Hamileyken eşinden dayak yediğini iddia edenler, birbirlerini hem dövüp hem sevenler, sevgilisinin burnunu ısıranlar... İşte gösteri dünyasının gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine taş çıkartacak türden ilişkileri... DOKTOR EŞİNDEN ŞİDDET GÖRDÜ Türkiye'nin tescilli güzellerinden Zeynep Tokuş da eşinden şiddet gören ünlülerden. Üstelik onun şiddet ve geçimsizlik yüzünden boşandığı eşi eğitimli yani bir doktor. Daha önce Bülent Helvacıoğlu ile bir evlilik yapan Zeynep Tokuş mutluluğu bulamayınca eşinden boşandı. Daha sonra da jinekolog Alp Nuhoğlu ile evlendi. Erken doğan bebekleri yüzünden bir dönem birbirlerine kenetlenen Nuhoğlu ve Tokuş için daha sonra olaylar farklı bir seyir izlemeye başladı. Çift şiddet olaylarının kahramanı olarak kayıtlara geçti. Bir arkadaş partisinden döndükten Nuhoğlu’na “Arkadaşların beni aşağıladı, sen sahip çıkmadın” diyen Zeynep Tokuş, tartışma büyüyünce kocasından dayak yedi. Karakolu arayıp yardım istedi. Tokuş eşinden önce davacı oldu, sonra vazgeçti. Ama çiftin evliliği fazla yürümedi. Nuhoğlu ve Tokuş boşandı. GÜZEL YÜZÜ DARMADAĞIN OLDU Müzik piyasasında son dönemde yaratılan en parlak yıldızlardan biriydi Rihanna... 51'ncisi düzenlenen Grammy ödül gecesine katılması beklenen Rihanna son anda bu kararından vazgeçinde ilk anda herkes bunu normal karşıladı. Ama güzel yıldızın törene neden katılamadığı kısa bir süre sonra ortaya çıktı. Rihanna evlenmeyi planladığı sevgilisi Chris Brown'dan dayak yemişti. Hem de öyle sıradan bir dayak değildi bu. Güzel yıldızın yüzü kelimenin tam anlamıyla darmadağın olmuştu. Rihanna'nın yüzünün görüntüsü ortaya çıktığında bütün dünya şok geçirdi. Ancak Rihanna kendisine şiddet uygulayan Brown'ı hayatından uzaklaştırdı. Dayağın hemen ardından polis tarafından aranan Brown, “aile içi şiddet” suçlamasıyla tutuklandı. Brown, 50 bin dolar kefalet ödeyerek serbest kaldı. şiddet uygulamaktan suçlu bulundu ve 5 yıl gözetim altında tutulma ve 6 ay kamu hizmeti verme cezasına çarptırıldı. Los Angeles mahkemesinin aldığı karar uyarınca Brown ayrıca, bir yıl boyunca danışmanlık programına katıldı ve Rihanna'ya 91 metreden fazla yaklaşmama cezası aldı. Çift bir ara tekrar barışıp görüşmeye başladı. Fakat şu sıralar Rihanna'nın başka bir sevgilisi var. 8 AYLIK HAMİLEYKEN BENİ DÖVÜYORDU Ünlüler dünyasındaki en gürültülü eş kavgalarından birinin kahramanları da Yeşim Erçetin ve bir döneme şarkılarıyla damgasını vuran Ozan Orhon. Erçetin ve Orhon birbirlerine deli gibi aşık olup nikah masasına oturmuştu. Niyetleri de ömürlerinin sonuna kadar evliliklerini sürdürmekti. Hatta Yeşim Erçetin'in hamile olduğu haberi çiftin mutluluğunu ikiye katladı. Ama daha ilk bebekleri bile dünyaya gelmeden çiftin mutlu yuvasının üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. Daha sonra çift tek celsede boşandı. Bunun ardından da evlerinin dört duvarı ardında yaşanan her şey medya aracılığıyla kamuoyunun gözleri önüne saçılmaya başladı. Yeşim Erçetin daha sonra katıldığı bir TV programında eşi Ozan Orhon'un 8 aylık hamileyken bile kendisini dövdüğünü söyledi. Erçetin'in iddiaları bununla da sınırlı kalmadı. Eşinden sadece 1 kez dayak yemediğini bunun sürekli tekrarlandığını ekledi sözlerine. "Yeni doğum yaptığımda da, kucağımda bebeğimle de Ozan'dan dayak