Beyoğlu’nda bulunan Ghetto nefes alıp verme bakımından Türkiye
demokrasisiyle uyum içindeydi. Şevval Sam’ın “Hrant Dink Anısına
Barış Şarkıları” adını taşıyan konserinden bir saat önce mekâna
gelenler, efkârlarını dağıtmak için son derece alışık olduğumuz
“doğu kaderciliğiyle” sigara paketlerine taarruz ediyorlardı.
Siyasal aktivitelerinden asla kuşku duymadığımız çevreci,
barışçı, devrimci ve de demokratlar, sigaralarını duman ederken,
sigara içmeyen zavallı bir azınlık, ülkemize özgü sessiz
kaderciliğin sarmalında uslu uslu Şevval Sam’ı bekliyorlardı.
Tam önceden ilan edilen saatte ve dakikada (21.30) müzisyenler
Engin
Arslan, Mümtaz Karaduman, Osman Aktaş, Oktay Üst, Onur Bolat,
Akın Altıntaşı sessizce sahnede yerlerini aldılar. Onlarla birlikte
beyazlar içinde bir azize duruluğu ve güzelliğiyle Şevval Sam
sahnede göründü. Konuk müzisyen Ertan Pekin’inin sihirli duduğundan
çıkan nameler eşliğinde Şevval’in bebeğine ninni söyleyen şefkatli
anne yumuşaklığındaki sesi salonu kapladı.
Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından düzenlenen Barış
Şarkıları konseri böylece başlıyordu. Hissettiklerimiz bizi
yanıltmamıştı, ilk şarkı bittiğinde Şavval Sam “hoş geldiniz”
konuşmasında bunu açıklıyordu:
-İlk seslendirdiğimiz eser Hrant Dink yattığı yerde rahat uyusun
diye Oror adlı Ermenice bir ninni idi!
Yattıkları yerde rahat uyusunlar istediğimiz Hrant dink dışında
da o kadar çok canımız var ki… Bugün 24 Ocak, Uğur Mumcu’nun
otomobili içinde havaya uçuruluşunun yeni bir yıl dönümü… Artık
saymanın anlamı var mı, bilemiyoruz. 1993’te Uğur Mumcu’yu
öldürenler, 19 Ocak 2007’de de Hrant Dink’i katlettiler.
Uğur Mumcu’yu parçalayarak öldürenler aynı yılın sıcak 2
Temmuz’unda Madımak Oteli katliamını yaptılar. Bu sefer tek vuruşta
37 kişiyi öldürdüler.
Şevval’in Barış Şarkıları onları da kapsıyordu:
-Madımak’ta yakılarak öldürülenler de Anadolu’nun çocuklarıydı.
Şimdi iki Alevi değişi söyleyeceğiz ‘dostum dostum’ ve ‘madem
ki’…
Şevval Sam Barış Şarkıları için kapsamlı bir çalışma yaparak
Anadolu’da var olan bütün renklerin seslerini bulmuştu. Her dilden
bir iki şarkı Türkü söyledi. Ermenice, Türkçe, Kürtçe, Süryanice,
Hemşince, Pontusca, Lazca, Zazaca, Arapça, Rumca, Gürcüce, Azerice,
Romca-Çingenece şarkılar türküler söyledikçe dinleyenler
zenginliklerinin farkına varıyorlardı:
-Bunların hepsi bizim ortak kültürümüz, bağımız, dillerimiz…
Hrant Dink önceki gece ekranda gülümsüyordu.
Onun uğruna canını verdiği idealler, hayata geçiyordu.
Şevval Sam’ın Barış Türküleri geleceğe dair umudumuzun sürdüğünü
de gösterdi.