Şeyh Ebu Levent Bin Kırca

Büyük din alimi Şeyh Ebu Levent Bin Kırca bugün örtünme konusundaki yeni fetvasını yayınlamış.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Büyük din alimi Şeyh Ebu Levent Bin Kırca bugün örtünme konusundaki yeni fetvasını yayınlamış.

Aydınlık Dergisi'nde yayınlanan fetvasında, "AK Parti'ye güvenen 'sıkma başlılar' da mahkeme salonlarına girdi. Dinimizin kitabı Kur'an-ı Kerim'i kaç kişi okudu acaba? Kur'an'da baş örtülecek, saç görünmeyecek diye bir şey yok!..." diye buyurmuş.

Devamında ise, "Kur'an-ı Kerim'i kaç kişi okudu acaba? Kur'an'da baş örtülecek, saç görünmeyecek diye bir şey yok! Binbeşyüzyıl önce bütünüyle çıplak gezen, göğüsleri açık bir şekilde dolaşan Arap kadınlarına "Kur'an-ı Kerim" edep yerlerinizi örtün demiş. Hiçbir şeyi okumayanlar bari hiç olmazsa dinimizin kitabı "Kur'an-ı" okuyuverin bir zahmet." diye uyarıda bulunuyor.

Şeyh dediğin böyle olur zaten!

Allah'ıma binlerce şükür olsun. Bize Ebu Levent Bin Kırca gibi birini bahşettiği için ne kadar hamd etsek azdır!

O'nun gibi alimlerimiz olmasa 14 asırdır süregelen yanlışımız devam edecekti. Çakma alimlerin, fıkıhçıların, tefsircilerin, hadisçilerin 14 asırdır görmediğini bir çırpıda şıpırt diye görüp çözdüğü için alnımız aşınıncaya kadar şükür secdelerine kapansak yeridir!

"Bu nasıl alimdir, bu nasıl alimliktir" demeyin sakın!

Tillahi çarpılırsınız!

21. Yüzyılın alimi böyle oluyor işte.

İslam üzerine uzun uzun çalışmalar yapmaya ne gerek var.

Açarsın kutsal kitabı, sadece "Örtünme emri var mı yok mu?" diye bakarsın.

Fazlası zararlı!

Bakmayacaksın ötesine berisine...

Okuduğun bölümü kendine göre, göz zevkine göre yorumlayacaksın. "Bacılar. Örtünme arap kadınlarına gönderilmiş bir emirdi. Siz Arap kadını değilsiniz. Haliyle yarı çıplak dolaşmak sizin şanınıza yakışır. Ha illa kapanmak istiyorsanız. Sadece avret yerlerinizi kapatın. Gerisinden bizi mahrum etmeyin" diyeceksin.

Bu kadar!

Bazı yobazlar çıkıp öfkeden titreyip seni eleştirseler de, önemsemeyeceksin..

****

Ah benim güzel ülkem...

Daha evine, ailesine sahip çıkamayanların, Türkiye'ye sahip çıkmaya yeltendiği Türkiye'm...

Eskiler, "En büyük zavallı, bilmediğini bilmeyendir" demiş.

Bir söz bir adamın üzerine bu kadar mı oturur, bu kadar mı yakışır!

Bırakın ülke sorunları hakkında birşeyi bilmediğini bilmediğine, içine düştüğü acz halini bile bilmiyor, görmüyor.

Kırca'ya göre ülkenin kurtulması için 3 önemli şart gerek. Birincisi AK Parti'den kurtulmak. İkincisi başörtüsünü atıp soyunmak. Üçüncüsü ise teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın dağda ıslak ıslak öpücüklerle karşıladığı Perinçek'in partisine katılmak.

Yoksa zinhar bu ülke felakete gidecek!

Kırca'nın söylediklerine inanmadığı gözlerinden de sözlerinden de belli amma, civarda ona inanan, aydınlıkları karanlıklara teslim etmek isteyenlere kahraman ünvanı yakıştıran o kadar çok bilgiç edasında zavallı var ki...

Boşuna "Şeyh uçmaz, mürid uçurur" dememişler. Etrafında kümelenenler alkışladıkça o da uçuyor işte.

Suç Levent Kırca'da da değil.

Adam yıllar yılı programına daha fazla para veren TV'lere transfer olup durdu. Bir alışkanlık onunki.

"Paraya göre öten adam durumu" anlayacağınız.

Para azaldıkça hırçınlaştı, şöhret basamaklarından yuvarlandıkça azgınlaştı. Yere zımbalanmış gibi yapışınca haliyle denge sorunu yaşadı. Tabiri caizse at iziyle it izini karıştırdı. Kendisini göklere çıkaran halkın onu yere sermesi sonucu yaşadığı aşağılanmanın utancını örtecek bir örtü bulamayınca kadınlara "Siz de örtünmeyin" demeye başladı sahte şeyh!..

Bir ülkenin sevdiği sanatçının, menfaatleri elinden alınınca nasıl canavara dönüştüğünün son örneğidir o. Arada bir dudaklarından fırlayan uğursuz ve lanetli sözlerin nedeni tam da budur.

Sahnede yüzlerce, ekranda milyonlarca kişinin huzurunda hayasızca ve dahi iffetsizce, "Bir karı buldum, düzmeye gidiyorum" diyen bir adamın, "Kardeşlerim. Dinimizde kapanmak hak emridir" demesini nasıl bekleyebiliriz ki?

Yaptığı, 7 kez evlenmiş ama bizi bakire olduğuna inandırmaya çalışan bir kadının yalanından başka bir şey değil. Bakire beyazları giyinmiş iffetsiz kadınları bu ülkenin insanı artık kilometrelerce öteden tanıyor oysa ki..

Ben arşivlere şöyle bir göz attım ve dikkatimi çekti.

2006 yılına kadar programları TV'lerde fıldır fıldır dönen Levent Kırca, o güne kadar ne AK Parti ne de başka bir parti hakkında tek olumsuz kelime etmemiş. Hatta  9 şubat 2006 tarihinde 4. AK Parti Siyaset Akademisi'ne katılmış ve aynen şu cümleyi kurmuş:

''AK Parti de ülkemizin bir parçası hiç şüphesiz. Ama bence bir sanatçının, bir mizahçının partilere eşit mesafede durması gerekir. Bir sanatçının partisi olmaz. Kırca'nın hiçbir zaman partisi olmamıştır. Bundan böyle de olmayacaktır."

Ne zaman ki programı ratinglerde dibe vurmuş ve halktan rağbet görmemiş. Ne zaman ki AK Parti'den istediği desteği görememiş, o zaman işin rengi değişmeye başlamış.

O tarihten beri de bir dediği bir dediğini tutmamış. Kah karı düzmeye koşmuş, kah Kur'an hatmetmiş..

İkisi bir arada nasıl olur demeyin!

Son dönemlerde başımıza ulema kesilen din alimlerine dönün bakın!

Kimi sekreteriyle, kimi yabancı uyruklu kadınlarla, kimi ekranda dahi cilveleşerek, kimi "Orucunuzu eşinize oral seks yaparak açabilirsiniz" diyerek.

Gündeme gelmek için şaklabanlık yapanları zillet içinde göreceksiniz.

Onların arasına bir de Levent Kırca karışmış diye kızmayın! Hep Levent Kırca milleti başkalarına güldürecek değil ya. Şimdi de kendine güldürüyor.

Neticede burası Türkiye... Bunu da çok görmeyin.

Olacak o kadar!