SGK işverenlerin canını fena sıkacak
Abone olSosyal Güvenlik Kurumu, kayıtdışı istihdamın peşine düştü. İlk darbe ise usülsüz bordro düzenleyenlere geliyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, sosyal
güvenlik sisteminde kayıt dışılıkla mücadeleye ağırlık
vereceklerini belirterek, sigorta primine esas kazançlarla ilgili
meslek kodlarına göre bir çalışma yaptıklarını
söyledi.
Bu sayede bir doktor ile hizmetlinin aynı bordrodan beyan edilmesi
gibi olayların önüne geçeceklerini ifade eden Acar, ''2012
yılına inşallah bu tabloyu çok önemli ölçüde
düzelteceğiz'' dedi. Sağlık ödemelerindeki artışın da
kendilerini düşündürdüğünü belirten Acar, yıl içinde bu alanda da
önemli çalışmaları hayata geçireceklerini bildirdi.
Acar, Uluslararası Yöneticiler Derneği'nde, SGK'nın yapısı ve
çalışmaları hakkında sunum yaptı. Sosyal Güvenlik Reformu'nun 2008
yılında hayata geçirildiğini anımsatarak, süreç içindeki yasal
düzenlemeler ve teşkilatlanma çalışmaları hakkında bilgi veren
Fatih Acar, vatandaş odaklı, bürokrasinin olabildiğince azaltıldığı
bir yapıyı esas aldıklarını söyledi. Reformla, sosyal güvenlik
açıkları nedeniyle sürdürülemez hale gelen sistemin devamlılığını
sağladıklarını ve ''ne kadar prim ödeniyorsa o kadar emekli
aylığının alınabileceği'' bir yapı kurguladıklarını dile
getiren Acar, fazla sayıda emekli bulunmasının hala sistemde açık
yarattığına da işaret etti. Kurumun emekli aylığı olarak 104,7
milyar lira ödediğini, prim gelirlerinin ise 97,2 milyar lira
düzeyinde kaldığını ifade eden Acar, emekli aylıkları için
yapılabilecek bir şey bulunmadığını, prim gelirlerini artırmanın en
önemli yolunun ise kayıt dışılıkla mücadele olduğunu vurguladı.
Fatih Acar, 2008-2011 döneminde kayıt dışılıkla mücadelede önemi
adımlar attıklarını belirterek, bu süreçte 1 milyon 60 bin kişi ve
70 bin iş yerini kayıt altına aldıklarını söyledi.
2012 SONUNDA ÇÖZÜLECEK
Acar, kayıt dışıyla ciddi bir şekilde mücadele etmeleri gerektiğine
dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Biz sosyal güvenlik reformuyla şunu sağladık; bu işin
sürdürülebilirliğini, yani ne kadar prim ödeniyorsa o kadar emekli
aylığı alınabileceği bir sistemi kurguladık. Bu, kısa, orta ve uzun
vadeli dönemde sosyal güvenlik açıklarımızı azaltacak. Kısa vadede
ne yapabiliriz? Prim gelirlerimizi artırmamız gerekiyor. Bugün
yüzde 40'ı, asgari ücretten beyan ediliyorsa, kurum olarak bunu
düzeltmemiz gerekiyor. 2012 yılında devreye koyduğumuz çok önemli
uygulamalarımız var. Mesela sigorta primine esas kazançlarla ilgili
meslek kodlarına göre bir çalışma yapıyoruz. Milyonlarca meslek
koduyla ilgili bir tanımlama yapacağız. Yani bir iş yerinde 5 aşçı,
bir de aşçıbaşı var. Bu aşçıbaşının maaşı aşçıyla bir olmaz, bir iş
yerinde işçilerle mühendislerin maaşı aynıysa bu olmaz. Bir iş
yerinde doktor çalışıyor, hizmetli ile aynı bordrodan beyan
ediliyor, bunları kabul etmeyeceğiz. 2012 yılına inşallah bu
tabloyu çok önemli ölçüde düzelteceğiz.''
ÖNLEM ŞART
Sağlık ödemeleriyle ilgili tablonun da kurum olarak kendilerini
düşündürdüğüne değinen Acar, burada ciddi birtakım önlemler almak
gerektiğini söyledi. Acar, 2002'de 7,6 milyar lira olan sağlık
ödemelerinin, 2012'de 45 milyar liraya çıktığına işaret ederek,
''Tabii ki sağlıkta açılımlar, vatandaşın erişiminin
kolaylaştırılması güzel şeyler ama bir anlamda işin
sürdürülebilirliği de önemli. O nedenle sağlık konusunda çok önemli
çalışmalarımızı 2012 yılında devreye koyacağız'' dedi.
SAHTECİLİK
Bu arada, bir katılımcının, ''Sahtecilik bu tabloda önemli
yer tutuyor mu?'' sorusuna Acar, ''Tabii
tutuyor'' karşılığını verdi. Acar, günde 300 reçete yazan
doktorların bulunduğu, köylülere minibüslerle toplanıp göz
ameliyatları yapıldığı gibi örnekleri sıralayarak, ''Şimdi
bunların hepsini incelemeye aldırdım. Maalesef bunlar
yapılabiliyor. Buraları bir ticarethane gibi görmemek lazım,
mutlaka sağlık sektörü para kazanabilir ama bu işin ahlaki boyutunu
da ihmal etmemek gerekiyor'' ifadesini kullandı. Acar,
suistimallerin önüne geçebilmek amacıyla doktorlara günde 60 hasta
bakabilmeleri yönünde kota uygulaması getirdiklerini dile
getirerek, risk odaklı denetim modeli, e-reçete ve avuç içi damar
izi tarama yöntemiyle kimlik doğrulama gibi uygulamaları bu yıl
hayata geçirmeyi planladıklarını kaydetti.