Sezer, yasayı türbana yordu
Abone olCumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun''u kısmen iade gerekçesini türbana dayandırdı
İşte Cumhurbaşkanı Sezer'e göre yasanın asıl amacı. Sezer,
Yasa'nın 4. maddesinde, ''Kamu yönetiminin temel amaç ve görevi;
halkın hayatını kolaylaştırmak, huzur, güvenlik ve refahını
sağlamak, hayat kalitesini geliştirmek, kişilerin hak ve
özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak ve
kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirmektir''
denilerek, ''kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmalarının
önündeki engelleri kaldırmanın'' kamu yönetiminin temel amaç ve
görevleri arasında sayıldığını anımsattı. Anayasa'nın 5.
maddesinde, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, sosyal hukuk
devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak biçimde sınırlayan
siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya çalışmanın
Devlet'in temel amaç ve görevleri arasında sayıldığını kaydeden
Sezer, şöyle devam etti: ''Görüldüğü gibi, anayasal kural, kişinin
temel hak ve özgürlüklerinin 'sosyal hukuk devleti ve adalet
ilkeleriyle' bağdaşacak biçimde sınırlandırılmasına olanak
sağlamaktadır. Oysa, bu sınırlama kuralına incelenen Yasa'nın 4.
maddesinde yer verilmemiştir. Böyle bir temel Yasa'da bilinerek
boşluk yaratılması ve boşluğun gerekçeyle doldurulmaya çalışılması
anlamlı ve anlaşılır değildir. Ayrıca, Anayasa'nın yine 5.
maddesinde, Türk Ulusu'nun bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi korumak da Devlet'in
amaç ve görevleri arasında sayılmış; 14. maddesinde, hak ve
özgürlüklerin hiçbirinin, Devlet'in ülkesi ve ulusuyla bölünmez
bütünlüğünü bozmayı, demokratik ve laik Cumhuriyet'i ortadan
kaldırmayı amaçlayan etkinlikler biçiminde kullanılamayacağı
belirtilmiştir.'' Yine Anayasa'nın 12. maddesinde, temel hak ve
özgürlüklerin, aynı zamanda kişinin topluma, ailesine ve diğer
kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da içereceğinin
vurgulandığını belirten Sezer, bütün bu kuralların, kişi hak ve
özgürlüklerinin sınırını ve Devlet'in bu konudaki görevini
gösterdiğini ifade etti. Sezer, ''Anayasal sınırlara yer verilmeden
kişi hak ve özgürlüklerinin önündeki engellerin kaldırılmasının
kamu yönetiminin temel amaç ve görevi olarak gösterilmesi, bu hak
ve özgürlüklerin sınırsız olduğu, kamu yönetiminin bu hak ve
özgürlükleri sınırlayamayacağı ve aykırı davrananlar için yaptırım
koyup uygulayamayacağı gibi bir sonuç doğurmaktadır. Bu sonuç
nedeniyle, incelenen Yasa'nın 4. maddesi Anayasa'nın 5, 12 ve 14.
maddeleriyle bağdaşmamaktadır'' dedi. Yasa'nın ''Kamu yönetiminin
kuruluş ve işleyişinin temel ilkeleri'' başlıklı 5. maddesinin
''Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde ve bu hizmetlerden
yararlandırmada ayrımcılık; bu hizmetlerle ilgili olarak insan hak
ve özgürlüklerini kısıtlayıcı düzenleme ve uygulama yapılamaz''
şeklindeki (d) bendini anımsattı. Sezer, şunları kaydetti: ''Genel
olarak, temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmaya
yönelik olumlu bir düzenleme gibi görünmekle birlikte uygulamada bu
kuralın başka bir amaçla kullanılması olanaklıdır. Gerçekten, daha
yakından bakıldığında bu kuralda, 'Kamu hizmetlerinin yerine
getirilmesinde' anlatımıyla, kamu görevlileri ve kamuda
çalışanların, 'Bu hizmetlerden yararlandırma' anlatımıyla da
özellikle öğrencilerin, hedef kitle olarak belirlendiği
görülmektedir. Yine aynı kuralda, 'ayrımcılık' ve 'insan hak ve
özgürlüklerini kısıtlayıcı düzenleme ve uygulama yapılamaz'
anlatımıyla hem 'düzenleme' yapılırken, hem de 'uygulama'da hedef
kitledekiler için türban yasağının kaldırılmasının amaçlandığı
anlaşılmaktadır. İncelenen Yasa'nın yukarıda açıklanan 4.
