Sierra’nın ailesinden katil zanlısına mektup
Abone olSierra cinayetinin yankıları hâla devam ediyor. Acıları hâla taze olan Sierra’nın ailesi katil zanlısına bir mektup yazdı. Sierra’nın annesi...
Sierra cinayetinin yankıları hâla devam ediyor. Acıları hâla
taze olan Sierra’nın ailesi katil zanlısına bir mektup yazdı.
Sierra’nın annesi ve erkek kardeşi, 3 Eylül’de gerçekleşecek
duruşmada okunması için Sierra cinayetinin avukatı Ceren Şarman
aracılığıyla Laz Ziya lakaplı Ziya Tasalı’ya mektup gönderdi.
ABD’den fotoğraf çekmek için İstanbul’a gelen Sarai Sierra, 22 Ocak
2013’te kayboldu, yapılan çalışmalar sonucunda Sierra’nın cesedi 2
Şubat 2013’te Sarayburnu’ndaki surlarda bir dehlizde bulundu.
Polisin günler süren araştırması sonucunda katil zanlısı olarak
Ziya Tasalı’ya ulaşıldı.
Firar eden Tasalı, 17 Mart 2013’te Hatay’da yakalanıp tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan tarafından hazırlanan
iddianamede, Tasalı hakkında “canavarca hisle öldürmek” suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, “cinsel saldırı ve nitelikli hırsızlık”
suçlarından 5 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istendi.
“HAYATIM BİR DAHA 22 OCAK GECESİ GELEN TELEFONDAN ÖNCESİ GİBİ
OLMAYACAK”
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşması 3 Eylül’de
görülecek dava öncesi Sarai Sierra’nın annesi Betziada Jimenez ve
erkek kardeşi David Jimenez, ayrı iki mektubu ailenin Türkiye’deki
Avukatı Ceren Şarman’la paylaştı. Katil zanlısı Tasalı’ya seslenen
aile, mahkeme dosyasına da girecek olan mektup yazdı.
Sierra’nın erkek kardeşi David Jimenez, mektubunda şunları yazdı:
“Sarai’yi kaybetmek şimdiye dek başıma gelen en büyük sarsıntı. O
harika bir kardeş ve hatta daha da iyi bir arkadaştı. Hayatımın
geri kalan yılları nasıl geçecek, bilmiyorum. Fakat hayatımın bir
daha asla 22 Ocak gecesi gelen telefondan önceki gibi olmayacağını
kabullenmek zorundayım. Bu geçtiğimiz aylar bizim için ne kadar zor
olsa da, Tanrı bütün bu zaman boyunca bize hep yakın oldu. Bunun,
ailemin yaşamını nasıl değiştirdiği hakkında yazmayı sürdürebilirim
ama sanırım öyle bir mektup yazmak istemiyorum. Şiddet dolu bir
geçmişin mi var yoksa kız kardeşim incittiğin ilk insan mı? Bunu
bilmiyorum. Ancak senin için hâla bir umut ve bağışlanma imkanı
olduğunu biliyorum. Bu cümleleri yazabilmemin tek nedeni, bizzat
benim bol bol bağışlanmış olmamdır. Tanrı, pek çok günah işlemiş
olmama rağmen gene de beni bağışladıysa, sana karşı kin beslemem
yanlış olacaktır. Belki asla adam öldürmemiş olabilirim ama İsa
Mesih şöyle diyor, ‘Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak
dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenecek
herkes yargılanacaktır.’ Hiç kimse kendisini inciten birine
öfkelenmeden bir gün bile geçirmemiştir. Benim de Tanrı’nın önünde
günahlarım var ama İsa Mesih sayesinde onun huzurunda bağışlanmış,
aklanmış ve suçsuz olarak durabilirim. Bu nedenle Ziya, bil ki
sadece Türk mahkemelerinin huzurunda değil, daha önemlisi kutsal ve
adil bir Tanrı’nın huzurunda da hüküm giymiş durumdasın."
