Şiddet görüntüleri çocukları nasıl etkiliyor?
Abone olŞiddet, cinayet ve tecavüz gibi olaylar, çocukların ruh dünyasında kapanması zor yaralar açılıyor.
Şiddet, cinayet ve tecavüz gibi olaylar, çocukların ruh
dünyasında kapanması zor yaralar açılıyor. Ekranlardan bu
görüntüleri izleyen çocuk farkında olmadan etrafına şiddet
uyguluyor. Uzmanlar ise şiddeti görmekle yaşamak arasında hiçbir
fark olmadığını vurguluyor.
Şiddet, cinayet ve tecavüz
gibi olaylara hemen her gün gazetelerde ve televizyon ekranlarında
tanık oluyoruz. Yetişkinler bu olumsuzlukları görmezden gelmeye
çalışıp duyarsızlaşırken, çocukların ruh dünyasında kapanması zor
yaralar açılıyor.
Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre, çocuklar 18 yaşına
geldiklerinde en az 200 bin şiddet içerikli film, görüntü ve
benzeri program izlemiş oluyor.
Türkiye'de bu konuyla ilgili herhangi bir araştırma
bulunmuyor, ancak uzmanların görüşü, bizim çocuklarımızın da en az
Amerikalı çocuklar kadar şiddet görüntülerine tanık olduğu yönünde.
Şiddet ve cinayet içeren görüntüleri izleyen çocuklar,
zaman içerisinde başkalarına şiddet uygulamayı normal bir davranış
olarak görmeye başlıyor.
Bu çocukların ileriki yaşlarda saldırgan davranışlar sergilediğini
aktaran Psikolog Ayşe Özden, çocukların birçoğunun çevrelerine
karşı duyarsızlaşarak, şiddet göstereni model aldığını dile
getirdi. 8 yaşındaki bir hastasının cinayet içeren görüntülere
maruz kalması sonucu saldırgan davranışlar sergilediğini örnek
veren Özden, ''Bu görüntüleri izleyen yetişkin bir kişi,
oluşacak ruhsal etkilere karşı kendisini koruyabilir. Çocuklarda
savunma mekanizması gelişmediği için bu görüntüler travmaya yol
açar. Bu travma, yetişkin olduğu zaman da ortaya çıkabilir.
Bilinçaltına yerleşen o görüntüler nedeniyle birey, şiddet eğilimli
olabilir. Birçok kişinin saldırgan olmasının nedeni, çocukken
yaşadığı bu tür travmalardır.'' dedi.
OLUMSUZ HABERLER ÇOCUKLARI ETKİLİYOR
Olumsuz haber ve görüntülere maruz kalan çocuklar, zihinlerinde
birtakım genellemeler yaşıyor. Başlarına her an kötü bir şey
geleceğini düşünüp korkuya kapılıyor. Sosyal hayatta
herkesten zarar göreceği düşüncesini taşıyor. Bu tür düşüncelerin
çocukları diğer kişilere karşı güvensizliğe ve önyargılara ittiğini
belirten Psikolog Özden, ilerleyen önyargı ve güvensizliğin kişisel
ve sosyal yaşamda sorun haline gelebileceğini vurguladı.
Sosyolog Nilüfer Narlı ise çocukların olumsuz görüntülere maruz
kalmaması için televizyon izlemenin yasaklanmasının bir çözüm
olmadığını aktardı. Ailelerin çocukları ile karşılıklı konuşmaları
gerektiğini söyleyen Narlı şunları söyledi: "Ebeveynler
konu ile ilgili çocukların duygu ve düşüncelerini alarak onların
kendilerini ifade etmelerine imkan tanımalı. İfade edilen duygular
çocukların rahatlamasına ve kendilerine güvenmesine imkan sağlar.
Olumsuz duygular ifade edilmediği sürece çocuklukta daha kalıcı
izler bırakabilir.''
Çocuğu şiddet görüntülerinden korumak için ne
yapmalı?
Televizyonu tamamen yasaklamayın. Yasaklanması durumunda
çocuk için televizyon daha cazip hale gelecektir. Uygun olmayan
kanalları listeden silin.
Çocuklarınızla karşılıklı konuşun. İzlediği konu ile ilgili duygu
ve düşüncelerini alarak kendisini ifade etmesine fırsat verin.
İfade edilen duygular, çocukların rahatlamasını ve özgüvenini
sağlayacaktır.
Çocuğa asla 'bu programı izlemeyeceksin' demeyin. Bunun yerine
''eğer bu programı izlersen şöyle, izlemezsen böyle bir
sonuç ortaya çıkar'' diyerek kontrolün çocukta olduğunu
hissettirin. Televizyon yerine çocuğa alternatifler
sunulmalı.
Zaman