Sezer'den bir veto daha
Abone olCumhurbaşkanı Sezer'den bir veto daha. Hükümetin yeniden yapılandırmak istediği TÜBİTAK yasası Çankaya'dan döndü. Sezer'in Meclis'e iade etme gerekçesi ise şöyle:
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TÜBİTAK Yasası'nın kısmen iade
gerekçesinde, Kurum'un özerk yapısının korunması gerektiğini
vurguladı. Sezer, yasayı iade gerekçesinde, yapılan düzenlemelerle,
Bilim Kurulu'nun, üye sayısının başkan dışında 12'den 14'e
çıkarıldığını ve oluşumunun değiştirildiğini belirtti. TÜBİTAK'ın
Kuruluş Yasası incelendiğinde, kurumun bilimsel özerklikle
donatıldığı, idari ve mali özerkliğe sahip tüzel bir kişilik
olduğunu hatırlatan Sezer, Yasa'da, idari ve mali özerklik ile
Bilim Kurulu üyelerinin seçilme yöntemi, Kurum'un bilimsel
özerkliğini sağlayan hukuksal araçlar olarak düzenlendiğine dikkati
çekti. Yürürlükteki kurallara göre, TÜBİTAK'ın bağlı kuruluş
statüsünde olduğunu, bu bağlılığın Anayasa'nın 123. maddesinde yer
verilen yönetimin bütünlüğü ilkesinin gereği olduğu Başbakan'ın
Kurum üzerindeki vesayet yetkisiyle somutlaştığını ifade eden
Sezer, vesayet yetkisinin sınırının Kurum'un bilimsel özerkliğini
oluşturduğunu vurguladı. Sezer, şunları kaydetti: ''Nitekim,
Başbakan'ın vesayet yetkisi, Bilim Kurulu üyeliği seçimini
onaylayarak kesinleştirmek ve Bilim Kurulu'nca seçilen kurum
Başkanı'nı atanmak üzere Cumhurbaşkanı'na önermek göreviyle
belirginleşmekte, ayrıca, Kurum'un denetiminde de kendini
göstermektedir. Belirtmek gerekir ki Başbakan'ın sözü edilen
vesayet yetkisi, Bilim Kurulu üyeleri yönünden, yapılan seçimleri
onaylamak ya da onaylamamakla sınırlıdır. Bir başka anlatımla bu
vesayet yetkisi Başbakan'a Bilim Kurulu'nun seçtiği kişileri
onaylamaması durumunda bu kişileri kendisinin seçme ya da belirleme
yetkisini içermemektedir. Aynı hukuksal durum, Kurum Başkanı için
de geçerlidir. Sonuç olarak, TÜBİTAK'ın Başbakan'ın öğeleri Yasa'da
gösterilen sınırlı vesayet denetiminin altında, yine Yasa'da yer
verilen kurallar çerçevesinde kendi karar organını oluşturan,
üyelerini ve Başkanı'nı seçen, çalışma düzeni ve yöntemini
belirleyen, araştırma ve yayın konularını saptayıp, yürütmek ve
ilgisini bu doğrultuda çalışmaya yöneltmek serbestliğine sahip
özerk bir bilim kurumu olarak işlevini sürdürmesi öngörülmüştür.
Kurum'un bu biçimde düzenlenmesi, görevlerinin niteliği, bilimsel
etkinliklerinin ağırlığı ve önemi nedeniyle her türlü dış
etkilerden ve siyasal karışmalardan uzak tutulması ve özellikle
bilimsel saygınlığının sağlanması gereğine dayanmaktadır. Bu
gereklilik, Kurum'un idari ve mali özerkliğiyle korunan bilimsel
özerkliğinin dayanağını ve gerekçesini de oluşturmaktadır. Kurum'a
ilişkin düzenlemelerde, Kurum'un işlevinin gözönünde bulundurulması
ve bu işlevden kaynaklanan özerk yapısının korunması gerekmektedir.
Oysa, incelenen Yasa'yla yapılan düzenlemelerde, Bilim Kurulu
üyelerinin yarısının, yani 7 üyenin doğrudan Başbakan'ca atandığı;
Kurum Başkanı'nın Başbakan'ca atanan üyeler arasından belirlenmesi
durumunda ise boşalan bu üyelik için de yine Başbakan'ca atama
yapılacağından, Başkan dahil toplam 8 Bilim Kurulu üyesinin
doğrudan Başbakan'ca seçilerek atanabileceği; bu sayının ise Bilim
Kurulu'nun toplanma ve karar yeter sayısına eşit olduğu
görülmektedir.'' -BAŞBAKAN'IN VESAYET YETKİSİ- Sezer, söz konusu
Yasa'nın 3. maddesiyle yapılan değişiklikle, görev süresinin
dolması ya da üyeliğin boşalması durumunda, süresi içinde yeni üye
belirlenip onaya sunulmaması, 4. maddesiyle yapılan değişiklikle,
Bilim Kurulu'nun herhangi bir nedenle süresinde Başkan adaylarını
belirlemesi, 9. maddesiyle getirilen geçici 4. maddesiyle de,
Yükseköğretim Kurulu Genel Kurulu ve Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nce, süresi içinde üyelerin belirlenip sunulmaması
durumlarında, üyelerin, gerekli koşulları taşıyanlar arasından
Başbakan'ca doğrudan atanmasına; Başkan'ın ise, yine gerekli
koşulları taşıyanlar arasından Başbakan'ca doğrudan seçilerek
Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulmasına olanak sağlandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Sezer, gerekçesinde şunları ifade etti: ''Böylece,
Başbakan'ın Kurum üzerindeki vesayet yetkisi, kendisine sunulan
seçimi onaylamaktan öte, Yasa'da öngörülen koşulların oluşması
durumunda, bu atamayı doğrudan yapmayı içerecek biçimde
genişletilmektedir. Vesayet kurumunda olması gerekenin çok üzerinde
yetkiler içeren bu düzenlemeleri idari ve bilimsel özerklikle
bağdaştırmak olanaklı değildir.''