Seyfi Oktay Şengün'ü etkiledi mi?
Abone olYargıyı etkileme davası sanığı eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, çetelerle herhangi bir bağlantısı bulunmadığını iddia etti.
Seyfi Oktay, Ergenekon davasına bakan mahkemenin eski
başkanı Köksal Şengün ile dönemin HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in
görüşmesi için randevu ayarladığını söyledi.
Şengün’ün ‘mahkemede hakimler var’ dedirtecek
yetkinlikte bir kişi olduğunu gördüğünü söyleyen Oktay,
görüşmelerinin insani boyutta olduğunu savundu. Oktay, Ergenekon'a
bakan diğer üyeleri ise tanımadığını ve onlarla ilgilenmediğini
ifade etti.
Oktay ile birlikte sanıkların eski başkan Şengün’ü etkileyerek dosyadan ayrılmasını veya sanıkları tahliye etmesini istedikleri ileri sürülüyor.
İDDİANAME ZORLAMANIN ÜRÜNÜ
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Oktay ile
birlikte 10 sanık katıldı. Duruşmada ilk savunmayı Oktay yaptı.
İddianamede rejimi yıkmaya çalışan silahlı terör örgütünün üyesi
olmakla suçlandığını belirten Oktay, “Benim mensubu olduğum
terör örgütünün adı da Ergenekon. Başka davaların gerekçeleri bir
şablon şeklinde bu davaya monte edilmiş. Benim insanlarla
ilişkilerim ustaca buraya monte edilerek sanık olmam için
uğraşılmış. Bu iddianame zorlamanın ürünüdür.”
dedi.
ŞENGÜN İLE NASIL TANIŞTIĞINI ANLATTI
Diğer sanıkların bazılarını hiç tanımadığını bazıları ile de
nadiren görüştüğünü anlatan Oktay, sanık Tülay Bekar ile nasıl
tanıştığını anlattı. Oktay, “Bir akrabam ziyaretime geldiğinde
beraberinde bir hanımefendi vardı. Bu hanımefendiyi avukat Tülay
Bekar hanımefendi diye tanıttı. Tülay hanımın çok çalışkan ve iyi
bir avukat olduğunu anlattı.” diye konuştu.
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski
başkanı Köksal Şengün ile nasıl tanıştığını da anlatan Oktay,
“Tülay hanımın yakın hemşehrisi olduğunu ifade ettiği
Köksal Şengün ile tanışmak üzere bir akşam yemekte buluştuk. Köksal
Şengün tarihsel bir davaya bakan bir mahkemenin başkanı idi. Onunla
tanışmak benim için bir mutluluk ve tarihi bir hatıra oluşturur
diye düşündüm.” dedi.
ŞENGÜN'E ÖVGÜLER YAĞDIRDI
Şengün ile ilk defa o yemekte tanıştığını belirten Oktay, “O
sohbetlerde, sayın Köksal Şengün’ün ‘bu mahkemede hakimler var’
dedirtecek yapıda, moral gücünde bir hakim olduğu kanaatine vardım.
Bundan da mutluluk duydum.” ifadelerini kullandı.
Bekar’ın Şengün ile olan ilişkisinin hemşerilikten ve bu hemşerilik
nedeniyle tanışıklıktan kaynaklandığını savunan Oktay,
“Tülay hanımın beni mahkeme başkanı ile tanıştırması nasıl
oluyor da bir çete ilişkisi olarak değerlendiriliyor?”
dedi.
ŞENGÜN'Ü KIRMAMAK İÇİN İKİNCİ KEZ YEMEKTE
BULUŞTULAR
İstanbul’a bir başka gelişinde Şengün’ü kırmamak için rahatsız
olmasına rağmen ikinci kez yemekte buluştuklarını aktaran Oktay,
“Bayın başkan yemekte çok sıkıntı çektiğini, tansiyondan
rahatsız olduğunu, bu nedenle mahkemeden ayrılmak istediğini,
durumunu HSYK başkan vekiline anlatmak istediğini ifade
etti.” diye konuştu.
