Sezer'in adı ihlal raporunda
Abone olRaporda, Türkiye'deki işkence konusuna değinilirken, Sezer'den de hak ihlali yapan kişi olarak bahsediliyor..
Milliyet Gazetesi'nden Deniz Arslan'ın haberine göre raporda,
Türkiye'de 2003'de İçişleri Bakanlığı'na göre, polisin gözaltında 3
kişinin öldüğü, bunlardan 2'sinin kalp krizi geçirdiği, birinin de
intihar ettiği belirtildi. ABD raporunda, ''solcular ve Kürt
hakları eylemcilerinin'', işkence gördüğü de ileri sürüldü. İnsan
Hakları Vakfı'nın değerlendirmesine göre, Türkiye'de 920 kişinin
işkence gördüğü başvurusunda bulunduğu belirtilen raporda, işkence
görenlerin büyük kısmının, korktuğu için bunu rapor etmekten
kaçındığı da iddia edildi. Güneydoğu'da, terör örgütü
PKK/KADEK/KHK'ya karşı 60 bin korucunun halen tutulduğu
belirtilirken, bu kişiler arasında, uyuşturucu kaçakçılığı,
tecavüz, yolsuzluk, hırsızlık ve insan hakları ihlallerinin çok
olduğu ve jandarmanın korucuları yargıdan koruduğu savunuldu.
Türkiye'de hapishane koşullarının kötü olduğu, gözaltındaki
çocukların dövülmesi, kadınlara tecavüz gibi olaylarla
karşılaşıldığı savunuldu. Türkiye'de medyanın önemli bölümünün,
farklı iş kollarıyla da ilgilenen büyük holding şirketleri
tarafından idare edildiği belirtilen raporda, Radyo Televizyon Üst
Kurulu'nun (RTÜK) kanunlara aykırı yayınları denetlediği anlatıldı.
Raporda, gazetecilere çeşitli ifade özgürlüğü kısıtlamaları
getirildiği de ileri sürülürken, 2003 Temmuz'unda Genç Parti lideri
Cem Uzan'ın beş televizyon kanalının RTÜK tarafından, kişisel iş
çıkarlarını savunma amaçlı yayınlar yaptığı için 30 gün kapatıldığı
belirtildi. Hükümetin, Kürtçe dilinin kullanımına karşı toleransını
artırdığı, ancak 2003 sonu itibariyle Kürtçe yayınların
başlamadığı, dil kursu açılması izni verilmediği savunuldu. Nevruz
kutlamaları sırasında geçmiş yıllara göre 2003'te daha az olay
yaşandığı, ancak bazı yerlerde polisin, kutlamalara katılanları
tutukladığı ve Nevruz'un Kürtçe yazılışının yasaklandığı ileri
sürüldü. DİNİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ Raporda hükümetin, Müslümanlar ve
diğer dini gruplara devlet kurumları ve üniversitelerde dini ifade
özgürlüğünü kısıtlayıcı uygulamalarda bulunduğu, ''İslamcı
fundamentalist'' olarak tanımlanan bazı kişilerin, ordudan atıldığı
belirtildi. Ankara'da bir hakimin, Kasım'da başörtülü olduğu
gerekçesiyle bir kadını mahkeme salonundan çıkardığı, başörtülü
öğrencilerin sınıflara girmesine izin verilmediği belirtilirken,
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, başörtülü bakan eşlerini,
Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna davet etmediği anlatıldı. ABD
raporunda, Fethullah Gülen'in, Cumhuriyet'in karakteristiklerini
değiştirme çabası suçlamasıyla yargılandığı ve cezasının 5 yıl
süreyle ertelendiğine de yer verildi. Raporda, İstanbul'daki Rum
Ortodoks Patrikliği'nin çabalarına rağmen, Heybeliada ruhban
okulunun açılmadığı belirtildi. Raporda, birçok İslamcı gazetenin,
anti-semitik yayınlar yaptığı da savunuldu. Parlamentoda kadın
milletvekili sayısının 24 olduğu, sadece bir kadın bakan bulunduğu
ve valilik görevini yürüten hiçbir kadın olmadığı raporda
belirtildi. Kadınlara yönelik şiddete raporda geniş yer ayrılırken,
Bilgi Üniversitesi'nin yapmış olduğu, dayak yiyen kadınlara ilişkin
araştırmadan bahsedildi. Raporda, üniversite araştırmasına göre
kadınların yüzde 31.5'inin kocaları tarafından dövüldüğü, yüzde
21.5'inin evlenmeden önce babaları tarafından dövüldüğü ve yüzde
41'inin görücü usulüyle evlendiğine yer verildi. Raporda, namus
cinayetlerinin özellikle kırsal alanlarda yaygın olduğu ve bu tür
suçlara yüksek cezalar verilmediği belirtildi.