Sıcağın ve acının futbolu
Abone olSıcağıyla, Acısıyla "Adana Futbolu", 25 yazar ve 33 yazıdan oluşan zengin bir kaynak olarak raflardaki yerini aldı
Üç büyük kentten sonra Türkiye futbolunun en üst seviyesine
çıkan ilk kent, Adana’ydı. Bu özelliğiyle dördüncü büyük kent olma
unvanını futbolda da yakalamıştı. Adana Demirspor, 1953’teki
şampiyonluğunun ardından, 1960’da ulusal ligde İstanbul, Ankara ve
İzmir takımlarından sonra yer alan ilk kulüp olmuştu. 80’li yıllara
kadar, Adana Futbolu bu sahnedeki yerini kısa aralar dışında
korudu. Hele ki ‘70’lerin ikinci yarısı, iki takımla birlikte 1.
Lig’te temsil edilmesiyle, Adana futbolu için bir zirveydi.
Çukurova için önemli bir gelenek olan Adana Demirspor’a, şehir
takımları oluşturma girişimiyle Adanaspor da eklenince, güneyin
çocukları adlarından sıkça bahsettirmeye başladı. Ancak kentin,
sosyal ve kültürel çözülüşüyle birlikte Adana futbolu da gerilemeye
ve alt liglere hapsolmaya başladı.
Sıcağın ve acının kenti, bu gerileyişinin analizini bugüne kadar
net bir biçimde yapamadı. Pek çok ünlünün, sanatçının, zenginin
çıkış yeri Adana, her nedense futbol alanında bu verimliliğini
kullanamadı. Adana Futbolu, bu açıdan yükselişin ve düşüşün genel
bir portresini çıkarmak için iyi bir giriş niteliğinde.
Adanalı gençlerin örnek alacağı pek çok isim olduğu açık. Kitabın
derleyenleri de 1980’lerin başında doğmuş iki genç. Hedef
kitlesini, tüm ülkenin futbol severleri olarak belirleyen çalışma
bu niteliğiyle, konuyla pek bilgi sahibi olmayanlara da temel
tartışma noktalarını sunma gayretinde. Derleyenler Adana içinden ve
dışından, yolu Adana futbolu ile kesişmiş farklı simaları bir araya
getirmiş. Bu isimlerden, Coşkun Özarı, Turgay Renklikurt, Eser
Özaltındere ülke sporuna emeği geçmiş ünlü isimler olarak öne
çıkıyor.
Adana sporunun, emektar isimleri Ali Hoşfikirer ve Nihat Geven
de yazılarıyla kitapta yer alıyor. Hoşfikirer, spor adamlığının
yanı sıra uzun süre gazetecilikle de haşır neşir olmuştu; Nihat
Geven de halen TSYD Adana Şubesi Başkanı. TRT’de Tansu Polatkan’la
sunduğu “Futbol Futbol” programında yer alan Metin Gören de, hem
futbolcu hem gazeteci kimliğiyle kitapta yer alanlardan.
Adanaspor’da uzun süre teknik adamlık ve yöneticilik yapan Gündüz
Tekin Onay’ın oğlu Güntekin Onay, babasıyla birlikte geçirdiği
Adana günlerini kalem alırken, Beşiktaşlı ama aynı zamanda Adana
Demirsporlu Feridun Düzağaç da Adana’da maç izleme deneyimini
paylaşmış. Kitapta, Adana’nın yetiştirdiği en önemli spor
adamlarından Muharrem Gülergin’e de ayrı bir bölüm açılmış.
Adanaspor’un UEFA maçlarına ile kentte çıkan ilk spor dergilerine
dair bir arşiv taraması da önemli bir kaynak sunuyor.
Kitabın en önemli eksiği, sözlü tarihi yazıya geçirecek
söyleşilerin olmaması. Derleyenler bu eksiği sunuş yazılarında
kabul etmişler. Öte yandan görsel malzemeler daha fazla
kullanılsaydı, yazıyla aktarılanlar daha somut hale gelebilirdi.
Bir diğer eksik de Fatih Terim, Lütfi Arıboğan gibi halen aktif
olarak spor camiasında olan Adana kökenli isimlerin kitapta pek yer
almaması olmuş. Ancak yine de biz futbolseverlere Adana’ya dair
detaylı bir bakış açısı sunduğu için ilgi görmeyi hak eden bir
kitap.