Sigara gözü de bozuyor
Abone olSigaranın zararları saymakla bitmiyor. Görmenin azalmasına da yol açıyor...
Göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Tunç Ovalı, sigara, şişmanlık
ve sağlıksız diyetin, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı (makula
dejeneresansı) görülme olasılığını artırdığını bildirdi.
Ovalı, yaptığı yazılı açıklamada, ileri yaş grubunda kalıcı görme
azalmasına yol açan etkenlerin başında yaşa bağlı sarı nokta
hastalığının geldiğini söyledi.
Retinanın tam ortasında yer alan ve keskin görmeyi sağlayan alana
renginden dolayı sarı nokta denildiğini kaydeden Ovalı, yaşlanmayla
birlikte bazı hücre atıklarının burada biriktiğini ve görme
azalmasına yol açabilecek sarı nokta hastalığına neden olabildiğini
ifade etti.
Hastalığın, görmenin azalması ve bakılan cisimlerin şeklinin
düzgünlüğünü kaybetmesi gibi iki önemli belirtisi bulunduğunu
belirten Ovalı, kadınlarda görülme olasılığının erkeklere göre daha
fazla olduğunu kaydetti.
Hastalığın kuru ve yaş tip olmak üzere iki biçimde geliştiğini
anlatan Ovalı, ''Kuru tipte sarı nokta ve bunun altındaki hücreler
erimeye başlar. Bu olay yavaş ilerler, görme azalması da yavaş
olur. Yaş tipinde ise sarı noktanın altındaki hücre tabakalarında
anormal damarlar gelişir ve sarı noktayı etkileyerek bu hassas
bölgenin tahribatına neden olur. Bu grupta tahribat son derece
hızla ilerleme gösterebilir'' diye konuştu.
Sarı nokta hastalığında etkili faktörlerin başında kişinin yaşının
geldiğini, ortaya çıkmasında ırsiyetin de rolü bulunduğunu dile
getiren Ovalı, ''Ancak yapılan araştırmalar, bu iki önemli etkenin
yanında, sigara, şişmanlık, sağlıksız diyetin de yaşa bağlı sarı
nokta hastalığının görülme olasılığını artıran etkenler arasında
yer aldığını ortaya koymuştur'' dedi.
Kuru tip sarı nokta hastalığının günümüzde etkin bir tedavisi
bulunmadığını, ancak bazı vitamin ve minerallerin oluşma ve
ilerleme riskini azalttığını belirten Ovalı, bu nedenle antioksidan
ve minerallerin bol bulunduğu taze sebze ve meyve tüketilmesini
önerdi.
Ovalı, yaş tip sarı nokta hastalığında ise fotodinamik tedavi ve
göz içi ilaç uygulamaları gibi yöntemlerle, hastaların önemli bir
kısmında görmenin aynı düzeyde korunabildiğini ifade etti.