yedim" diye konuştu Erçetin Eski eşi hakkında iddiaları bunlarla da sınırlı kalmadı. "Ozan önceden kızımıza çok düşkündü" diyen Erçetin daha sonra eski eşinin bu konuda da değiştiğini ve çocuğunu ihmal etmeye başladığını ileri sürdü. Erçetin'in bu konudaki sözleri de zehir zemberekti. Orhon'daki bu değişimi ünlü manken Arzu Yanardağ'la yaşadığı aşka bağladı. "Arzu Yanardağ ile aşk yaşamaya başladıktan sonra çocuğumuzdan da elini çekti. Onun için bile tek kuruş para vermedi." "Bir insanın eline ayda 4 bin lira geçiyorsa, kızı için harcayacağı para 750 liraysa en azından 250 lirasını çıkarıp vermeli. " Eski eşinin sevgilisi için harcama yaptığını ama kızına aynı özeni göstermediğini söyledi Erçetin. "Bir insan eli ekmek tutan bir kadına para harcayıp kendi çocuğuna sadece hamburger ve DVD alır mı. Elbette mutlu olsun,aşık olsun ama bir çocuğu varken elin kadınına para harcayıp, onun çocuğuna bir şeyler alıp kendi çocuğuna tek kuruş vermiyor" diyerek iddialarını sürdürdü. Yeşim Erçetin ile Ozan Orhon'un dayak konusundaki atışmaları uzun süre devam etti. Orhon eşinin "Beni hamileyken de yeni doğum yaptığım sırada da dövdü" dediği Orhon bu iddialara "Sadece 2 kez tokat atım" diyerek yanıt verdi. Orhon eski eşinin bu konudaki iddialarına şöyle yanıt verdi: " Yeşim'e iki kere tokat attım. Birincisinde, anneme küfür etti. Benim hayatımdaki çok önemli üç, dört varlıktan biri annemdir. İkincisinde ise internette geziniyordum. İnternette Yeşim'in çıplak fotoğraflarını gördüm ve çılgına döndüm. Sonuçta evliyim ve karımı seviyordum. İddia ettiği gibi hamile değildi. Hamile kadına vurulur mu? Hiç böyle şey yapar mıyım" Yeşim Erçetin ve Ozan Orhon'un medya aracılığıyla sürdürdükleri tartışma bir süre daha devam etti. İlk evliliğini manken Ebru Şallı ile yapan Orhon'un bu ikinci evliliği de hüsranla sonuçlandı. Erçetin ise bir albüm çalışması yaptı ama istediği çıkışı bir türlü gerçekleştiremedi. BİRBİRLERİNİ SUÇLADILAR Arzu Yanardağ, Ozan Orhon ile ilişkisinin ardından aktör Tolga Karel ile olan olaylı ilişkisiyle de gündeme geldi Karel; basına yaptığı açıklamada "Deniz Akkaya, Arzu Yanardağ ve Demet Evgar gibi ünlü kadınlarla birlikte olduğunu ve hepsinin de kendisini aldattığını" ileri sürdü Yanardağ ise önce Karel ile ilişkisi olduğunu yalanladı. Ama sonra ortaya çıkan bir fotoğraf ikilinin arasında bir ilişki olduğunun kanıtı sayıldı. Yanardağ "Benim Tolga ile ilişkim olamaz. Çünkü onun tercihleri farklı" açıklaması aktörü çileden çıkardı. Tolga Karel, Yanardağ aleyhine 350 bin liralık bir tazminat davası açacağını söyledi. Karel, eski sevgilisi olduğunu iddia ettiği Yanardağ'ın kendisini Tardu Flordun ile aldattığını söyleyerek "Kendisiyle 2001 yılında `Evdeki Yabancı` dizisinin setinde tanıştım. Birlikteliğimizi aile fertleri de biliyor. Her sıkıntısıyla ilgilendim o dönem. Ama marjinal yaşantısı bana ters geldi ve ayrıldım. Sonra öğrendim ki, oyuncu arkadaşım Tardu Flordun ile de beraber olmuş. Yani ikimizi birden idare etmiş. Bunu Tardu itiraf etti. Şunu anlıyorum ki, Arzu benimle olan ilişkisini açıkladığı takdirde ihaneti ortaya çıkacaktı. Bunu düşünerek bana iftira attı" diye konuştu. SEVGİLİSİNİN BURNUNU ISIRDI Arzu Yanardağ cephesindeki tek tartışmalı ilişki bununla sınırlı kalmadı Güzel yıldızın Tardu Flordun ile ilişkisi