Polis memuru direniyor, amiri
diretiyor:
"Sık ulan sık, sıksana geri zekalı!"
Kazanan polis memuru değil amiri oldu!
Her gün yüzyüze baktığı esnafa bu kötülüğü yapamadı o polis
memuru. Ama amiri konumundaki zorba, ensesinden tuttuğu gibi, gazı
sıktırdı.
"Sık ulan" ifadesi medyada hayli ilgi gördü.
Oysa asıl mesele, orada kendi polisine zorbalık yapan amirin kaba
tavrıydı. Çocuğuna yapmayacağını, bu devletin polisine
yaptı. Ensesini kaptığı gibi, biber gazı eylemini
gerçekleştirdi!
"Sık ulan sıksana" diyerek püskürtmek
istediği topluluk esnaf.
Dükkanının derdine düşmüş. Ne bir taşkınlık var, ne de
zorbalık.
Molotof yok...
Sapan yok...
Taş yok...
Esnafın taşıdığı dövizlerde de herhangi bir sorun
yok.
Tek istedikleri il valisinin karşısına dikilmek ve derdine çare
bulmak.
Bulamadılar... Biber gazıyla püskürtüldüler.
Zorba bir polis amirinin emriyle...
Ben "zorba" koydum adını, sıkça kullanılan "Paralel"
demiyorum. Zira elde bu "zorba" polis amirine "Paralel" diyecek bir
delilim yok.
Öyleyse eğer...
Bu ülkenin çivisi çıktı demektir...
Benim dediğim açık ve net...
Bu zorbalık cezasız kalmamalı.
Kalırsa...
Gaziantep esnafını küstürürsünüz.
AK Parti'ye verilen oyları püskürtürsünüz...
KOD ADI KOZ FİLMİNİ MUTLAKA
İZLEYİN!
17-25 Aralık sürecini anlatan KOD ADI
KOZ filminin galasındaydım dün.
Filmin 15 dakikalık bölümü sıkıcıydı.
Ama sonrası dehşet..
İzledikçe tüyleri diken diken eden diyaloglar var, KOD ADI
KOZ'da...
Cemaat-İktidar kavgasının üzerinden epey zaman geçti. Her
iki taraf bir yılı aşkındır (gizli kavgalar hariç) bilek güreşi
yapıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, neredeyse tek başına
kafa tutuyor Gülen hareketine.
Dışarıdan bakıldığında anlatılanlar AK Partili
olmayan çevrelere inandırıcı gelmiyor. Cemaat'in
söylemleri de aynı şekilde onlardan olmayanları tatmin
etmiyor.
KOD ADI KOZ bir çok yaşanmış olaya ışık tutuyor.
Kafanız karışıksa eğer, KOD ADI KOZ o karışıklığı
gideriyor.
Hele son sahne...
Ürpertiyor!