Sezgin Tanrıkulu skandalı özrü bakın ne?
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, rehine krizinde 'tamam' deyip telefonlara bir daha çıkmadı. Başsavcı Salihoğlu bunu ifşa edince bakın özrü ne oldu?
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit
olduğu Çağlayan adliyesindeki baskında Sezgin Tanrıkulu skandalı
ifşa oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu otopsi
raporunu açıklarken Tanrıkulu'nu da ifşa etti. Meğer Sezgin
Tanrıkulu arabulucuğu kabul edip sonra telefonlara çıkmamış.
Peki ama neden?
Önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu 'nun Sezgin Tanrıkulu ile ilgili açıklamasına verelim. Salihoğlu şöyle dedi;
-“Teröristlerin görüşmek istediği Avukat Sezgin Tanrıkulu kendisine ilk ulaşıldığında adliyeye geleceğini belirtmesine rağmen adliyeye gelmediği gibi kendisine ulaşılmak istendiğinde telefonlara da çıkmamıştır."
Peki ama neden?
Önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu 'nun Sezgin Tanrıkulu ile ilgili açıklamasına verelim. Salihoğlu şöyle dedi;
-“Teröristlerin görüşmek istediği Avukat Sezgin Tanrıkulu kendisine ilk ulaşıldığında adliyeye geleceğini belirtmesine rağmen adliyeye gelmediği gibi kendisine ulaşılmak istendiğinde telefonlara da çıkmamıştır."
SEZGİN TANRIKULU 'NUN GEREKÇESİ
Sezgin Tanrıkulu , Başsavcı'nın sözlerine twitter hesabı
üzerinden yanıt verdi. Arabulucuk için 'tamam' deyip sonrasında
neden 'telefonlara çıkmadığını' şöyle izah etti;
-“Çağlayan olayından haberim olduğu an 'benim için en önemli şey insan hayatıdır' diyerek elimden geleni yapacağımı belirttim. Ancak Başsavcının sözlerinin aksine ben sadece "bir avukat" değilim ve siyasi bir kimliğe sahibim. CHP Genel Başkan Yardımcısı kimliğim dolayısıyla benden bir talep varsa bu konuda muhatabım hükümettir. Bugüne dek siyaset öncesi ve siyasette yaşadığım tecrübeler, bu saldırının nereye vardırılacağını öngörmeme yeterliydi, yeterlidir. Nitekim eski Adalet Bakanı ismimin neden geçtiğini sorgularken, Başsavcı "neden gelmedi" diyerek provakasyon öngörümüzü doğrulamıştır. Açıklamadaki, hem milletvekili kimliğimizi reddeden, hem de hedef gösteren üslup öngördüğümuz tuzağın gerçekliğini ortaya koymaktadır. Olaya müdahil olmamdan siyasi rant devsirmeyi planlayanlar bu tutmayinca iki taraflı saldırıya başlamışlardır. Meselenin özeti budur. Ölümden, cinayetten, şiddetten siyasi rant ummak namussuzluktur, şerefsizliktir. Lanet olsun siyaseti insan hayatından üstün görenlere."
-“Çağlayan olayından haberim olduğu an 'benim için en önemli şey insan hayatıdır' diyerek elimden geleni yapacağımı belirttim. Ancak Başsavcının sözlerinin aksine ben sadece "bir avukat" değilim ve siyasi bir kimliğe sahibim. CHP Genel Başkan Yardımcısı kimliğim dolayısıyla benden bir talep varsa bu konuda muhatabım hükümettir. Bugüne dek siyaset öncesi ve siyasette yaşadığım tecrübeler, bu saldırının nereye vardırılacağını öngörmeme yeterliydi, yeterlidir. Nitekim eski Adalet Bakanı ismimin neden geçtiğini sorgularken, Başsavcı "neden gelmedi" diyerek provakasyon öngörümüzü doğrulamıştır. Açıklamadaki, hem milletvekili kimliğimizi reddeden, hem de hedef gösteren üslup öngördüğümuz tuzağın gerçekliğini ortaya koymaktadır. Olaya müdahil olmamdan siyasi rant devsirmeyi planlayanlar bu tutmayinca iki taraflı saldırıya başlamışlardır. Meselenin özeti budur. Ölümden, cinayetten, şiddetten siyasi rant ummak namussuzluktur, şerefsizliktir. Lanet olsun siyaseti insan hayatından üstün görenlere."