Sezer ile Erdoğan ne konuştu?
Abone olIşık'ın iddiasına göre Sezer, atamalarla ilgili "İmamları doldurdunuz" diye konuşunca Erdoğan patladı..
Hükümet Sahra sıcağında Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer ile geçen hafta 55 dakikalık bir görüşme yaptı.
Görüşmede atamalarla ilgili tercihler ele alındı. Ankara Milli
Eğitim Müdürlüğüne Muratbey Balta'nın vekaleten görevlendirilmesini
eleştiren Cumhurbaşkanı Sezer Başbakan Erdoğan'a, 'imamları
doldurdunuz' diye sitem etti. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sezer'e
'Geçmişte imamlık yapmış olabilir. Ben de okulu bitirdim imamlık
yaptım. Eğitimimi tamamladım ve şimdi Başbakanım' cevabını verdi.
Bu sözlere içerleyen Sezer, 'Sayın Başbakan sizinle aynı dili
konuşmuyoruz' dedi. Erdoğan, lafın altında kalmadı: 'Evet efendim
aynı dili kullanmıyoruz, siz de Cumhuriyet Gazetesi gibi
konuşuyorsunuz'. Aslında amacı, 'MGK öncesi gerginliği yatıştırmak
olan' Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bu cevap üzerine sinirlendi
ve elindeki yazıyı göstererek, 'Sadece ben değil, istihbarat
raporları da aynı şeyi söylüyor' dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan,
'Efendim kararnamelerimizin yüzde 17'sini geri çevirdiniz. Yoksa
başarılı olmamızı istemiyor musunuz?' diye konuştu. Görüşmeden
hemen sonra, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül apar topar Çankaya
Köşkü'ne çıktı. Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile
de görüştü. Bir iddiaya göre, Gül'ü Cumhurbaşkanı Sezer çağırdı;
bir diğer iddiaya göre de Başbakan Erdoğan gönderdi. Görüşme kimin
isteği ile gerçekleşti bilinmez ama, Dışişleri Bakanı Gül ve Adalet
Bakanı Cemil Çiçek, MGK toplantısı öncesi, son saate kadar 'ortamı
yumuşatma' beyanatlarını sürdürdü. Cumhurbaşkanı Sezer ile sürekli
temas halinde olan Cemil Çiçek, bir yandan da 'her görüşe
saygılıyız' mesajı vermek amacıyla başörtülü eşi ve başörtüsü
takmayan kızlarıyla birlikte evinde objektiflere poz vermeyi de
ihmal etmedi. Hükümete karşı mesafe ASLINDA AKP hükümeti iç ve dış
kamuoyunda ayrı ayrı gerekçelerle de olsa hiçkimseye yaranamadı.
Dışarıdan başlayalım: ABD, söz verdiği gerekçesiyle Irak'ın
işgalini kolaylaştıracak Tezkerenin çıkarılmamasından Erdoğan'ı ve
iktidarını sorumlu tutuyor. AB ise Annan Planı'nı, Denktaş'a kabul
ettirmediği, IMF de ekonomik programın tam uygulanmadığı için
hükümete karşı mesafeli davranıyor. Gelelim, iç kamuoyuna Rauf
Denktaş kendisini eleştiren demeçlerden ve hükümetin soğuk
davranışlarından Erdoğan'ı sorumlu tutuyor. Cumhurbaşkanı Sezer,
kadrolaşmadan şikayetçi. YÖK yeni kanunun, yani YEK'in 'kendisini
böleceği' gerekçesiyle hükümete karşı. Anayasa mahkemesi 61 yaş
kanunuyla 8 üyesini birden kaybedecek. Vali, büyükelçi ve genel
müdür düzeyinde 2.500 üst düzey elemanını 61 yaş kanunuyla
kaybedecek olan bürokrasi ve hükümete ateş püskürüyor. CHP,
kredisinin hükümetçe hor kullanıldığını iddia ediyor. Yani, AKP
hükümetine sadece Türk Silahlı Kuvvetleri 'mesafeli' değil. Hemen
hemen devletin, bütün kurum ve kuruluşları hükümete karşı mesafeli.
Ya da başka bir deyişle, hükümet devletin hemen hemen bütün kamu
kurum ve kuruluşları ile uyum içinde çalışamıyor. Orta noktayı
bulamıyor. MGK'da ne olacak? MGK'NIN yarınki en önemli gündem
maddesi Kıbrıs. Irak'taki, geçici hükümet de önemli bir gündem
maddesi. MGK büyük ihtimalle, hükümetin bürokrasideki
kadrolaşmasını gündeme getirecek. Hükümet de hazırladığı dosyalar
ile kendisini savunacak. Osmanlı'nın geri çekildiği sırada Suriye,
Mısır başta olmak üzere Ortadoğu ve Balkanlardan vagonlar dolusu
getirilen gizli belgeler devlet arşivlerindedir. Mısır El Ezer
Üniversitesi mezunu Hüsnü Özer'in devlet arşivlerinin başına
geçmesinden kamu kuruluşlarının rahatsızlığı örnek olarak gündeme
gelebilir. MGK'da bu tür isimler gündeme getirilerek atamalar
öncesi bir araştırma ekibi kurulabilir. Hükümet de buna, 'evet'
diyebilir. MGK'yı rahatsız edecek konuların başında Fethullah Gülen
grubunun ve milli görüşün faaliyetleri geliyor. Başbakan Erdoğan,
buna karşılık, Gülen grubunun 'Okulları Milli Egitime devretme
önerisini kabul edelim' diye karşı görüş ortaya koyabilir. Bizim
tesbitimiz şu: Yarınki MGK'da hükümete karşı 'somut konular' ele
alınacak ve belgeyle konuşulacak. Erdoğan hükümeti için bu yaz çok
zor geçeceğe benziyor. Mayıs ve Haziran çok hareketli geçeceğe
benziyor. AKP'nin tek avantajı 365 kişilik TBMM grubudur. Bu blok
çatlarsa ki, ihtimal dahilindedir. Türkiye bir anda kendisini
hükümet krizinin eşiğinde bulabilir.