Şiddetle terbiye ediyoruz

İki üniversitenin yaptığı aile içi şiddet araştırması, terbiye için hala şiddetin kullanıldığını ortaya koydu.

Galatasaray Üniversitesi'nin evsahipliğinde, ''Fransızca Konuşan Kriminologlar Derneği'nin 10. Kolokyumu'', üniversitenin Ortaköy yerleşkesinde başladı.

Toplantının öğleden sonraki bölümünde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Sokullu Akıncı, Uludağ Üniversitesi'nden bir grup öğretim üyesiyle gerçekleştirdikleri, ''Türkiye'de Aile İçi Şiddet Araştırması''nın sonuçları hakkında bilgi verdi.

Araştırma, yüzde 25'i Marmara Bölgesi'nde yaşayan 10-83 yaş arası toplam 1304 kişiyle yapıldı. Yüzde 47'si üniversite mezunu olan katılımcıların yarıdan fazlasını kadınlar oluşturdu.

Büyük bir bölümü kent ve ilçe merkezlerinde yaşayan katılımcılardan 469'u, hayatlarının bir bölümünde aile içi şiddete maruz kaldığını ya da tanık olduğunu ifade etti. Bizzat şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 72.5, erkeklerin ise yüzde 27.4 olarak belirlendi. Araştırma, üniversite mezunu olan katılımcıların yüzde 42.2'sinin şiddet gördüğünü ortaya koydu.

Çalışmaya göre, şiddet uygulayanların başında eşler geliyor. Bunu baba, anne, akraba ve ağabey izliyor. Uygulanan şiddet türleri arasında da ilk sırada ''dayak'' yer alıyor. ''Kötü muamele'', ''özgürlüklerin kısıtlanması'' ve ''cinsel nitelikli eylemler'' de uygulanan şiddet türleri arasında bulunuyor.

-EVLİLİKLE BİRLİKTE BAŞLIYOR-

Araştırma, bazı kadınların evlilikle birlikte şiddetle tanıştığını da ortaya koydu. Buna göre, kadınların yüzde 25.8'i evlilikle birlikte şiddetin başladığını ifade etti. Evliliğin ilk yılında şiddetle tanışanların oranı ise yüzde 27 olarak belirlendi. Cinsel şiddet görenlerin yüzde 33'ü, hala bunun psikolojik etkisini üzerinde taşıdığını ifade etti.

Çalışmaya göre, şiddet görme gerekçeleri arasında ilk sırada yüzde 41.1 ile ''terbiye'' geldi. Bunu ''öfke'' izledi.

Araştırma, tüm bunlara karşın şiddet görenlerin yüzde 72.3'ünün resmi makamlara başvurmadığını ve yüzde 37.3'ünün buna gerekçe olarak ''eşini sevdiğini'' gösterdiğini de ortaya koydu.

Ayrıca, ailede gelir durumu arttıkça şiddetin görülmesi oranının da düştüğü belirlendi.