Sıfırcı Hocalarla 'parazit yapı' kol kola!
Abone olAK Parti MKYK üyesi Bülent Gedikli, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye kararlarını eleştirdi.
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu
(MKYK) Üyesi Bülent Gedikli, uluslararası değerlendirme kuruluşları
Fitch ve Moody's'in verdiği kararları sert dille
eleştirdi.
Gedikli, "Paralel demiyorum artık ben. Bu parazit yapının Türkiye'yi zehirletmek için kol kola verdiği raiting kuruluşlarının açıklamaların amacını artık yatırımcı da millet de görüyor" dedi.
Gedikli, son dönemdeki ekonomik, siyasi gelişmeler ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için takvimin belirlenmesinin, "paralel yapının" ve dış ülke kaynaklı provokasyonların şiddetini arttırmasına neden olduğunu dile getiren Gedikli, piyasalardaki olumlu havanın kaybolması için yapılan ve alışık oldukları "ekonomik-politik tetikçilik" ile başarılı mücadelelerinin devam edeceğini bildirdi.
Bu konuda en büyük destek ve güçlerinin ise milletin oyunu
istikrara vermiş olması ve "kaosa hayır" demiş
olmasından kaynaklandığını vurgulayan Gedikli, şunları
kaydetti:
"Fitch ve Moody's reel sektörün borçluluğuna, büyümenin yavaşlamasına dikkat çekerek bankacılık sektörü üzerindeki risklerin arttığını belirtmiş. Bu açıklamalar, yerel seçim sonuçlarının belli olmasının, yani AK Parti'nin yüzde 45 oy alması, Türkiye'de siyasi belirsizlik gibi bir durumun söz konusu olmadığının anlaşılmasının ve genel seçimlerin zamanında yapılacağının aşikar olmasının ardından yapıldı. Şimdi bu nasıl bir amaca hizmet etmektedir? Ayağına bastığımız ve Türkiye'nin bünyesinden temizlenecek olan paralel demiyorum artık ben. Bu parazit yapının Türkiye'yi zehirletmek için kol kola verdiği raiting kuruluşlarının açıklamaların amacını artık yatırımcı da millet de görüyor. Her zaman söylediğim gibi uzun vadeli yatırımcı böyle açıklamalara bakmaz. Paranın kendi aklı vardır ve güvenli limana hareketini sürdürür."
TÜRKİYE BÜYÜMEYİ SÜRÜYOR...
Son açıklanan üretim ve işsizlik rakamlarına da bakıldığında Türkiye'deki istikrarın devam ettiğinin açıkça görüldüğünü belirten Gedikli, siyasi ve ekonomik tüm "darbe" girişimlerine rağmen büyümenin bu dönemde ivmesini koruduğunu söyledi.
Bülent Gedikli, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Janet Yellen'in, "ekonominin hala FED'e ihtiyacı var, büyüme oranları ve istihdamda dünya çapında istenilen rakamlar yakalanamıyor" dediği bir dönemde Türkiye'nin buna en iyi cevabı gösterdiği performansla verdiğini vurgulayan Gedikli, "Küresel ekonomide büyüme oranlarının neredeyse 1-2 bandına revize edildiği bir dönemde Türkiye, büyüme konusunda yüzde 3 bandını koruyor" dedi.
Dünyanın önde gelen şirketlerinin de Türkiye'nin geleceğine güvendiğine dikkati çeken Gedikli, Gezi Parkı odaklı olaylar ve sonrasındaki siyasi operasyonların dahi bu şirketlerin kararlarını etkilemediğini ifade etti.
"AVRUPA'NIN HELİKOPTERE DEĞİL, TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR"
Yıllar önce "Ekonomiyi deflasyondan kurtarmak için, gerekirse helikopterden para yağdıracaksın" dediği için eski FED Başkanı Ben Bernanke'ye "Helikopter Ben" lakabı verildiğini hatırlatan Gedikli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şimdi ise Avrupa Merkez Bankası deflasyon korkusu nedeniyle aynı yolu tercih edeceğinin sinyallerini veriyor. Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişleme için gereken bazı regülasyon değişilikleri ve çözülmesi gereken pratik problemleri olduğu görülüyor. Aslında atılan adım FED'inkinden farklı. Şöyle ki; KOBİ'lere kredi verilmesini sağlayacaklar. Dolayısıyla paranın bölgenin dışına çok fazla taşması söz konusu olmayacak. Buna karşın genel algı, parasal genişleme şeklinde olacak tabi ki. Bu da ekonomilerde olumlu bir hava estirir.
Avrupa hala en büyük 2 sorununu çözemedi, iç talep ve istihdam. Nüfus yapısı en büyük handikapı olduğu için aslında bu noktada en büyük ticaret ortağı olan Türkiye'nin genç, dinamik nüfusuna, iştahlı girişimcisine kapılarını açması gerekiyor. Vizeymiş, şuymuş buymuş gibi detaylarla Türkiye'yi kapıda bekletmelerinin en büyük zararının aslında kendilerine olduğunu anlamaları gerekiyor. Yani Avrupa'nın helikoptere değil, Türkiye'ye ihtiyacı var."