Sezer'den önemli açıklamalar
Abone olBasın özgürlüğüne önem verilmesini isteyen Sezer'in üzerinde en çok durduğu konu ise internet oldu.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, iletişim araçlarındaki gelişme
nedeniyle basın, yayın ve iletişimle ilgili yasaların yeniden
düzenlenmesi, değişen koşullara uyarlanması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Bilkent Otel'de düzenlenen
İletişim Şurası'nda yaptığı konuşmada, iletişimle ilgili konuların
tüm yönleriyle ele alınması, sorunlara çözüm üretilmesi, basın,
yayın ve iletişimle ilgili yasaların günün koşullarına uyarlanması
konusunda düşünce platformu oluşturulması amacıyla, bir şuranın
düzenlenmesini yerinde bir girişim olarak niteledi. BİLGİ ÇAĞINDA
İNTERNET Bilgi toplumunun dünyada yarattığı dönüşüm ise sanayi
devriminin getirdiği köklü değişikliklerden daha hızlı olduğuna
dikkat çeken Sezer, iletişim sistemlerinin yaygınlaşmasıyla,
bilgiye erişim ve bilginin toplumsal tabana yayılmasının
kolaylaştığını kaydetti. Sezer, bilginin yayılması ve
paylaşılmasının gelişiminde önemli bir etken olan internetin
yaygınlaşmasıyla, öğrenmenin ve bilimin önündeki engeller
kalkmakta, bilgiyi üreten, paylaşan ve yerinde kullanabilen
toplumlarda büyük ilerlemeler gözlenmekte olduğunu ifade etti.
Toplumsal sorunların demokratik yollarla çözülmesinde, saydam ve
etkin devlet yapısı ile yolsuzluklardan arınmış toplum amacına
ulaşılmasında, iletişim teknolojilerinin önemli bir yeri olduğuna
işaret eden Cumhurbaşkanı Sezer, kamu yönetiminde iletişim
teknolojilerinin kullanılması ile işlemler hız kazanırken,
devlet-yurttaş ilişkisinin katılımcı ve demokratik bir niteliğe
kavuşturularak güçleneceğini söyledi. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ Demokratik
toplumlarda rejimin esasını temel haklar ve özgürlüklerin
oluşturduğunu vurgulayan Sezer, ''Temel hak ve özgürlükler
arasında, düşünce ve anlatım özgürlüğü önemli yer tutar.
Demokrasinin vazgeçilmez öğelerinden biri de bağımsız ve özgür
basındır. Bireyin haber alma hakkını sağlayan ve toplumdan gelen
istekleri yansıtarak, kamuoyu oluşturulmasına aracılık yapan özgür
basın, düşünce ve anlatım özgürlüğünün en etkili araçlarındandır.
Düşünce ve anlatım özgürlüğü olmadan basın özgürlüğünden söz
edilemez. Düşünce ve anlatım özgürlüğünü tamamlayan ve onun
kullanılmasını sağlayan basın özgürlüğü her koşulda korunmalı ve
yaşatılmalıdır'' dedi. Sezer, basın özgürlüğünün olmadığı bir
ülkede, demokrasi ve insan haklarından söz etmenin olanaksız
olduğunu işaret ederek, şunları söyledi: ''Kamusal görevini tam
anlamıyla yerine getirebilmesi için basının her türlü baskıdan uzak
tutulması zorunludur. Bunun yanında, basının evrensel ilkelere göre
hareket etmesi, doğru, ilkeli, nesnel habercilik anlayışını ve
meslek ettiğini her şeyin üzerinde tutması da gereklidir''. BASIN,
YAYIN VE İLETİŞİMLE İLGİLİ YASALAR Basın, yayın ve iletişimle
ilgili yasalarla ilgili olarak da bir değerlendirmede bulunan
Sezer, iletişim araçlarındaki gelişme nedeniyle bu yasaların
yeniden düzenlenmesi, değişen koşullara uyarlanması, çağdaş ve
özgürlükçü yapıya kavuşturulması ve kimi yasal boşlukların
giderilmesinin zorunlu olduğunu kaydetti. Anayasa'da temel hak ve
özgürlükler arasında yer verilen bir diğer özgürlüğün de basın
özgürlüğü olduğunu hatırlatan Sezer, ''Düşünceyi açıklama ve yayma
özgürlüğünün haber alma ya da verme özgürlüğünü de kapsadığı
belirtilen Anayasa'da, Devlet'e basın ve haber alma özgürlüğünü
sağlayacak önlemleri alma görevi de verilmiştir. Bu anayasal
kurallar, Anayasa koyucunun, düşünceyi açıklama özgürlüğü
kapsamındaki haber alma ve dolayısıyla basın özgürlüklerine verdiği
önemi göstermektedir'' dedi. Sezer, basınla ilgili yeni
düzenlemeler yapılırken, basın özgürlüğünün demokrasiyi işleten ve
ona yaşam veren en önemli öğelerden olduğunun ve anayasal
kuralların göz önünde bulundurulması gerektiğini işaret etti. Bu
bağlamda, sermayenin belli kişi ya da grupların elinde
toplanmasının önlenmesine yönelik düzenlemelere özel önem verilmesi
gerektiğini, basın özgürlüğü, kamu güçleri karşısında olduğu kadar,
özel güçlere karşı da korunması gerektiğini dile getiren
Cumhurbaşkanı Sezer, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ''Devletin
sansür uygulaması kadar, basının tekelleşmesi de, özgürlüklerin
gelişmesinin önünde engel oluşturacaktır. Medyanın çoğulculuğunu
koruyucu önlemler alınması, bağımsız ve tarafsız yayıncılığın
sürdürülebilmesi için gereklidir. Eğer gerçek anlamda özgürlükçü
demokrasiye ulaşmak istiyorsak, toplum olarak daha duyarlı olmalı,
kuruluşlarının amaçlarından ve varlık nedenlerinden sapmalarına yol
açacak düzenlemelerden özenle kaçınmalıyız''. BASIN YAYIN
KURULUŞLARINA GETİRİLEN CEZALAR Basın ve yayın kuruluşlarıyla
ilgili olarak getirilecek cezaların her şeyden önce amaç-araç
orantısını gözetmesi gerektiğine dikkat çeken Sezer, ''Cezaların
caydırıcı nitelikte olması, ancak basın ve yayın kuruluşlarının
yaşam şansını ortadan kaldırmaması gerekmektedir. Ağır para
cezalarının getirilmesinin, maddi olanaksızlık içindeki
kuruluşların kapanmasına ya da daha güçlü olanın egemenliğine
girmesine neden olacağı unutulmamalıdır'' diye konuştu. İş
Güvencesi Yasası'nın basın çalışanlarını da kapsayacak biçimde
çıkarılması, bu bağlamda atılan önemli ve sevindirici bir adım
olduğunu bildiren Sezer, yerel basının da desteklenmesi gerektiğini
vurguladı. Sezer, Avrupa Birliği yolunda ilerleyen Türkiye'de, tüm
eleştirilerin göz önünde bulundurularak, toplumsal uzlaşma aranması
gerektiğini ifade ederek, konunlduğunu işaret ederek, şunlaşmasına,
''Sorunların çözümü için genel hukuk ilkeleri doğrultusunda gerekli
adımlar zaman yitirilmeden atılmalıdır'' sözleriyle son verdi.