Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Dünya toprakları üzerinde hiç bir darbe, asker veya polis
desteği olmadan başarılamaz. Dünyanın tüm ülkeleri gizli destek
verse de, baronlar bu amaç uğruna servetlerini ortaya koysa da
başarının gelmesi mümkün değildir.
Sadece Türkiye'deki örneklere bakın, ne dediğimi iyi
anlarsınız.
40'larda, 60'larda, 80'lerde hep bu destek bulunduğu için darbeler
oldu. 90'larda Erbakan' da bu güçler destek verdiği için alaşağı
ettiler.
Şimdi kimse kıvırıp, "Yahu ne alakası var. Biz sadece
protesto hakkımızı kullandık. Erdoğan'ı devirme girişimimiz falan
yoktu" falan demesin.
Hiç şüphe yok ki, dış desteği vardı bu kirli oyunun.
Yoksa Irak'taki savaşa 10 muhabir, Libya'ya 6 muhabir, Tunus'a 4
muhabir gönderen CNN İnternetional, Taksim meydanına sıkışıp kalan
gösteriler için 14 tecrübeli elemanını görevlendirmezdi değil
mi?
İngiliz, Fransız ve Alman kanalları aynı ağızdan bir kara kampanya
başlatmaz, Türkiye'yi ekonomik anlamda güvenilmez bir ülke olarak
lanse etmez, "Türk baharı" alt yazıları eşliğinde
aşağılamazdı.
İç destek de bir o kadar çoktu.
Olmasa, G-8 zirvesi için toplanan eylemcilere eşek sudan gelinceye
kadar dayak atan İngiltere, kendi totosundaki meseleyi bırakıp
Türkiye ile ilgilenmezdi.
Yoksa CHP'nın Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kadıköy'de mitingini iptal
edip arkasına kattığı onbinlerce eylemciyi bir minibüs sürücüsü
maharetiyle Taksim'e bırakıp, sıvışmazdı.
Yoksa ağzından ve kaleminden necaset akan gazeteciler
"Diktatöre direniş" manşetleri atmaz, Birleşmiş
Milletler'e, "HELP! HELP! Diktatör 27 kişiyi öldürdü.
Müdahale edin! HELPPP" diye İnglizce mesajlar
yazmazdı.
Yoksa iktidarın nemalarını kestiği sözde sanatçılar, "2.
Kurtuluş Savaşı başladı. Bugün ölmek için ne güzel bir gün!",
"Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş. Sen hâlâ anlamadın mı?
Hadi gel" diyerek "Asılacaksın Tayyip"
diyen cehennem tazılarına destek vermeye koşmazdı.
Yoksa iktidarın haksız kazançlarının önünde durduğu baronlar bu
işin başını çekmezdi. Yoksa İsrail, İlgiltere, Fransa, Almanya gibi
ülkeler bu işe göbek atmaz, Avrupa Parlementosu'nda "Tayyip
istifa" diye slogan atanlara asla ve kat'a
rastlamazdık.
Yoksa anarşistinden tut, PKK’lısına, provokatöründen tut,
aksiyoncusuna kadar herkes birkaç saat içinde orada
toplanmazdı.
Başarılı olmanız için önünüzde iki ciddi engel vardı ve o engelleri
aşamadınız.
Hakkınızı teslim etmek lazım. "1000 polis istifa etti,
saflarımıza katıldı" yaygarası kopararak polisi,
"Asker polise sokaklardan çekil yoksa size ateş ederiz
dedi" diyerek askeri saflarınıza çekmeye çalıştınız ama
olmadı.
Allah, kirli oyununuzu tepenize geçirdi, başarılı olamadınız.
Kendinizi de, koca Türkiye Cumhuriyeti'ni de rezil rüsva ettiniz.
Oraya samimi duygularla çıkan çevreci aktivistlerin tertemiz
çabalarına da leke sürdünüz.
"Erdoğan ülkenin Güneydoğu'sunu PKK'ya verecek. Vay hain
vay" diyen siz, 10 günde Taksim'in bir bölümünü PKK'ya,
diğer bölümünü DHKPC-'ye, bir başka bölümünü Ermenilere
verdiniz.
Taksim'i taksim taksim dağıttınız.
"Erdoğan PKK ile müzakere masasına oturuyor" diye
yırtınan siz, PKK ve diğer terör örgütleriyle kucak kucağa pozlar
verdiniz, Öcalan ve terör örgütü bayrağının altında huzurla
yattınız!
Çok sevdiğinizi söylediğiniz T.C.'nin otobüslerini yakıp, üzerine
T.C. yazarak vatanperverlik (!) örnekleri
sergilediniz. Biz buradan bunları söyledik diye bize etmediğiniz
küfür hakaret bırakmadınız. "Kardeşim, oyuna
gelme" diyen kesimlere, "Tayyip'in
köpeği" diyerek üstünlük tasladınız.
Bir çıldırmışlık haliyle saldırdınız.
Sizinle tencere tava çalmayan komşularınıza etmedik hakaret
bırakmadınız. Kapılarını tekmelediniz.
Öyle çıldırmıştınız ki sizi uyaranlara "Koyun"
derken, öte yandan bir avanağın, "Kolum koptu. Gözümü de
çıkardılar. Lütfen yardım gönderin!" diye başlayan,
#tatilöncesitakipleşelim" diye biten twitini bile
30 bin kez RT ettiniz!
"48 saat daha direnirsek hükümet düşecek" twitini
34 bin kez RT ettiniz!
"Arkadaşlar malumunuz. Erdoğan 4. dönem başbakan
seçilemeyeceği için halkı galeyana getiriyor ki erken seçime
gidilsin ve tekrar seçilsin" diyen bir üstün zekalının
twitini 21 bin küsur kez RT ettiniz!
"Polis saat 02.45'te elektrikleri kesecek. Silah sesleri
duyulmasın diye testereyle gelip bizi kesecek. RT acil
yayalım" diyene bile itibar edip 27 bin kez RT
ettiniz.
Aranızdan biri çıkıp, "La oğlum saat 03.30 oldu. Niye
elektrikler kesilmedi hala?" diye sormayı akıl etti de,
sizinle dalga geçen, "Keban'daki görevli Allah'tan
uyuyakalmış ondan elektrik kesilmedi. Allah bizimle yürüyün
arkadaşlar" diye dalga geçti, onu bile anlamadınız 12 bin
küsur kez daha RT ettiniz!
Bakın size başka birşey anlatayım!
Bir genç kızın eylemler sırasında yağmur yağmasından ilham alarak,
"Bu yağan yağmur değil. Atatürk'ün gurur
gözyaşları" sözü üzerine gaza gelip "Devrimi
başardık şükürler olsun" diyeninizi gördüm canım
kardeşim!
Bu ülkenin insanı, gece Taksim Meydanı'nda çekilen bir fotoğrafa
photoshopla Atatürk'ü koyup "O da aramızda ve bizimle.
Merak etmeyin" diye paylaşılan bir tweet gördü yahu...
Erdoğan'a "Diktatör" derken, Esad'ı destekleyen
yayınlar yapan El Akhar gazetesinde gerçek diktatöre bağlılıklarını
her yazısında sunan Ece Temelkuran'ın peşine takıldınız!
"Çoğunluk bana birşey dayatamaz ama, ben azınlık olarak
onlara istediğim şeyi dayatırım" diyerek kendinizi inkar
edip toplumun gözünde bir anda sıfıra indiniz.
Dün bir kanalda izledim.
Muhabir, aranızdaki bir eylemciye , "İktidar bunun bir
darbe girişimi olduğunu söylüyor. Sizin birilerinin oyununa
geldiğinizden bahsediyor" diye soruyor.
Eylemci, "Biz Türk gençliğiyiz. Atatürk gençliğiyiz. Bizi
kimse oyunların içine çekemez. Bizi kimse kandıramazzz"
diye cevap veriyor.
Siz şak şak şak alkışlıyorsunuz.
Muhabir bu kez, "Peki Erdoğan referandum yapılabileceğini
söyledi. Ne diyorsun" diye soruyor.
Eylemci gözü dönmüş bir halde, "Ne referandumu kardeşim, ne
referandumu? Halka soracak, halkaaa!" diye çığırıyor, siz
yine şak şak şak alkışlıyorsunuz.
Yahu arkadaş! Siz bu kafayla bir oyunun içinde olduğunuzu nereden
bileceksiniz, nereden anlayacaksınız ki...
Tüm bunların üstüne siz bir de kalkıp bana ve benim gibilere
"Koyun sürüsü" diyorsunuz!
Vallahi razıyım!
Devrimcilik için gerekli olan zeka şayet buysa, ben koyun olarak
kalayım, razıyım!