maddesinde de, 'kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmalarının
önündeki engelleri kaldırmak' kamu yönetiminin temel görevleri
arasında sayılarak, bu amaç pekiştirilmektedir. Öncelikle belirtmek
gerekir ki, ulusal ve ulusalüstü yüksek mahkeme kararlarında
açıklanan içerikleriyle gerek Anayasa gerek Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi kuralları, Türkiye Cumhuriyeti'nde türban konusunu,
geriye dönülemeyecek biçimde gündemden çıkarmıştır.'' Anayasa
Mahkemesi'nin türban konusunun da değerlendirildiği kararlarını
anımsatan Sezer, ''Birlikte öğrenim görenlerin ya da çalışanların
kardeşlikleri, arkadaşlıkları, dayanışmaları ulusal birlik yönünden
son derece önemli iken, yurttaşları dinsel simgelerle ayırmak
toplumda, özellikle gençler arasında sosyal görüş, din, inanç ve
mezhep ayrılığını kışkırtarak bölünmelere yol açacaktır'' dedi
Sezer, Anayasa kuralları ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bu
kurallara kazandırdığı içerik nedeniyle yasalarda türbana ilişkin
bir düzenleme yapılmasının olanaksız olduğunu vurguladı. Danıştay
ve Avrupa İnsan Hakları Meahkemesi'nin konuya ilişkin kararlarına
değinen Sezer, ''Yukarıda yer verilen gerekçelerle, incelenen
Yasa'nın 5. maddesinin (d) bendinin anayasal kurallar ve Yüksek
Mahkeme kararlarıyla bağdaşmadığı sonucuna varılmaktadır'' dedi.
Yasa'nın, kamu hizmetlerinin özel sektöre gördürülebilmesini içeren
11. maddesi hükmünü anımsatan Sezer, Anayasa'nın 128. maddesinde,
Devlet'in, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu
tüzelkişilerinin ''genel idare esaslarına'' göre yürütmekle yükümlü
oldukları asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu
görevlileri eliyle görüleceğinin belirtildiğini kaydetti. Sezer,
şöyle devam etti: ''Buna göre, merkezi ve yerel yönetimlerin 'genel
idare esaslarına' göre yürüttükleri görevleri mutlaka vardır ve
'kamu gücü' ve 'kamu otoritesi' kullanılarak yürütülen bu görevler
asli ve sürekli kamu hizmetleridir. Bu hizmetlerin memurlar ve
diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunludur. Yasa'nın 11.
maddesinde, merkezi ve yerel yönetimlerin 'genel idare esasları'na
göre yürüttükleri asli ve sürekli kamu hizmetleri de dahil tüm kamu
hizmetlerinin özel sektöre gördürebilmesine olanak tanınmaktadır
ki, düzenleme bu durumuyla Anayasa'nın 128. maddesiyle
bağdaşmamaktadır.'' Sezer, Anayasa'nın 7. maddesinde, yasama
yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olduğu, bu yetkinin
devredilemeyeceğinin kurala bağlandığını; 123. maddesinde,
yönetimin kuruluş ve görevlerinin, 127.maddesinde de, yerel
yönetimlerin kuruluş, görev ve yetkilerinin yasayla
düzenleneceğinin belirtildiğini anımsattı. Sezer, şunları kaydetti:
''Yasa ile yapılan düzenlemelerin 'yasama yetkisinin
devredilmezliği' ve 'yönetimin yasallığı' ilkelerine aykırı
olmaması gerekmektedir. Bu ilkelere uygunluk, ancak, temel
kuralların yasada belirlenmesi, verilecek yetkinin çerçevesinin
çizilmesi, yasa koyucunun uygun göreceği uzmanlık isteyen ve
yönetim tekniğine ilişkin ayrıntıların yürütmeye bırakılmasıyla
sağlanabilecektir. Ayrıca, yasa koyucu genel kuralları koyarak
yönetime, takdir yetkisine göre düzenleyebileceği bir alan
bırakırken, yargısal denetimin etkinliğini engelleyecek biçimde
nesnel ve genel düzenleme yapmamalıdır. İncelenen Yasa'nın 11.
maddesinde, kamu hizmetlerinin özel sektöre gördürülmesi konusunda
hiçbir ilke konulmadan, temel kurallar ve yöntemler belirlenmeden
yalnızca yetkilendirmede bulunulmaktadır. Bu durumuyla madde,
'yasama yetkisinin devredilemeyeceği' ve 'yönetimin yasallığı'
ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır