SHP liderinden CHP tarifi
Abone olSHP'de yeni bir dönem. Karayalçın'ın koltuğuna oturan Ergün, CHP'yi anlattı. İzleyecekleri yol haritasının özetini çıkardı.
Murat Karayalçın sonrası Sosyal Demokrat Halk
Partisi'nde (SHP) yeni bir dönem başladı. Yeni başkan Hüseyin Ergün
CHP'yi sol parti olarak görmedi.
Ergün, CHP'yi eleştirirken SHP'nin yol haritasını da açıkladı:
Sivil ve demokrat ve gerçek bir sol parti yapmak, aynı hedefi
paylaşanlara kapıları açmak.
Hüseyin Ergün, Yeni Şafak'tan Murat Aksoy'a ilginç açıklamalarda bulundu. İşte çiçeği burnundaki başkan partisinin siyasi görüşlerini açıkladı.
HEDEF ÇAĞDAŞ SOL
Çağdaş Sol'dan, Sosyalist Enternasyonal, Avrupa Solu, Brezilya'da
Lula'nın temsil ettiği hareket, Şili'de Salvador Allende'nin
sosyalist partisi gibi partilerin yeraldığı geniş bir hattı
anladığımızı söyledik. Yani kendimize referans aldığımız sol,
dünyadaki anasol akımdır. Parti da kadroları bunu benimsedi. Sonra
şu soruyu sorduk: Biz bu sol partiyi tek başımıza SHP olarak
yaratabilir miyiz?
CHP DEVLETÇİ PARTİ
CHP sol bir parti değildir ve hiç olmamıştır. Hep devletçi ve
milliyetçi bir parti olmuştur. Bir yandan devleti siyasal bakımdan
kutsallaştırmış, öte yandan ekonomide devlete ağırlıklı roller
biçmiştir. Milliyetçidir, çünkü, kısa bir dönem hariç, ülkemizde
yalnızca Türk etnisitesini (milliyetini) tanımıştır. Sol olmak
için, sivil, demokrat, özgürlükçü, eşitlikçi ve barışçı olmak ön
koşuldur. CHP bu niteliklere sahip değildir.
CHP AK PARTİ'NİN SAĞINDA
CHP, merkez ve merkez sağa konumlanmış olan Adalet ve Kalkınma
Partisi'nin sağında, MHP'nin solunda yani bu iki partinin
ortasındadır. Ve bu bir sıkışmışlık değildir. Bir tercihtir. CHP,
kuruluş sürecine de uygun olarak devletin resmi partisi kimliğine
sahiptir. Toplumun geniş kesimlerini ve onların taleplerini temsil
etmekten çok, bürokrasiyi temsil etmektedir. Dolayısıyla, CHP'nin
sol parti olması için bir sebep yoktur.
KİMLERLE TEMASA GEÇTİLER
10 Aralık Hareketi, Ufuk Uras'ın özgürlükçü sol grubu, bazı sivil
toplum örgütleri, demokrat Kürt aydınları, bazı akademisyen ve
aydınlar, özgürlükçü Aleviler, vb.. ile 7 Haziran 2009'daki SHP
Kurultayı'ndan önce temas kurduk. Bugün de buna devam ediyoruz.
Bizim için sivil ve demokrat olmak, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik
sürecini desteklemek bir potada buluşmak için yeterlidir. Bu
niteliklere sahip, yapı, kadro ve kişilerle beraber yürümeye hazır
ve kararlıyız.
BAŞÖRTÜ YASAĞINA KARŞIYIM
Ben 2004 yılından beri şunu yazıyor ve söylüyorum; “İnsan vucudunda
günah, ayıp, çirkin bir şey yoktur. İnsanlar inançları ya da
estetik beğenileri gereği istedikleri gibi giyinebilirler;
giyinebilmelidirler.” Başörtüsü meselesinden dolayı toplumun
bölünmesini tuhaf ve yapay olarak görüyorum. Mesele kimsenin
kimseye bir dayatmada bulunmamasıdır. Hak ve özgürlük konusu olan
bir hususun yasayla belirlenmemesi, polis zoruyla veya
“cemaat-mahalle” baskısıyla uygulanmamasıdır. SHP'de bu konuyu
tartışmaya devam ediyoruz. Ben üniversitede başörtüsü yasağına
kesinlikle karşıyım. Bu görüş Parti'de de genel bir kabul görüyor.
Ama benim, üniformalı memurlar hariç devlette çalışan kadınlar da
isterlerse başlarını örtebilirler, ilk öğrenimde de baş örtülebilir
gibi görüşlerim, Parti'de tepki çekiyor ve çoğunluk buna taraftar
değil. Bence, bu önemli bir sorun değil; biz bunu önümüzdeki parti
toplantılarında tartışacağız.
KÜRT SORUNU
Biz hiçbir etnisitenin, Türk, Kürt, Laz, Çerkes veya Ermeni veya
Rum, vd… ötekilerden daha fazla veya az hakka sahip olmamaları
gerektiğini düşünüyoruz. Haklarda bir farklılığı kesinlikle
reddediyoruz. Bugün çözüm olarak ortaya konan, etnisite vurgusu
yapmadan anayasal vatandaşlığın tanımlanması, kültürel hakların
herkes için garantiye alınması, değişik milliyetlerin
(etnisitelerin) ana dillerini öğrenme ve o dilde eğitim yapma
hakkı, yerel yönetimlerde kürtçe hizmet verme gibi konular
demokratik bir ülkede olması gereken haklardır. Bunlar Türkiye'yi
bölmez güçlendirir. Anayasal vatandaşlık bir etnisiteye
bağlanmamalıdır. Yerelde hizmetleri hizmetten yararlanacaklara
kendi dilleri ile vermenin sakıncası yoktur. Bu açıdan yerel
yönetimlerin güçlenmesi Kürt sorunun çözümünü de
hızlandıracaktır.
ALEVİLERİN İSTEKLERİ
Alevilerin isteklerine baktığınızda, bunlar için yasal düzünlemeye
gerek bile yok: Diyanet İşleri Başkanlığının yeniden
yapılandırılması, genel bütçeden alevilere pay verilmesi, din
derslerinde Alevilik öğretilmesi, TRT'de Aleviliğe yer verilmesi,
Cem evlerine arsa ve yeterli destek verilmesi, Alevi inanç
önderlerine okul açılması vb.. bir dakikada çözülebilecek konular..
Bunlar için yasal düzenleme yapmaya gerek yok. Siyasi iradenin
bunlar yapılsın demesi yeter.. Biz bunu yapacağız.