de magazin gündeminden hiç düşmemişti. Yanardağ, bir yılbaşı gecesi burnu ısırıldığı için hastanenin yolunu tutunca kameralar da ünlü yıldızın özel yaşamına çevrildi. Aslında önceleri ikisi de ilişkilerini sessiz ve sakin bir şekilde basının ve kamuoyunun gözlerinden uzak bir şekilde sürdürüyordu. Ama Flordun sevgilisinin burnunu ısırınca çift inanılmaz bir olayın kahramanı oldu. Yılbaşı gecesi ikili tartışmaya başladı. İlerleyen saatlerde tartışma sertleşti. Sonunda Flordun öfkeye kapılıp sevgilisinin burnunu ısırdı. Alkolün de etkisiyle gerçekleşen bu olay sonunda Yanardağ soluğu acil serviste aldı. Arzu Yanardağ daha sonra o gece yaşananları şöyle anlatacaktı: ‘‘Evet, Tardu yılbaşı gecesi burnumu ısırdı. Dikiş attılar. O gün canım çok acımıştı. Ama kıskançlık yüzünden değil. Onun psikolojisi biraz inişli çıkışlıdır. Ruh hali bozuk. Bir anda hırslandı ve bu olay yaşandı. Ama geçti artık... Büyütmemek lazım...’’ Bu olaydan sonra ikilinin ilişkisi de bitti. İddialara göre bu olaya Yanardağ'ın adının o sırada Boeing Boeing adlı tiyatro oyununda birlikte rol aldığı Kerem Alışık'la anılması yol açtı. İKİ PSİKOPAT BİR ARAYA GELDİK Tolga Karel'in en olaylı ilişkisi Arzu Yanardağ ile yaşadığı değildi kuşkusuz.. Karel genç yıldız Öykü Çelik ile de magazin gündeminden düşmeyen inişli- çıkışlı bir ilişki yaşadı. Öykü Çelik, sevgilisinden şiddet gördüğünü söyleyince bütün dikkatler bu ikiliye çevrildi. Çelik bir söyleşisinde "Ben kadına vurmam" diyen sevgilisini yalanlayarak şöyle konuşmuştu: "Beni dövüyordu. İlişkimizde dayağa başvuruyordu" Ama Öykü Çelik'in bu itirafın ardından söylediği sözler de ilgi çekiciydi: "İki psikopat, iki ruh hastası bir araya geldik. Birbirimizi şiddetli seviyorduk. Bir keresinde iş görüşmesine gidemez duruma geldiğim de oldu." Çelik de bunun karşılığında sevgilisine tokat atmıştı. Bu konuda yaptığı itiraf ve açıklama da son derece ilginçti: “Attığım tokat için pişman değilim. Yine olsa yine atarım." SEVGİLİSİ SOKAK ORTASINDA HASTANELİK OLANA KADAR DÖVDÜ Türk sinemasının en cevval kadınlarından Ahu Tuğba da sevgilisinden şiddet gördü. Üstelik de sokak ortasında. İşadamı Hakan Kalkavan ile büyük aşk yaşayan Tuğba, gece yarısı evinin önünde Kalkavan tarafından hastanelik oluncaya kadar dövülmüştü. İddiaya göre Tuğba, sevgilisine evde olduğunu söylemişti ama yoktu. Onu evinin önünde bekleyen Kalkavan, sabaha karşı gelen sevgilisine yalanını fena ödetmişti. SEVGİLİSİ EVİNİ BASIP KURŞUN YAĞMURUNA TUTTU Harika Avcı da sevgilisinin öfkesine kurban giden ünlülerden biri. Avcı'nın birlikte olduğu Sezer İnanoğlu güzel yıldızın evini basıp kurşun yağdırdı. Kurşunlardan bir Avcı'nın bacağına saplandı ve operasyonla çıkartıldı. Geçmişin çocuk oyuncusu Sezercik, daha sonra şiddet vukuatlarına devam etti. Adı birçok olaya karıştı. Sokakta polislerle çatıştı, bir kadına arabasıyla çarpıp ölümüne yol açtıktan sonra kaçtı ama yakalandı. ÇOCUĞUM OLMADAN ASLA Müzik dünyasının ünlülerinden Pınar Dilşeker de eşinden şiddet gördüğünü iddia eden ünlülerden biri... Şöhretinin en parlak dönemindeyken aşık oldu Dilşeker. Sonra da hayatını Çetin Yılmaz ile birleştirdi. Başlarda her şey yolunda gidiyordu. Ama sonra aralarında sorunlar çıkmaya başladı. Dünyaya gelen çocukları da yuvalarını kurtaramadı. Eşinden şiddet gördüğünü