Sezer'den Erdoğan'a mektup
Abone olÇankaya Köşkü ile hükümet arasında soğuk savaş had safhada. Sezer'in veto ettiği bürokratları hükümet vekaleten atayınca, Çankaya Erdoğan'a uyarı mektubu gönderdi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hükümetin "süreklilik" arz
eden vekaleten atamalara ilişkin duyduğu rahatsızlığını Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektupla bildirdi. Cumhurbaşkanlığı
Dışişleri Başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü Sermet Atacanlı,
Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın bilgilendirme toplantısında,
Cumhurbaşkanı Sezer'in vekaleten atamalara yönelik olarak Başbakan
Erdoğan'a bir mektup gönderdiğini söyledi. 7 Mart 2005 tarihli söz
konusu mektubu basın mensuplarına dağıtan Atacanlı, "Son dönemde
Cumhurbaşkanımızın uygun görmediği kişilerin kamu kurum ve
kuruluşlarına vekalet olgusu çerçevesinde atamaları yapılmıştır. Bu
olgu son zamanlarda bir süreklilik kazandığı ve artış olduğu için
Cumhurbaşkanımız durumu Başbakana bir yazıyla bildirmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, Erdoğan'a gönderdiği mektupta, kamu kurum ve
kuruluşlarında üst düzey yöneticilik görevlerinden kimilerinin
atamaları uygun görülmeyen kişilerce vekaleten yürütüldüğünü
belirterek, yine atamasının onaylanmayacağı düşünülen kimi
kişilerin de, kararname düzenlemesine gerek görülmeden üst düzey
yöneticilik görevine vekaleten getirildiği ve bu durumun süreklilik
kazandığının gözlemlendiğini vurguladı. 59. hükümet döneminde, 28
Şubat 2005 gününe kadar toplam 2 bin 340 atama kararnamesi
geldiğini, bu kararnamelerden 306'sının imzalanarak geri
gönderildiğini hatırlatan Sezer, geri gönderilen atama
kararnamelerinin 17'sinin atanmak istenen kişilerin yasa ya da
yönetmelikle yazılı koşulu taşımadığını, 58'sinin yöneticilik ya da
bakanlığın görev alanıyla ilgili konularda yeterli bilgisi ve
deneyimi bulunmadığı, 13'ünün yargı kararlarına uygun olmadığı
gerekçesine ve 163'ünün de diğer nedenlere dayandığını kaydetti. Bu
kişilerin kamu hizmetinin gereği olarak bu görevlerde bulunmaması
gereken kişiler olduğunu savunan Cumhurbaşkanı Sezer, hizmetin
aksamaması için istisnai bir yöntem olan vekalet statüsünün bir
istihdam modeline dönüştürüldüğü vurguladı. Cumhurbaşkanı Sezer,
söz konusu durumun Anayasaya ve yasa koyucunun amacına ve hukuka da
aykırılık oluşturduğuna dikkat çekti. TCK İLE İLGİLİ İNCELEME Geri
gönderilen ata kararnamelerinin 55'inin de, geçmişte başarılı
hizmet gören ve başarısızlığı saptanmayan kamu görevlilerinin
görevden alınmasına ilişkin olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı
Sezer, mektubunda şu görüşlere yer verdi: "Bulunduğu üst düzeye,
mesleği ile ilgili alanlarda geniş bilgisi ve üstün deneyimi ile,
tüm kademelerden geçerek yükselmiş olan ve başarısızlığı
saptanmayan kamu görevlilerinin salt siyasal nedenlerle görevden
alınması kamu hukuku, gelenekler ve kamu yararı ile
bağdaşmamaktadır. Ne var ki, bu görevlilerin bir çoğunun yetkileri
fiilen sona erdirilerek, görevin, yerine atanmak istenilenlere
vekaleten yürüttürüldüğü gözlenmektedir. Ayrıca, görevden alınması
uygun görülmeyen ya da görülmeyeceği düşünülen kamu görevlilerinin
işlemlerine ilişkin kimi nedenlerle inceleme ve soruşturma
yaptırılarak, hem yıllarını devlete hizmetle geçirmiş kamu
görevlilerinin haksız nedenlerle suçlu duruma düşürüldüğü, hem de
bu gerekçe ile görevlerinden alınması yolunda kararname
hazırlandığı saptanmaktadır." Cumhurbaşkanı Sezer, 3 maddelik
mektubunun son bölümünde, devletin belli ilkeler doğrultusunda
varlığını sürdürdüğünü ve bunun ilkeli biçimde sürdürmesinin ehil
devlet memurlarıyla olanaklı olduğunu vurguladı. "Devlet memuru
hükümeti değil, devleti temsil etmektedir" diyen Sezer, "Çünkü,
hükümetler geçici, devlet kalıcıdır. Devlet politikası olabilecek
konu ve alanlar hükümetten hükümete değişirse devletin sürekliliği
sağlanamaz" değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Sezer,
ayrıca, bu durumun, anayasal ve yasal kurallara, kamu yararına ve
kamu hizmetinin gereklerine de uygun düşmediğini belirterek,
mektubunu, "Yukarıda belirtilen gerekçelerle, kamu görevlilerinin
sürekli olarak vekaletle yürütülmesi uygulamasına son verilmesinde,
devlete ve hukuka olan güvenin ve saygının yitirilmemesi yönünden
zorunluluk görülmektedir. Gereğini rica ederim" cümlesiyle
tamamladı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Atacanlı, Cumhurbaşkanı
Sezer'in yeni TCK ile ilgili incelemesinde son aşamaya geldiğini ve
öğleden sonra bir açıklamanın olabileceğini söyledi. Bir gazetede
yer alan, Cumhurbaşkanlığı telefonlarının MİT tarafından
dinlendiğine yönelik haberin hatırlatılması üzerine Atacanlı,
"Bunun gerçek payı nedir bilmiyorum. Türkiye bir hukuk devletidir.
Yapılan her şey hukuk devletinde parametreler çerçevesinde
yapılması ve hukukun öngördüğü parametreler içinde yapılması
gerekir. Somut olarak bunların ne kadar doğru, ne kadar değil. Bunu
bilecek durumda değilim" karşılığını verdi. KKTC Cumhurbaşkanı'nın
Türkiye ziyaretinde neden Cumhurbaşkanı Sezer ile görüşmediğine
yönelik bir soruya ise Atacanlı, böyle bir görüşmenin daha önceden
öngörülmediğini ancak, önümüzdeki dönemde resmi bir ziyaretin
olabileceğini söyledi. Kıbrıs konusunda da bir durgunluk
yaşandığını belirten Atacanlı, Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB'ye
üyelikten sonra uzlaşmazlık tavrını daha bir uzlaşmaz hale
getirdiğini söyledi. Atacanlı, Kıbrıs'taki referandum sonucunun göz
ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'den ve KKTC'den
daha fazla taviz beklenmesinin haksızlık olacağını yineledi.