Şiddet biçim değiştiriyor

Şiddet olaylarının, üslup ve tarz değiştirdiği bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çeşitli illerde işledikleri seri cinayetlerle ilgili tutuklanan Mehmet K. ve Yiğit B. ile son iki gün içerisinde Adana, Mersin ve Hatay'da meydana gelen 5 olayda 10 kişinin öldürülmesinin genel olarak bir amaç çerçevesinde yapılmadığını gözlemlediğini söyledi.

Prof. Dr. Gümüş, cinayetlerin, insanların hedef ve amaçlarını kaybetmeleri, gelecekten ümitsiz olmaları nedeniyle arttığını ve bu cinayetlerin sosyolojik anlamda ''anomi'' diye nitelenen ''normsuzluk, kuralsızlık'' şeklinde gerçekleştiğini kaydetti. Bu iki unsurun birleşmesinin bireyi beklenmedik bir zamanda saldırgan yapabildiğini belirten Prof. Dr. Gümüş, ''Bu duruma gelen birey, beklenmedik kişi ve hedeflere yönelik, hiç beklenmedik bir üslup ve tarzla saldırganlaşabiliyor, hatta koruması gerektiği eşi, çocuğu, anne-babası ve kardeşi gibi çok şeyi görmezden gelebiliyor'' dedi.

Prof. Dr. Gümüş, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Önceki yıllarda şiddet olayları, politik veya bilinen mafya çete grupları, yani tanımlanmış gruplar tarafından tanımlanmış hedeflere yönelik yapılıyordu. Ancak son günlerde, başta seri cinayetler olmak üzere yaşanan şiddet olayları, bireyin hiç aklında yokken birden bire ortaya çıkıyor. Yani genel olarak şiddet olayları eskiye göre, üslup ve tarz değiştirmiş durumda.''

TEMEL SORUN İŞSİZLİK

Prof. Dr. Adnan Gümüş, artan şiddet ve cinayet olaylarının altında yatan temel nedenin tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de artan işsizlik sorunu ve bireylerin gelecekten duyduğu ümitsizlik olduğunu vurguladı. Boşluğa düşen bireyin her şeyi tehdit olarak görebileceğini belirten Prof. Dr. Gümüş, şunları kaydetti: ''Artan işsizlik, diplomanın işe yaramaması, sosyal dayanışmaların azalması, bireyin güvendiği grupların kendisine destek olmaması, bunun yanı sıra Orta Doğu gibi yakın çevrelerde hemen her gün yaşanan insanlık dışı görüntüler, insanı değersizleştirdiği gibi bütün yaşamı da anlamsızlaştırıyor. Böyle bir durumda kişi her şeyi tehdit olarak görebiliyor. Ölüm ve öldürmekte hiçbir anlamı olmayan basit bir hareket haline dönüşebiliyor.''