Simaviler'in hayatı roman oldu
Abone olTürkiye basın tarihine uzun bir döneme damgasını vuran Hürriyet ve Günaydın'ın eski sahibi Sedat Simavi ile oğulları Erol ve Haldun Simavi'nin yaşamı kitap oldu.
Bir dönem Hürriyet ve Günaydın'ın sahiplerinin bilinmeyen
yönleri. Sedat Simavi'nin cebindeki siyanürden Erol Simavi'nin
Gönül Yazar aşkına kadar... Haldun Simavi kardeşini niye terk etti?
Günaydın'ı kurarken niçin Orhan Gencebay dinliyordu? Vehbi Koç'un
gelini, Haldun Simavi ile nasıl evlendi? Erol Simavi Özal'a neyin
satışı için komisyon teklif etti? Simavi Ailesi'nin hayatı 'roman'
oldu Yaklaşık 60 yıl medya tarihine damgasını vuran Sedat Simavi
ile oğulları Haldun ve Erol Simavi'nin hayatı gazeteci İrem Barutçu
tarafından kitaplaştırıldı. Hürriyet'i son parasıyla çıkardı
Kitapta o tarihlerde '7 Gün' dergisini çıkaran Sedat Simavi'nin
Hürriyet gazetesini çıkarma serüveni şöyle anlatılıyor: "Sıfırı
tüketmişti. Yıllardır çıkarmakta olduğu 7 Gün'ün getirdiği birikim
yeterli olmayınca, eşi Melek Hanım'ın mücevherlerini, bazı değerli
ev eşyalarını, hatta Kanlıca'da oturdukları evi Emniyet Sandığı'na
rehin koymuştu. O kadar sıkıntılı bir durumdaydı ki, çıkaracağı
gazetenin kağıdı bile borçla temin edilmişti. Baskı makinelerinde
gazetesinin ilk sayısının dönmekte olduğu gece, çalışanları Çiçek
Pasajı'na götürdü. 'Birkaç saat sonra, kadehler boşalıp sohbet
noktalandığında garsona çıkarıp 50 lira uzattı. Hesabın üstünü
beklerken Hikmet Bil'e döndü, fısıldadı': Hikmet, bu benim son 50
liram.' Hürriyet'in horoz arması neden kaldırıldı "İlk önce
gazetenin armasının horoz olmasına karar verildi ve İstanbul
horozlu afişlerle donatıldı. Ancak horoz alay konusu oldu, hatta
'Erken öten horozun başı kesilir diye alay edilmeye başlandı.
Gazetenin planlanandan 6 ay geç çıkması üzerine de alay konusu olan
horoz armasından vazgeçildi." Sedat Simavi mahkemede ağlıyor Sedat
Simavi dönemin Demokrat Parti Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile
Kıbrıs konusundaki yazıları yüzünden mahkemelik oldu.
Simavi-Köprülü davası 1953 yılında İstanbul İkinci Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görüldü. Simavi'nin avukatı Adil Aşcıoğlu yaşananları
anlatıyor: "Manen ve bedenen çökmüş durumdaydı. Dile kolay 1950
seçimlerinin hemen ardından arayarak, 'Efendim, Bayar ve Menderes
soruyorlar, bir emriniz var mı' diyen politikacı, şimdi ona sanık
sandalyesini reva görüyordu. Babıali'de alaylı-mektepli ayrımı O
yıllarda Babıali'de mektepli gazeteci çok azdı. Bilgi daha çok bir
kuşaktan diğerine usta-çırak ilişkisiyle aktarılıyordu. Haldun ve
Erol Simavi de ikinci gruptandı. Erol Simavi o günleri, "Bu işe on
iki-on üç yaşlarında ilk kez 7 Gün, Karikatür dergilerinde mücellit
olarak başladım. Sonra terfi edip makinist oldum. Sonra yine terfi
edip fotoğrafçı oldum. Sonra Hürriyet'i çıkarırken klişehanemiz
kuruldu ve orada çalıştım" diye anlatıyor. Erol Simavi- Gönül Yazar
aşkı Takvimler Haldun ile Erol Simavi'nin ortaklığının bittiği 1968
yılını gösterirken, Belma ve Erol Simavi çifti de evliliklerinin en
zor dönemine yelken açıyorlardı. Erol Simavi, sahnelerin Taşbebek
lakaplı şarkıcısı Gönül Yazar'a tutulmuştu. Halbuki Gönül Yazar,
Erol Simavi'den önce Belma Simavi'yle dostluk kurmuştu. Dostluk
zamanla ilerlemişti. Öyle ki Gönül Yazar, Erol Simavi'ye 'baba',
Belma Simavi'ye 'anne' diye hitap ediyordu. Fakat Lübnanlı
nişanlısı Maruf Bektaş'ın sınırdışı edilmesinin ardından, nam-ı
diğer 'babanın' Taşbebek'e ilan-ı aşk etmesiyle dostluk, gönül
ilişkisine dönüştü. Gönül Yazar o anı şöyle anlatıyor: "Bebek
Belediyesi'nde okumaya başladım. Bir gece balkona çıktık.
'Gönül'cüğüm sana bir şey teklif edeceğim ama hemen şimdi karar
vermek zorunda değilsin. Zor bir karar. Düşün, taşın' dedi. Erol
Bey, 'Teklif edeceğim iki yol var', 'Biri Beyrut yolu. Diğeri,
benim yolum!' dedi. Elimi tuttu. Allahım, o gökyüzü, yıldızlar,
deniz... Hepsi birbirine karıştı..."