Sezer'den 'Yozlaşıyoruz' uyarısı
Abone olTürkçe'de yaşanan yozlaşma, devletin tepesini rahatsız etti. Cumhurbaşkanı Sezer bugün bu rahatsızlığını, "Dilimiz yozlaşıyor" sözleriyle dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer, bugün, Türk dilinde yozlaşma yaşandığının
herkes tarafından bilindiğini belirterek, ''Bir yandan toplumumuzda
Türkçe'nin doğru ve etkin kullanılmasına özen gösterilmezken, diğer
yandan dilimizdeki yabancı sözcüklerin sayısı hızla artmakta, dilin
yanlış kullanımını özendirir nitelikteki yayınların izlenme
oranları bizleri kaygılandırmaktadır'' dedi. Sezer, Başkent
Öğretmenevi'nde düzenlenen 5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nın
açılış toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin kurucusu
Atatürk'ün öncülüğünde başlatılan Türk Dili Kurultaylarının,
Türkçe'nin özleştirilmesi, tarihsel kaynaklarının araştırılması ve
incelenmesi, dildeki bozulmanın nedenlerinin ortaya konulması
yönünden geçmişten günümüze önemli bir işlevi yerine getirdiğini
ifade etti. Bilimsel nitelikli, geniş katılımlı uluslararası bir
etkinlik olan Türk Dili Kurultayı'nın, dile sahip çıkılması ve
dilin gelişmesi amacıyla gerçekleştirildiğini belirten Sezer,
toplantıya çok sayıda yerli ve yabancı bilim insanının
katılmasının, Türkçe'nin dünya dilleri arasındaki önemini ve
kurultayın bilim dünyasındaki saygınlığını gösterdiğini söyledi.
Kurultayda tartışılacak olan, Türk dili üzerine konunun
uzmanlarınca yapılan araştırmaların sonuçlarını yansıtan
bildirilerin, dilin gelişmesine ve kimi sorunların giderilmesine
katkıda bulunacağına inandığını belirten Sezer, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Bir iletişim aracı olarak dil, insanlar arasında duygu,
düşünce ve inanç birliği oluşturan ve toplumsal yapıyı güçlendiren
ortak bağdır. Birarada yaşayan insanların birbirlerini
anlamalarına, tanımalarına, düşüncelerini anlatabilmelerine ve
doğru iletişim kurmalarına olanak veren dil, aynı zamanda kitleleri
yakınlaştırma ve kaynaştırma öğesidir. Ulusal kültürün ve kimliğin
ayrılmaz parçası olan dil, toplumları ulus yapan temel
öğelerdendir. Ulusların tarih içinde oluşturdukları kültürel
mirasları, dil aracılığıyla biçimlenir, anlam kazanır ve geleceğe
taşınır. Türkçe, dünyada konuşulan en eski ve köklü diller arasında
yer almakta, geniş bir coğrafyada yaygın biçimde kullanılmakta;
ortak geçmişi paylaşan kardeş ülke ve topluluklar arasında
koparılmayacak güçlü bir bağ oluşturmaktadır. Diline önem vermeyen
toplumların, başka kültürlerin etkisine girmeleri ve kültür
yozlaşması yaşamaları kaçınılmazdır. Ulusal kültürümüzün yitirilen
değerlerinin canlandırılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş
uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması için kapsamlı dönüşümler
gerçekleştiren yüce Atatürk, Türk devriminin başarıya ulaşması
sürecinde dil konusuna özel önem vermiştir. (Türk dili, Türk
milletinin kalbidir, zihnidir) sözü, Yüce Önder'in dilimize verdiği
önemi çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır.'' DİL DEVRİMİ Atatürk'ün,
dil bağımsızlığını, siyasal bağımsızlığın temel koşullarından biri
olarak değerlendirdiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını
sürdürebilmesi ve sağlam temeller üzerinde yükselebilmesini dil
devriminin başarılmasında gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Sezer,
''Ulusallaşma sürecinin çok önemli yapı taşlarından olan dil
devrimi, Atatürk'ün ileri görüşlülüğünü ortaya koyan büyük bir
devrimdir'' dedi. Atatürk'ün ''Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli
kültürdür'' sözlerini anımsatan Cumhurbaşkanı Sezer, Atatürk'ün,
dil devrimiyle Türkçeyi kendi öz değerlerine dayanan, evrensel
kavram, sözcük ve terimleri karşılayan bir eğitim, bilim, kültür ve
sanat dili durumuna getirmeyi hedeflediğini söyledi. 1928 yılında
gerçekleştirilen harf devriminin, dil devriminin en önemli
aşamalarından birini oluşturduğunu kaydeden Sezer, ''Türkçe'nin ses
yapısına uygunluğu ve kolay öğrenilebileceği düşüncesiyle Latin
harfleri kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Yeni harflerin
kullanılmaya başlanmasıyla, dildeki değişim ve özleştirme çabaları
yaygınlaşmış, toplumun eğitim düzeyini yükseltmeye yönelik
girişimlerin önü açılmıştır. Böylece, savaş alanında kazanılan
büyük zaferin ardından eğitim alanında da zafere ulaşılmıştır''
diye konuştu. DİL KURULTAYLARININ ÖNEMİ Dili, ulusal kültürün
anlatım aracı, ulusal birliğin en sağlam dayanağı olarak gören
Atatürk'ün, Türk diline öz benliğinin kazandırılması, yabancı
