Son dönemin en çok konuşulan isimlerinden biri Şeyma Subaşı. Eylül ayında Acun Ilıcalı ile dünyaevine girmeye hazırlanan Şeyma Subaşı uzun süren ilişkisiyle ilgili ilk kez konuştu. 3 gün 3 gece düğün yapacağını söyleyen Şeyma Subaşı geceleri yalnız kaldığı zaman gözyaşlarına boğulduğunu söyledi. Hürriyet gazetesine röportaj veren Şeyma Subaşı şu ifadeleri kullandı: Hakkındaki olumsuz yorumlara, hakaretlere nasıl katlanıyorsun? - Bence onlar ne biliyor musun? İki elin parmağını geçmeyen kişiler. Aynı şeyleri döndürüp duruyorlar. Her insanın çok üzüldüğü zaman cinnet geçirdiği bir nokta oluyor. Benim de oldu tabii. Ailen Acun’la olan ilişkini başından itibaren destekledi mi? - İlk 1.5 sene bir şey bilmiyorlardı. Babam olay patlayınca gazeteden öğrendi! Ya zaten en başından anlatsam kitap olur... Acun o kadar cesaretli, vicdanlı ve iyi şeyleri içinde barındıran biri ki, zamanı geldi aileme “Şeyma’yı ben istediğim için etkiledim, etkilemeye çalıştım” dedi. * Ailen öğrenince ne yaptı? - Hep yanımdalardı. Yani, babam ne yapacaktı bana? Dövecek miydi? Dövse ne olacak? Beni ret mi edecek? Kızıyım, canıyım, kanıyım. Ne yapabilir? Acun ve ablam, babam öğrendikten sonra onunla konuştular. Babamı şey bir kıvama getirdik ve biz devam ettik. * İlişkinizde kaçıncı yılı doldurdunuz? - 8! Şu an 26 yaşındayım. Muhteşem bir şey yaşadık, büyük aşktı, kitaplara yazılır demiyorum. Ha aşk olarak tabii ki öyle ama çok şeye katlandım. Acun da öyle. * “Ben artık devam edemeyeceğim, yeter” dediğin hiç olmadı mı? - Sence kaç kere dedim? Her hafta diyordum! Ama insanlara pek fazla ağlamadım. * Hep içinde tuttun? - Evet. Gece yatakta çok ağladım. Namaz kılarken çok ağladım. Şu an tabii bu sosyallikte kılamıyorum. Allah affetsin diyelim, içimizi biliyor... Hayatta hiçbir zaman “Şu olsun” diye dua etmedim. “Hayırlısıyla” dedim hep. İçten söylüyorum. Yemin ederim. Hayırlısı neyse o olsun dedim. Değilse ben artık başka yola gideyim, onlar mutlu olsun... İlk tanışmanız nasıldı? - Ya çok özel ya... Ama güzeldi. Bizi şimdi görenler, “Siz olmuşsunuz” diyorlar. Arkadaşız çok. Aynı mimikle, bakışmayla anlaşıyoruz. Başka bir şeydeyiz artık. Mıç mıç olduğumuz da oluyor ama öyle görüntü pek vermeyiz. En fazla yan yana oturur, el ele tutuşuruz. Diğer türlü bence iyi gözükmüyor. Ya da Acun’la büyüdüğüm için onun şeyi bana da geçmiş olabilir. (Gülüyor) Biz zaten kendimize elma diyoruz. Kes yarıya, birleşiyoruz. “Ruh ikizim” der bana Acun zaten. * Yaş farkına takılmıyorsun... - Yaş maş hiç önemli değil. Aramızda 21 yaş var ama Acun benden 2 yaş küçük, öyle söyleyeyim. (Gülüyor) “Bırak şu Pollyanna’lığı, çocukluğu” dediğim çok oluyor. Çok saf. Kötü anlamda demiyorum. İyi niyetli diyeyim. * Genç yaşta anne olmak nasıl bir his? - 23 yaşında anne oldum. Benim jenerasyonumda büyük cesaret. Şu an hamile kalmaktan daha çok korkuyorum. O zaman cesaretliymişim. Bir de normal doğum yaptım. Doğumda Acun yoktu. Ben annemle Miami’de evdeydim. Annem örgü örüyordu. Acun’la telefonla konuşup kapattık. O da PlayStation oynadıktan sonra uyumuş. Aramızda 6-7 saat fark var. Tuvalete gittim ve “Anne ben galiba doğuruyorum” diye seslendim. Sonra teyzeme telefon açtım. Teyzem