Sibel Kekilli türbana karşı
Abone olÖdüllü oyuncu Sibel Kekilli, İslamiyet, başörtüsü ve namus cinayetleri ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu...
54. Berlin Film Festivalinde ''Altın Ayı'' ödülünü kazanan
''Duvara Karşı'' filmindeki başrol oyunuyla bir anda üne kavuşan
Sibel Kekilli, ''namus cinayeti
işleyenlerin çoğunun, bunu İslamiyet'e dayandırdığını''
söyledi.
Der Spiegel dergisinin İnternet sayfasına açıklamalarda bulunan
Kekilli, ''Namus cinayetlerini işleyenlerin çoğu, bunu İslamiyet'e
dayandırıyor. Bu inkar edilemez'' dedi.
Hiçbir dine mensup olmadığını, ancak tüm dinlere saygı duyduğunu
belirten Kekilli, ''İnsanları koruyan ve yaşamları boyunca
görevler veren bir güce inanıyorum. Ancak bu gücü tanrı olarak
isimlendirmiyorum'' diye konuştu.
Almanya'da uyumun başarıya ulaşamamasının nedenlerinin, hem Alman
hem de yabancılarda aranması gerektiğini kaydeder Kekilli, şunları
söyledi:
''Yıllarca tanıdığım Almanlardan, 'Tabii biraz yavaş konuşmamız
lazım, sen Almanca'yı tam bilmiyorsun' gibi aptalca sözler
duyuyorum. Yurt dışından yerli karakterleri canlandırmam için rol
teklifleri alıyorum. Örneğin İngiltere'den bir İngilizi oynayacağım
rol teklifi aldım. Ancak Almanya'da aldığım rol
tekliflerinin yüzde 90'ında Türk kadınını, çoğu kez başörtülü Türk
kadınını canlandırmam isteniyor.''
Kekilli, Türk kadını rolünü severek oynadığını ve kendi kökenini de
inkar etmediğini, ancak sadece bu role indirgenmesine karşı
olduğunu söyledi. Ne Türkiye'de, ne de Almanya'da
kendisini evinde gibi hissetmediğini belirten Kekilli, şunları
kaydetti:
''Almanya'yı günün birinde terk edeceğime eminim. Artık insanlara,
Alman vatandaşı olmamama ve Almanya'da doğmamama rağmen hala kabul
edilmemiş olmadığımı anlatmak istemiyorum. Burada doğmama ve
anayasayı kabul etmeme rağmen Almanların çoğu için hala
misafirim.''
Kekilli, başörtüsüne baskı ve teslimiyetçiliğin işareti
olduğu için karşı olduğunu belirterek, başörtüsünün gönüllü olarak
takılmasına karşı olmadığını kaydetti. Kekilli, ''Neden
İslamiyet'i eleştiren kişiler Ekin Deligöz, Necla Kelek, Seyran
Ateş ve Hirsi Ali gibi sadece kadınlardan oluşuyor?'' şeklindeki
bir soruyu da, ''Ben de erkek olsaydım feodal yapıya karşı mücadele
etmezdim. Cesur kadınlara destek veren erkeklerin olmaması da
sorunun bir parçası'' şeklinde yanıtladı.