dillerin boyunduruğundan kurtarılması, Türk dilinin ve kültürünün
bilimsel yöntemlerle araştırılması amacıyla Türk Dil Kurumu ile
adını kendisinin koyduğu Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi'ni
kurdurduğunu anımsatan Sezer, şunları söyledi: ''Türk Dil
Kurumu'nun kurulmasından kısa süre sonra toplanan ve daha sonraki
yıllarda da sürdürülen Türk Dili Kurultayları, dil devriminin
başarıya ulaşmasında kuşkusuz önemli rol üstlenmiştir. 26 Eylül
1932 gününde gerçekleştirilen 1. Türk Dili Kurultayı ile birlikte
dil devrimi kapsamında yürütülen çalışmalar bir seferberliğe
dönüştürülmüştür. Dil devrimi, ulusal kültürün gelişmesi için,
ulusal dilin yeniden canlandırılması ilkesine dayandırılmış,
Türkçe'nin devletimizin resmi dili olduğu, Anayasa'nın
değiştirilemeyecek kuralları arasında yerini almıştır. Yüce
Atatürk, Türk dilinin gelişmesi ve zenginleşmesi yönünde planlı,
akılcı ve engin bilgiye dayalı çalışmalarıyla topluma örnek
olmuştur. Bugün matematikte kullanılan birçok terim, Atatürk'ün
karşılıklarını bulduğu ve yaşamımıza kazandırdığı Türkçe
sözcüklerden oluşmaktadır. Atatürk'ün, Türk dilini ulusal
kültürümüzün eksiksiz bir anlatıcısı durumuna getirmek ve dilimizi
çağdaş uygarlığın kavram ve değerlerini karşılayacak yetkinliğe
eriştirmek amacıyla başlattığı öngörülü girişimlerini, bugün de
hayranlıkla anmakta, bundan sonra bu yönde sürdürülecek çalışmalara
gönülden destek vermekteyiz.'' DİLDEKİ YABANCILAŞMA ''Bugün,
dilimizde yozlaşma yaşandığı hepimizce bilinmektedir'' diyen Sezer,
''Bir yandan toplumumuzda, Türkçe'nin doğru ve etkin kullanılmasına
özen gösterilmezken, diğer yandan dilimizdeki yabancı sözcüklerin
sayısı hızla artmakta, dilin yanlış kullanımını özendirir
nitelikteki yayınların izlenme oranları bizleri
kaygılandırmaktadır'' dedi. Dildeki yabancılaşma modasında, görsel
ve işitsel basın-yayın organlarında yapılan kimi yanlışların
etkisinin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Sezer, ''Yurttaşların
doğru ve etkili Türkçe kullanmaları, kimi sözcüklerin okunması ve
yazılmasındaki yanlışlıkların ortadan kalkması konusunda eğitim
kurumlarının üstleneceği rolün önemi yadsınamaz'' dedi. Sezer,
şunları kaydetti: ''Türkçe'nin zengin sözcük yapısına karşın,
yurttaşlarımızın ve özellikle öğrencilerimizin çok az sayıda sözcük
kullanmaları, bilgi ve sözcük dağarcığını geliştiren en önemli
etkinliklerden olan okuma alışkanlığı kazanmaya özendirilmemelerini
üzüntüyle izliyoruz. İlköğretimden yükseköğretime eğitimin tüm
kademelerinde dil konusuna özen gösterilmeli, eğitimcilerimiz
bireylere küçük yaşlardan başlayarak, dil bilinci kazandırmalı,
Türkçe'nin anlatım gücünü, zengin sözcük dağarcığı ile birlikte
öğretmelidir. Buluşlarıyla kendine dünyada yer edinmeye çalışan
bilim insanı, yabancı diller kadar kendi dil yapısını ve sözcük
türetme kurallarını iyi bilmeli, sözcük dağarcığını olabildiğince
genişletmelidir. Bilimin ve tekniğin artan gereksinimlerini
karşılamak için yeni terim ve sözcükler türetilmesi, dilleri
geliştirdiği gibi, bilim insanının düşüncelerinin kapsamını da
genişletmekte, yaratıcılığını olumlu yönde etkilemektedir. Türk
dilinin zenginleştirilerek geleceğe taşınmasında, yazarlarımızdan
bilim adamlarımıza, eğitim kurumlarından basın-yayın organlarına ve
yurttaşlarımıza kadar herkese görev düşmektedir. Kamuoyunu
bilgilendirme görevini yerine getirirken, geniş kitlelere
seslenerek, dilin kullanımını ve gelişimini doğrudan etkileyen
yazılı, işitsel ve görsel basınımız da sorumlu bir yaklaşımla,
Türkçe'nin doğru kullanımında yönlendirici bir rol üstlenmelidir.
Dilimizin doğru kullanılması ve Türkçe kullanımının özendirilmesi
konusunda Türk Dil Kurumu'nun öncülüğünde, basınımızın da
desteğiyle bir seferberlik başlatılmasının yararlı ve etkili
olacağını düşünüyoruz. 5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nın Dil
Bayramı kutlamalarını da kapsayacak biçimde düzenlenmesinin yerinde
bir girişim olduğunu düşünüyor, toplumun dil konusundaki
duyarlılığının artırılmasına, konunun bir bilinç durumuna
getirilmesine hizmet edeceğine inanıyoruz.'' Türk Dil Kurumu'nun
dilin yücelmesi yönündeki çalışmalarını takdirle karşıladıklarını
belirten Sezer, Türk Dil Kurumu'nun görevlerini, kuruluş ilke ve
amaçları doğrultusunda, önümüzdeki dönemde de başarıyla yerine
getireceğinden kuşku duymadığını kaydetti. Sezer, Türk dilinin,
gelişimi yönündeki çabaların tüm yurttaşlar tarafından ortak bilinç
ve sorumlulukla sürdürülmesi umuduyla, Dil Bayramı'nı kutladığını
söyledi.