de Miami’ye 45 dakika uzaklıkta. Hemen gelip bizi aldı. Gece 03.00 gibi mesaj attım Acun’a, “Doğuruyorum” diye. O kadar kolay bir doğum yaptım ki... Ertesi gün Acun geldi Esat’la. Hiçbir şey olmamış gibi karşıladım onları, saçım başım toplanmış olarak. Çabuk toparlamıştım. * Acun’u kıskandığın oluyor mu? Nerede, ne yapıyor diye merak ettiğin? - Sıfır! Her dakika da konuşmayız. Acun’un yaptığı şeyleri genelde bilirim. Zaten Dominik ve Miami’de sürekli beraberiz, neden sorayım? * “Bütün amacı buydu, bak sonunda evleniyor” diyenler olacaktır. Onlara bir mesajın olacak mı? - “Okey”im ya! Öyle düşünsünler. Daha iyi. Acun kadar olmasa da popülaritesi olan biri haline geldim. O negatif düşünceler hep olacak. Herkes beni nasıl sevebilir ki? Öylesi zaten samimi olmazdı. Ama o kadınlardan birini yakaladık. Ulus’tan çıktı bir tanesi. Zengin bir kadın, eşiyle yaşıyormuş. Çat diye girildi evine. Tam bana iPad’inden küfrederken yakalandı kadın! iPad’i kırmaya çalışmış. Polis demiş ki, “Delili yok ederseniz hapse girersiniz”. O kadar çirkin kalpliler ki, bu insanlar beni sevmesin zaten! Onların enerjisine ihtiyacım yok. “Aman Şeyma” de geç, devam et hayatına. Bırak yani. * Eğer boşanma olmasaydı bu ilişkiye yine de devam eder miydin? - “No way!” Asla. Zaten sonundaydık, boşanma olacak ya da olmayacaktı. * Çocuk doğsun mu doğmasın mı diye düşündüğün oldu mu? Yahut, “Doğuracağım ama bundan sonra ne olacak?” diye kaygılandığın? - Valla şöyle söyleyeyim: Bunların stratejisini hiç düşünmedim. “Böyle olunca bana böyle diyecekler”, “Böyle olursa şöyle olur” gibi. Bunları düşünmüş olsaydım zaten anne olmaya cesaret edemezdim. Ne duruma düştüğümü, düşeceğimi, ne olacağımı düşünmedim. Ne olacaksa olsun dedim, Allah yardım eder. Gerçekten düşünmedim. Çünkü düşünürsem ölmeliyim bence! Öyle değil mi? Bence öyle. “Anlamıyor musunuz?” diyorum bazen, “Kendimi en kötü duruma düşürmüşüm, genç yaşta çocuk yapmışım”. * Instagram’ından gördüğüm kadarıyla gerçekten sıkı seyahat ediyorsun... - Çok seviyorum gezmeyi. Dün ofiste oturuyoruz. Ondan önce bir sürü yere gitmişiz. “Bir şey yapmamız lazım, sıkılıyorum oturmaktan” dedim. Arkadaşım dedi ki, “Şeyma hiperaktiflik var sende”. Olabilir, duramıyorum ben! Bir şey mi kaçırıyorum acaba durumu var. Ama bu yıl ilk defa şöyle bir şey oldu. Coachella’ya gittim. Bir sürü özel partiye davetliydim ama hiçbirine gitmedim. Kendi grubumla kaldım. “Oraya da gidip kendini göstermelisin Şeyma” koşturmacasından “I’m done!” yani. Gerçek eğlencedeyim artık. “Show off” değilim. * 15-25 yaş grubu seni çok takip ediyor ve seviyor ama... - Evet, 30’un üstü beni pek sevmiyor! * Şeyma Subaşı’nın mesleği nedir? Kendini nasıl tanımlarsın? - Di mi? Yurtdışında da soruyorlar, “Necisin ki sen, bu kadar takip ediyorlar?” diye. Gerçekten biz de bunu Acun’la bulmaya çalışıyoruz! Life-style bir şey mi desek diyorum. Tasarımcı değilim. Stil danışmanı da. Çünkü kimseyi giydirmiyorum. Ama şöyle bir şeyim var. Insta Story’ye mesela, bu mekanın her yerini (eliyle dönerek gösteriyor) çekip de koymam. Onun yerine küçük bir kesit bulup onu çıt diye koyarım. Ben çok iyi sosyal medya uzmanı oldum. Neyin ilgi çekeceğini iyi biliyorum.