta ekonomi olmak üzere hem içeride
hem de dışarıda büyük sıkıntılar beklemekte.
Aile politikaları merkezinde önem arz eden
sıkıntılar mevcut.
Kültür ve eğitim özelinde yol alınması elzem
olan sancılar var.
Millet olarak, devlet olarak,
toplum olarak kendi ayaklarımız
üzerinde durmak istiyorsak bir an önce
kırgınlıklara ve dargınlıklara son vermeliyiz.
Bunun başlangıç noktası da siyasilerden geçiyor.
Ferdi planda ise yine seçim atmosferinin gerginliği içerisinde
kalbini kırdığımız başta akrabalarımız olmak üzere
komşularımız ve dostlarımızla bir an önce barışmalı ve
kardeşlik, dostluk ve barış atmosferini yeniden tesis
etmeliyiz.
İnanın hiçbir şey bu kadar önemli olamaz.
Hiçbir seçim, hiçbir makam,
hiçbir mevki toplumsal ve fert planındaki
barıştan daha önemli olamaz.
Eğitim disiplinimizi, kültürel
zenginliklerimizi görmezden gelmeye devam edersek bunun
telafisi olmaz.
Eğer ailemizi kaybedersek, gençlerimizi kaybedersek,
hoşgörüyü kaybedersek tebessümü kaybedersek bunun telafisi
olmaz.
O zaman buyurun köprüleri yeniden tesis etmeye…
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser