Sezer de mi vatan haini?
Abone olAncak tepki bambaşka bir yerden, Ertuğrul Özkök'ten geldi. Özkök, Tolon Paşa'ya soruyor: "Sezer de mi hain?"
Tolon Paşa ile tanışıklığına dikkat çeken Hürriyet Genel Yayın
Yöenetmeni Ertuğrul Özkök, "EGE Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit
Tolon, Hürriyet'in Ankara Temsilciliği günlerimden tanıdığım bir
komutandır. Kendisini hep modern, ileri görüşlü bir komutan olarak
hatırlarım.Sonra Güneydoğu görevine gitti ve ilişkimiz azaldı.Ancak
Ege Ordu Komutanlığı'na geldikten sonra karşımıza farklı bir
komutan çıktı.Önce Sezen Aksu'nun konseri ile ilgili hiç
beklemediğim bir tepki verdi." diyor ve Tolon Paşa'nın zaman zaman
yaptığı çıkışları beğenmediğini açıkça ifate ediyor yazasında..
Özkök'e göre Tolon Paşa, en ağır sözlerini geçtiğimiz Cumartesi
günü yaptı. Özkök, Paşa'nın açıklamalarını şöyle değerlendiriyor:
"Tolon Paşa, Kıbrıs'ta çözüm isteyen herkesi ‘‘ver kurtulcu’’
olarak etiketledi ve hepsini ‘‘vatan haini’’ ilan etti. Bu durumda
ben de ‘‘vatan hainlerinden’’ biri oluyorum. Çünkü Kıbrıs'ta çözüm
istiyorum... Bugünlerde Tolon Paşa'ya rastlarsam ona şu soruyu
sormak isterdim: ‘‘Türkiye Cumhurbaşkanı da mı ver kurtulcu bir
haindir paşam?’’ Bu soruyu rahatlıkla sorardım, çünkü önümde geçen
haftalarda Çankaya'da yapılan Kıbrıs Zirvesi'nden sonra yayınlanan
bildiri var. Yani Türkiye Cumhuriyeti devletini bağlayan bildiri.
Ne deniyordu o bildiride? Türkiye'nin, Kıbrıs'ta çözümü sağlayacak
müzakerelerin başlamasına destek verdiği bütün dünyaya ilan
edilmiyor muydu? Bu sözlerin hiçbir anlamı ve ciddiyeti yok muydu?
O zirveye katılanlar ‘‘takıyye mi’’ yapıyor, bütün dünyaya yalan mı
söylüyordu? O zirveye katılanlar arasında bu ülkenin Silahlı
Kuvvetleri'nin başındaki komutan da yok muydu?" Özkök, geçtiğimiz
hafta Prodi'nin Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında Genelkurmay'ın
Erdoğan'a verdiği brifinge de dikkat çekiyor Tolon Paşa'yı sert bir
üslupla eleştirerek yazısını şöyle tamamlıyor: "Ya geçen hafta tam
Prodi'nin Türkiye'de olduğu gün Genelkurmay Başkanlığı'nda verilen
brifingde söylenen sözler? Brifingi veren Genelkurmay İkinci
Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm için
ne demişti?İsterseniz aynısını tekrarlayayım: ‘‘...Temennimiz o ki
Mayıs 2004'e kadar bir çözüme ulaşılsın.’’Konuşan komutan
Genelkurmay İkinci Başkanı. Yani Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök'ün ‘‘Silahlı Kuvvetler adına konuşmaya yetkili’’
olduğunu söylediği üç komutandan biri. Şimdi bu komutanın sözleri
de bir takıyye miydi? Değilse bu konuşmalardan hangisi ordumuzun
görüşünü temsil ediyor? Siz de kabul edersiniz ki, böyle mantıksız
bir soru olamaz. Elbette devletin zirvesinde ve Genelkurmay
brifinginde söylenen sözler ‘‘ordumuzun görüşünü’’ temsil ediyor.
Veya öyle olması gerekir. O zaman Tolon Paşa, ‘‘Genelkurmay'ın izni
dışında’’ konuşmuş olmuyor mu? Ben bu tür çıkışların ordumuza çok
zarar vermeye başladığına inanıyorum. Bakın bu konuşmanın yapıldığı
cumartesi gününün ertesinde çıkan gazetelere. Tolon Paşa'nın
konuşması ya verilmemiş, ya da sayfa aralarında kalmış. Buna
karşılık AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın
Tolon Paşa'ya cevap veren sözleri dünkü gazetelerde daha büyük yer
almıştı. Bunda yadırganacak bir şey yok. Çünkü Genelkurmay
Başkanımızın bizzat açıkladığı gibi, Tolon Paşa, ordu adına
konuşmaya yetkili bir komutan değil. Bu durumda ‘‘sivil refleksin’’
daha ağır basması normal. Ama ben bütün hayatı boyunca Silahlı
Kuvvetler'e sahip çıkmış, onun üzerine toz kondurmamış bir gazeteci
olarak şu soruyu kendi kendime soruyorum. Komutanlarımızın, Türk
Silahlı Kuvvetleri'ni bu tür tartışmalar içine sokmaya hakkı var
mı? Bütün bunların ötesinde Tolon Paşa'ya, üniformanın ve rütbenin
ötesinde de şunu söylemek isterdim. ‘‘Hainlik’’ suçlamasının bu
kadar ucuz olmaması gerekir. Biz, köşe yazarlarının başka insanlara
bu kadar kolay ‘‘hain’’ damgası vurmasına karşı çıkıyoruz.
Paşalarımızın bu tavırlarına da karşı çıkmamız normaldir. Türk
halkının yüzde 76'sı, ülkemizin Avrupa Birliği'ne tam üye olmasını
istiyor. Türkiye'ye bu yolu açacak konuların özgürce tartışılması,
kimsenin kimseyi hainlikle veya başka etiketlerle suçlamaması
gerekir."