ileri süren Dilşeker, Savcılık'a suç duyurusunda bulundu. Hatta iddiasına göre bu şiddet boşandıktan sonra da devam etti. Bu konuda gazetecilere şu açıklamayı yapmıştı Dilşeker: "Evliliğim boyunca hep şiddet gördüm, sürekli dayak yedim. Boşandım ama yine şiddetten kurtulamadım." Dilşeker, bir dönem de eski eşinin çocuğunu kendisine göstermediğini ileri sürmüş bu olay da basında günlerce konu edilmişti. Bir dönem intihara kalkışan Dilşeker'in boşandığı eşi Çetin Yılmaz katıldığı bir TV programında yaptığı açıklamalarla izleyenleri dehşet içinde bırakmıştı. Yılmaz " Eşime evliliğimiz sırasında şiddet uygulamadım. Ama polisler almaya gelince oğlum ağlamaya başladı. İşte ben de o zaman şiddet uyguladım. Az bile yapmışım." Dilşeker ve Yılmaz cephesinde sular bir süredir duruldu. EN ÇOK SABIKASI OLAN ÜNLÜ İbrahim Tatlıses'in dayak konusunda sabıkası çok. Yıllar önce kızı Melek Zübeyde’nin annesi Perihan Savaş’ı dövmüştü. Dayağın sebebi, Tatlıses’in Derya Tuna ile olan beraberliğiydi. Bu ilişkiyi duyup hesap soran Savaş, üstüne bir de dayak yemişti. Tatlıses ve Savaş beraberliği bu olaydan sonra bitti. Ünlü türkücü yoluna Derya Hanım ile devam etti. Ancak yıllar sonra hayatına oryantal Asena girdi. Bu defa da Derya Tuna, Bodrum’daki Tatlıses Otel’de Asena yüzünden kıskançlık kavgası çıkardığı için hayat arkadaşından dayak yedi. Olayın ardından Tuna ile oğlu İdo’nun babası İbrahim Tatlıses’in uzatmalı beraberliği sona erdi. Ama huylu huyundan vazgeçmedi. Tatlıses bu kez bir benzincide Asena’yı döverken kameralara yakalandı. O aralar Tatlıses’in hayatında yine başka bir kadının varlığından söz ediliyordu. ONUN EVLİLİĞİNİ DEŞİDDET BİTİRDİ Şarkıcı Tuğba Özerk de şiddet gördüğü için evliliğini bitiren ünlülerden. Kıbrıs’ın en zengin işadamlarından gösterilen Erhan Kanioğulları ile evlenen Özerk'in boşanma süreci çok sancılı oldu. Özerk mahkemeye verdiği ifadede evliliğinin daha ilk yılında eşinden üç kez dayak yediğini ileri sürmüştü. Konserlerine bile dayak yüzünden oluşan morluklarla çıkmak zorunda kaldığını da ifade etmişti Özerk Hatta bir başka iddiaya göre Özerk ve eşi avukatın ofisinde görüşme yaparken bile şiddete uğramıştı şarkıcı. Eşi boyun ve göğüs kısmına sıcak çay fırlatıp tokat atmıştı. Sonunda Özerk ve eşi boşandı. SEVGİLİSİ DÖVE DÖVE ÖLDÜRDÜ Benzerine ancak gazetelerin üçüncü sayfalarında rastlanabilecek bir öykü onlarınki... Biri Fransa'nın önde gelen sinemacı ailelerinden birinin kızı Marie Trintignant. Diğeri de aynı ülkenin bir döneme damga vurmuş müzik gruplarından birinin üyesi. Litvanya'da bir otel odasında tutuştukları kıskançlık kavgası birini mezara diğerini de hapise sürükledi. Fransız oyuncu Jean-Louis Trintignant ile yönetmen Nadine'in kızı olan Marie daha 4 yaşındayken ebeveyninin mesleğini seçmişti. Annesinin yönettiği ''Mon Amour, Mon Amour'' (Aşkım, Aşkım) filminde rol almıştı. Aslında veteriner olmak isteyen ve sinemada utangaçlık çektiğinden yakınan Trintignant, 1971 ve 1978'te yine annesinin yönettiği filmlerle sinema kariyerine devam etti. Her biri farklı erkeklerden dünyaya gelen dört çocuğun annesiydi... Noir Desire adlı grubun üyelerinden Bertrand Cantat ile aşk yaşıyordu. Cantat ise Macar asıllı Kristina Rady ile evliydi. İki çocuğu vardı. Ama kocası Marie'ye aşık olunca kenara çekilmiş