Kendisinin de dönemin HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek’i tanıdığını
ve randevu alabileceğini söylediğini ifade eden Oktay, “Ankara’ya
dönüşümde sayın Kadir Özbek’i telefonla aradım. sayın Köksal
Şengün’ün kendisiyle görüşmek istediğini ifade ettim. Böylece sayın
Şengün’e randevu aldım. Bunun üzerine Ankara’ya geldi ve gidip
Özbek ile ve orada bulunan diğer kurul üyeleriyle görüşerek kendi
sorununu anlattı.” dedi.
Bu görüşmeden sonra da Ankara’da Şengün ile birlikte yemeğe
gittiklerini kaydeden Oktay, “Yanımızda Tülay Bekar da vardı. Kurul
üyelerinin şimdilik bir tayin yapamayacaklarını anlattı. Ancak,
görevde kalıp kalmayacağı konusunda kararsız görünüyordu.”
dedi.
Bu olaydan sonrada Şengün ile bir daha görüşmediklerini savunan
Oktay, “Hangi yargı mensubu veya herhangi bir yurttaş buna benzer
bir istekte bulunsa idi ben aynı ilgiyi gösterirdim.” şeklinde
konuştu.
Ergenekon’a bakan diğer üye hakimleri tanımadığını, onlarla bir
ilgisi bulunmadığını anlatan Oktay, “Onların bu kararlarda
oylarının ne yönde olacağı konusunda ne bir bilgi edinme ihtiyacı
duydum, ne araştırdım, ne sordum, ne de aklıma böyle bir şey
takıldı.” ifadelerini kullandı.
ÇAPAN İLE YAKIN DOSTUZ
Ergenekon sanığı Gürbüz Çapan ile ilişkilerini aktaran Oktay, Çapan
ve ailesi ile yakın dost olduklarını belirtti. Çapan’ın
tahliyesinden sonra bir telefon görüşmelerinde tahliyeyle ilgili
kendisine teşekkür etmesine de değindi. Çapan’ın Ergenekon’dan
tutuklanmasından sonra evini ve ailesini kardeşlerini hiç
aramadığını ifade eden Oktay, “Böyle bir zamanda kendisini
ve ailesini aramamak bu kadar yakın dostluğa sığmazdı. Tahliye
olduktan sonra hiç beklemediğim bir anda beni telefonla aradı. O
andaki mahcubiyetle kendisiyle ilgilendiğimi ifade ettim. Bu ifade
yanlış idi. Ancak dostluk için böyle bir yanlış yapılabilirdi diye
düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Oktay, savunasında Ergenekon sanığı Mehmet Haberal’ın tutuklu
kalmasını da eleştirdi ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bu
yöndeki sözlerini hatırlattı. Oktay, Köksal Şengün, Kadir Özbek,
eski İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt, eski
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak ve Gürbüz
Çapan'ın tanık olarak dinlenmesini istedi. Oktay, telefon
görüşmeleri ile tapelerin uyuşup uyuşmadığının bilirkişi incelemesi
ile belirlenmesini de talep etti.
Savunmasının tamamlanmasının ardından savcı Adnan Çimen, Oktay’a,
“Özel yetkili bir mahkemenin başkanı, doğal hakkı olan HSYK Başkan
Vekili ile görüşmesine aracı gerekir mi? Başkan kendisi görüşmek
istedi de görüşemedi mi, aracı olmanız normal mi?” diye sordu.
Savunmasındaki ifadelerini tekrarlayan Oktay, “Görüşmemizde sağlık
durumunu anlatmıştı. Ben de Kadir Özbek’i tanıdığımı randevu
alabileceğimi söyledim. Nitekim randevu aldım ve başkanın durumunu
ilettim. Daha sonra onlar görüştü.” dedi.