Şeytan çırak ilişkisi

Süper güç olan ülkeler, bugünkü yüzyılın medeniyeti haline gelenler, dünyayı filmleriyle kasıp kavuranlar, teknolojiyle dünyaya yön verenler, her yıl sadece kendi halkından trilyon dolar vergi toplayanlar, başka ülkeleri sömürenler...

İsmail GÜZEL iguzel@nestech.net

Süper güç olan ülkeler, bugünkü yüzyılın medeniyeti haline gelenler, dünyayı filmleriyle kasıp kavuranlar, teknolojiyle dünyaya yön verenler, her yıl sadece kendi halkından trilyon dolar vergi toplayanlar, başka ülkeleri sömürenler, her türlü gücü elinde tutanlar, konu insanlığa geldiği vakit, bizim ülkemiz insanı ve devleti kadar yardımsever mi? Bizim kadar misafirperver mi? Bizim kadar merhametli mi? Trump’ın geçtiğimiz haftalarda yürürlüğe soktuğu yeni göçmen yasasının onaylanması... Hedef ABD’ye kaçak geçişleri durdurmak lakin ülkeye daha önce kaçak yollarla girmiş ve çocuk sahibi olmuş fakat çocuklarını ebeveynlerinden ayırmaya kadar giden acımasız politika...

Muhtemelen dünya üzerinde ki tüm etki ajanlarının en etkin bir biçimde çalıştığı ülkelerden biri de bizim ülkemiz. Bir ülke düşünün. Bu ülkenin insanları o ya da bu sebeple yaklaşık 100 sene boyunca taciz ediliyor, rahatsız ediliyor. Yeryüzünde bulunan ülkelerin hiçbirinde bizimki kadar rahatsız edilen, yine kendi halkı tarafından taciz edilen bir toplum ya da bir yapı yok... İddia ediyorum ki, balta girmemiş ormanlarda, medeniyetten uzak yaşayan Afrika’da kabileler arasında bile farklı görüşlerinden dolayı aşşağılanma, hor görülme, inançlarına saldırı bizdeki kadar hat safhada değildir, hatta öyle bir durum bile yaşanmıyordur...

Hiç bir ülke halkı, bir asırdan fazla devam eden bu kadar şiddetli bir saldırı ve hıyanet karşısında direnemez, yok olur gider, tarih sahnesinden silinir. Bu inançlı yüce millet, atlatılması en güç ve en kötü durumlara rağmen, her türlü saldırıları ve tüm hıyanetleri geçiştirerek mevcudiyetini sürdürmeyi başardı.

Bu millet, yapılmış ve yapılan her kötülüğe rağmen, mahşer gününe kadar milletlerin ve medeniyetlerin dengesini sağlama yolunda yüklendiği o şerefli görevi her daim yerine getirerek, varolma iddiasını sürdürmeye devam edecektir.

Devam..

Geçtiğimiz gün vuku bulan çocuk istismarı hadiselerinden dolayı tüm ülke ayağa kalktı. İki kız çocuğumuzun başına gelenlerden dolayı hepimiz üzüldük, ağladık. Hepimiz öfkelendik. Sonuçta, çocuklarımıza yönelik yapılan her türlü istismara ve şiddete karşı hepimiz tüm ülke vatandaşları olarak devlet yöneticilerimizden somut adımlar bekliyoruz.

Mal bulmuş mağribi gibi bu durumu islama saldırı aracı olarak kullananlarda az değildi. Bu sapkın durumu islama bağlayanların sayısı yine çok fazlaydı...

Berna Laçin’in örneğinde olduğu gibi. Kendisi bu toplumda bir sanatçı. Türk vatandaşı. Bu toplumun bir parçası. Televizyon dizilerinde oynamış, hali hazırda reklam filmlerin de boy gösteren, bu ülke halkına birşeyler satarak hayatını idame eden bu Türk vatandaşı, en son attığı tweette “tecavüzü,sapıklığı ve İslamın yüceldiği Medine şehrin’i” bilerek isteyerek aynı cümlenin içinde kullandı.

Aslında O, ne demek istediğini çok iyi anlattı, biz de ne demek istediğini çok iyi anladık...

Kısaca ne demek istediğini açalım…

İttihat Terakki, 1889 yılında kurulmuş bir siyasal hareket ve iktidar partisidir. İttihat Terakki ile başlayan ve devam eden dönemde, İslam dinine hasım bir kuşak yetiştirildi. Film artistleri, ressamlar, sanatçılar, tiyatrocular, şairler, edebiyatçılar, gazeteciler, yazarlar, televizyon programcıları gibi genel hatlarıyla millettin tüm değerlerine hakaret eden, aşşağılayan, ağza alınmayacak küfürleri eden, kendi dışındakilerine yaşama hakkı tanımayan, dışlayan, sadece ve sadece kendi özgürlüklerini kapsayan, kısacası çoğunluk olan milletin değerlerini değil kendi değerlerine sahip ve o değerlerin savunucuları oluşturuldu.

İslam’a ve O’nu özgürce yaşamaya çalışan müslümanlara düşman, kendi vatandaşına ikinci hatta üçüncü sınıf muamelesi yapan bu kesim, filmlerinde, eserlerinde, yazılarında, tweetlerinde, sosyal medya hesaplarında Müslümanlığı kötüleyerek, Müslümanlara kin kusarak bu nefreti topluma işliyorlar, işlemeye de devam ediyorlar... Hatırlayın, komedi filmlerinin çekildiği 70’li yıllar da rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerinde bile, köy imamı üzerinden İslam’a ve Müslümanlara karşı nefret tohumları ekiliyordu... Hatta ve hatta bu topluluk arasında bir çoğunun İslam kimliğini kabul etmediğini, ateist yahut deist düşünceye sahip olduğunu açıkça dile getirmekten çekinmediler. Şunu da belirtmek isterim ki, herkes kendi dininde ve inancında tabiki özgürdür.

Sonuç olarak....

Siz hiç bugüne kadar Vatikan da vuku bulan çocuk istismarı hadiselerinden dolayı, hristiyanlık dinine hakaret eden bir hristiyan gördünüz mü?