olup bitenleri izlemişti. Ancak Cantat'nın başı derde girince mahkeme boyunca hep onun yanında oldu.Cantat'nın ''Marie kendinde değildi, ben de kendimde değildim, bunu yapmadan orayı terk etmeliydim" diye anlattığı o gece Marie Trintignant yediği darbeler yüzünden ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırıldı, ama kurtarılamadı. Geride dört çocuk ve gözü yaşlı bir anne baba bırakarak yaşama veda etti. Sevgilisinin öldüğünü duruşmada öğrenen Bertrand Cantat'nın gözyaşlarına boğulduğu an ise bir çok gazeteye haber olmuştu. Marie Trintignant verdiği yaşam savaşını kaybedip 41 yaşında bu dünyaya veda etti. Onu dayaktan komaya sokan Cantat ise önce 8 yıl hapse mahkum oldu. 2004 yılında cezaevine girdi, 2007 yılında ise şartlı tahliye edildi KENDİSİNİ KÖR EDEN ADAMLA EVLENDİ Linda Pugach'ın hikayesi aradan geçen onca yıla karşın Hollywood'un en trajik öykülerinden biri... Tam da "seni başkasına yar etmem, ya benimsin ya kara toprağın" hikayesi onunki.. Belki yaşamını yitirmedi ama gözlerini kaybetti. Üstelik de sevgilisi kendi elleriyle yaptı bunu. Daha da ilginci Linda sonunda onunla evlendi ve hala evli. Yani bu ızdıraplı ve tutkulu aşk hala devam ediyor. Elizabeth Taylor misali menekşe rengi gözleriyle tanınıyordu Linda Pugach.. Ya da o dönemdeki adıyla Linda Riss... Sene 1957'ydi. Amacı bir film yıldızı olmaktı Linda'nın. Balık eti vücudu ama en çok da güzel gözleriyle çevresinin hayranlığını kazanmıştı. Kimbilir belki de bu çılgın aşka tutulmasaydı bugün Hollywood'un en ünlü yıldızlarından biri olarak tarihe geçecekti. Ama olmadı. Onun hayatının dönüm noktası Bronx'ta bir parkta Burt Pugach ile tanışması oldu... 31 yaşındaki evli Pugach bu genç ve güzel kadına sırılsıklam aşık oldu. Bu karşılıksız da kalmadı. Ama bir türlü boşanmaya yanaşmıyordu. Bir karısı ve özürlü bir kızı vardı Pugach'ın. Linda'nın baskısına dayanamayıp sahte bir belge ile boşandığını söyledi genç kadına. Ama Linda bunun bir yalan olduğunu kısa zamanda öğrendi. Burt'ü terk edip başkasıyla nişanlandı. Ama Burt, aşkını kolay bırakacak değildi. Şeytani bir plan uyguladı. "Benim olmazsan sana dünyayı zindan ederim" dedi ve gerçekten de dediğini yaptı. Sevgilisini zindan gibi bir karanlığın içine hapsetti. Hem de sonsuza kadar. Bir gece Linda'nın evini basan üç kişi Burt'ün isteğiyle genç kadının gözlerine zehirli kül suyu döküp kör ettiler.. Gerçekten de artık zifiri bir karanlığın içindeydi Linda Pugach. Saldırganlar itiraf edince Burt Pugach da cezaevine gönderildi. Ama Burt yine boş durmadı, kör sevgilisine hasiphaneden aşk mektupları gönderip durdu. Bu arada nişanlısı da Linda'yı çoktan terk etmişti. 74'de şartlı olarak serbest bırakıldığında milyonlarca kişinin seyrettiği bir TV bir programında Linda'ya aşkını tazeleyip evlenme teklifinde bulunuyor. Sekiz ay sonra tekrar biraraya gelen çift resmen evlendi. Bir hukuk bürosunda sekreter olarak iş bulan Burt 1997'de metres tuttuğu bir kadına zorla sahip olmak ve ölümle tehdit etmekle suçlanarak tutuklandı. Duruşmalara gelen Linda'nın kocasını başarılı savunmasıyla Burt bu ağır suçlamayı 15 gün hapisle atlattı. Aşkları bir belgesele de konu olan Linda ve Burt Pugach hala evliler... Şaşırtıcı belki ama Burt, sevgilisini kendi elleriyle kapattığı o karanlık zindanda hiç yalnız bırakmıyor.