Sevmeyi ne zaman unuttuk biz?

Gazete okumaya korkar oldum artık, üç yaşındaki erkek çocuğuna yapılan adiğilin kelimelere bürünmüş halini gördüm internette…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Bazı babalar vazgeçti çocuklarından, sınırsız öfkeye kapılıp, işkence yaparak öldürmeye başladılar yavrularını…

İşkence gören çocukların vücutlarında sigara yanıkları...

Bazı anneler ellerini bıraktı bebeklerinin, vazgeçtiler anne olmaktan… 

Kimisi işkence yaptı yavrusuna, düşmanı gibi, kimi kaldırıp duvara fırlattı sinirlendiğinde bir eşya gibi…

Bazen birlik oldu ana babalar utancın içine attılar kızlarını, kaydettiler yaptıklarını…

Sonra utanmış gibi gizlediler suratlarını!

Gazete okumaya korkar oldum artık, üç yaşındaki erkek çocuğuna yapılan adiliğin kelimelere bürünmüş halini gördüm internette… 

Kelimelerden bile utandım sayelerinde!

Belki de tam da aynı saatlerde, başka bir ilde okey oynayan iki kuzen arasında çıktı bir kavga. Kırmızı ikili yüzünden! 

Oyunu kazanmak için ihtiyacı olan kırmızı ikiliyi atmayan kuzenini öldürdü…

Hakikaten!

Başka bir ilde yine ölümün erleri görev başındaydı ve bir öğretmene döner bıçaklarıyla ceza kesmeye gitmişlerdi.

Parmaklarını kaybetti öğretmen…

Herkes bir başkasını kafasında suçlu ilan edip öldürmeyi kendinde hak görüyor, kimileri hayata karşı duyduğu nefretin yenilgisini yaşıyor kendi içinde…

Kimi yaşadığı sevgisizliği her gün suluyor kendi kendine… 

Semirtiyor  vicdansızlığı yüreğinde… 

Kimi içinde var etmeyi başaramadığı merhametin eksikliğini yaşatıyor, bir bebeğe, işkence yapıp daha hayatın başında kolunu kanadını kırıyor…

Ruhunda ve bedeninde onarılması güç tahribatlar bırakıyor…

Hepimiz şiddetin parçalarını saçmaya başladık etrafta…

Kollar, bacaklar, kafalar, zedelenmiş ruhlar, örselenmiş yürekler, kırılan kalpler...

Kurşunlar uçuşuyor havada...

Ne zamandır tanışmalarımız bıçak yaralarıyla?

Ne zaman kurşuna değdi her birimizin teni ve biz ne zaman öğrendik bu kadar nefret etmeyi?

Hep mi böyleydik biz?

Aynı görüşü paylaşmadıklarımızın, bir türlü sevemediklerimizin, neredeyse ölmesine,  öldürülmesine bile sevinecek hale getiren ne bizi?

Biz mi beceremedik içimize sevgi yerleştirmeyi yoksa başkalarının ezber fikirleri miydi beyinlerimizdeki?

Karşı takımın seyircileri, oyuncuları düşman,bizim gibi düşünmeyen yazarlar düşman, sanatını icra eden müzisyen düşman… 

Aynı görüşü paylaşmıyoruz diye politikacı düşman…

Şiddet içimize işlemiş durumda...

Öyle ki, bazılarına evlatları dahi düşman! 

Neden toplumca sevgiden  bu kadar  uzaklaştık?

Ben bulamıyorum cevabını…

Sahi bilen var mı sevgiyi biz kalbimizden çıkarıp nereye saklamıştık?

Yoksa emanete hıyanet eden bir emanetçiye mi bırakmıştık?

twitter.com/nsrnylmz