Şiddetin sorumlusu PKK

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2005 yılı terörizm ülke raporunda, Türkiye'nin terör örgütü PKK/Kongra-Gel'e karşı mücadelesi devam ederken, ülke genelinde PKK terörüyle bağlantılı şiddetin arttığı belirtildi.

Raporun Türkiye bölümünde, Güneydoğu'da Türk güvenlik güçlerinin, terör örgütü PKK/Kongra-Gel'e karşı aktif mücadele içinde olduğu, Türkiye'nin batısı ve İstanbul'da, tatil bölgelerinde sivillerin ölümüyle sonuçlanan bir dizi bombalı saldırı veya saldırı girişimi olduğu kaydedildi.

Kendisini "Kürt Özgürlük Şahinleri (TAK)" olarak tanıtan terörist bir grubun da PKK/Kongra-Gel ile bağlantılı olduğuna yaygın şekilde inanıldığı ve Türkiye'nin batısı ile İstanbul'daki saldırıların çoğunun sorumluluğunu bu grubun üstlendiği belirtildi.

Terör örgütü PKK'nın 1984'ten bu yana silahlı saldırılarını sürdürdüğü bugüne kadar 30 bin kişinin ölümüne neden olduğu belirtilen raporda, "PKK'nın amacı, Türkiye'nin güneydoğusu, kuzey Irak, İran ve Suriye'nin bir bölümünde bağımsız bir Kürt devleti kurulmasıdır" denildi.

Raporda, PKK'lı teröristlerin bir bölümünün halen Irak'ın kuzeyinde bulunduğu, örgütün özellikle Türkiye, Irak, Avrupa ve Ortadoğu'da aktif olduğu kaydedildi.

Raporda, terör örgütü PKK'nın, "Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi", "Kongra-Gel", "Halu Meşru Savunma Kuvveti (HSK)", "KADEK", "Kürdistan İşçi Partisi", "Kürdistan Halkın Kongresi", "Partiya Karkeran Kürdistan", "Kürdistan Halkın Kongresi", "Halkın Savunma Gücü" gibi isimleri de kullandığı belirtildi.

Türk yetkililerinin, geçen ağustos ayında Suriye uyruklu ve El Kaide ile bağlantısı bulunan Luay Sakka'yı yakaladığına da raporda yer verildi ve Sakka, "önemli bir uluslararası terörist" olarak nitelendirildi.

Ancak raporda, Türk yasalarının halen terörizmi, "Türk vatandaşları ve Türk devletine karşı saldırılar" çerçevesinde tanımladığı da ifade edildi. Raporda, "Hükümet, bu yasal tanımlamanın uluslararası standartlarla aynı çizgiye getirilmesi ihtiyacını kabul etmekle birlikte, henüz eski tanım değiştirilmedi" denildi.

ABD raporunun "Akdeniz" başlığı altındaki bölümünde ise, Kıbrıs adasının Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerde önemli bir geçiş ve destek üssü olduğu belirtildi.