Bir cinayet işlendiğini belirten David Jimenez, Adaletin yerine
geleceğini umut ediyorum. Dua ediyorum ki, eğer bu suçu işleyen
kişi sen isen, adalet tam olarak yerini bulsun. Ne eksik ne fazla”
ifadelerini kullandı.
“SENİ BAĞIŞLIYORUZ DİYEBİLMEKTEYİZ”
Anne Jimenez’in mektubu ise şöyle: “Bu mektubun okunmasını arzu
etmemin nedeni kızımız Sarai Sierra’nın ölümünden bu yana ailemizin
içinde bulunduğu durumu ifade etmektir. Bu zaman bizler için hiç
kolay olmadı, çok gözyaşı döktük ve halen dökmekteyiz. Sarai
sevecen bir anne, bir eş, bir evlat ve David ile Christina’nın kız
kardeşleriydi. Ablası Christina, bir daha onu görmeyeceğini
hatırlayarak artık Sarai’nin resimlerine dahi bakmıyor. Çünkü onu
bizden kopardın. Sarai aklına koyduğunu yapmakta azimli, eğlenceli,
şefkatli ve hayat dolu bir kadındı. Çok şükür Tanrı, içinden
geçtiğimiz bu karanlık zamanda bize güç verdi ve lütuf gösterdi.
Rabbimize ve İsa Mesih’e güveniyoruz. O bağışlayıcıdır. Onun
merhameti ve ve sevgisi sayesinde sana ‘Seni bağışlıyoruz’
diyebilmekteyiz."
Adaletin yerini bulacağını belirten anne Jimenez, mektubuna şöyle
devam etti: "Sarai’ye karşı işlediğin suçun cezasını çekeceksin.
Bilmeni istiyoruz ki, inandığımız Tanrı merhametli ve sevecendir.
Onda bağışlanma vardır. Bize gelince, kızımızı bir gün tekrar
göreceğimizi biliyoruz. Çünkü bu Rabbimiz ve İsa Mesih’in bize
verdiği vaattir ve ben bu vaade dayanarak dimdik duruyorum.”
SİERRA’YI SAVUNMAK İÇİN İKİ AY ÇABALADI
Sierra’nın ailesinin mektubu, ailenin Türkiye’deki avukatı Ceren
Şarman’a geldi. Henüz iki yıllık 25 yaşındaki genç avukat Şarman,
televizyondan izlediği olayın ardından Amerikan Konsolosluğu’nu
arayarak aileye ulaştı. Şarman, süreci şöyle anlattı: “Ailenin
avukatı olmadığını öğrendim. Bu süreçte onlara avukat olarak
yardımcı olabileceğimi düşündüm. Çok uğraştım ve eşi Steven
Sierra’nın telefonunu buldum. Aile önce çok memnun oldu. New
York’ta bir senatör araya girdi. Kim olduğumu, nerede okuduğumu
sordu. Bilgilerimi istediler. Daha sonra aile bir anda görüşmeyi
kesti. Aradan birkaç ay geçti. Mail atarak bu olayın Türkiye’de
kapatılmaya çalışıldığını düşündüklerini belirterek bir avukata
ihtiyaçları olduğunu söylediler. ‘Bize yardım etmek ister misin’
dediler. Ben de ailenin Türkiye’deki avukatı oldum.
“AİLE PERİŞAN”
Şu an acılı ailenin bulunduğu durumu aktaran Avukat Şarman, ailenin
perişan olduğunu şöyle anlattı: “Aile şu anda perişan durumda.
Sierra 33 yaşında bir anneydi. Aynı zamanda bir annenin evladıydı.
Çocuklarına bu durumu açıklamak çok uzun bir zaman aldı. Bu yüzden
aile için çok zor bir durum aile halen kendine gelebilmiş değil.
Kiliseye gidiyorlar onun için dua edip gözyaşı döküyorlar.”
AİLE TÜRK POLİSİNE MİNNETTAR
Ailenin olayı aydınlatan Türk polisine minnettar olduğunu dile
getiren Şarman, “Türk polisi iğneyle kuyu kazdı adeta bu nedenle
Türk polisine teşekkür ediyoruz” dedi.
(İHA)