Şevket Kazan Refahyol gerçeğini anlattı
Abone olŞevket Kazan, 28 Şubat sürecinde yaşananları, soruşturmaya delil olarak sunduğu ''Refahyol Gerçeği'' kitabının üçüncü cildinde anlatıyor.
Refahyol hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan, 1997 yılında yaşanan 28 Şubat sürecinden 6 yıl sonra yazdığı ''Refahyol Gerçeği'' adlı kitabının üçüncü cildinde dönemi, köşe yazarlarının görüşleri, medya haberleri ve yaşanan olaylar üzerinden yorumluyor.
ASKER-MEDYA-RANTİYE İLİŞKİLERİ
Kazan, 28 Şubat sürecinde dikkat çeken gelişmelerin, ''TÜSİAD çalışmaları'', ''rantiyeci medyanın çabaları'', ''Türkiye'nin aydın geçinenleri'', ''ordudaki gelişmeler'', ''asker-medya-rantiye ilişkileri'', ''Hizbullah endişeleri'', ''D-8 gelişmeleri ve ABD müdahaleleri'' olduğunu belirtiyor.
28 Şubat sürecine giderken ''Türk-İş'in 5 Ocak'ta Ankara'da düzenlediği siyasi nitelikli miting, tankların Sincan'dan geçirilişi, şeriata karşı kadın yürüyüşü ve Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemleri'' gibi birçok gövde gösterisinin yapıldığını ifade eden Kazan, kitabında, ''Hepsine de hakim ortak hava, laiklik, cumhuriyet ve rejimi koruma adına İslam'a ve Müslümanlara hakaret ve saldırı...'' yorumuna yer veriyor.
Kazan, 28 Şubat dönemindeki MGK toplantısının, 68 yıldır yapılanlardan tek farkının öncesi ve sonrasında yaşanan sahneler olduğunu ifade ediyor.
Toplantı öncesinde tansiyonun ''medyanın manşetleriyle'' aşırı yükseltildiğine işaret eden Kazan, kitabında, ayrıca dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ve Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın 10 dakika süren ön toplantı yaptığı bilgisine yer veriyor.
KARADAYI: KÖKTEN DİNCİ AKIMLAR PSİKOLOJİK RAHATLAMA İÇİNDEDİR
MGK Kanunu'nun 10. maddesine göre 9 saat süren toplantının tutanaklarının açıklanmasının yasak olmasına karşın, ertesi gün tüm ayrıntıların medyada yer aldığını hatırlatan Kazan, MGK Genel Sekreterliği'nce yalanlanmayan haberlerden örnekler de veriyor.
Buna göre, Genelkurmay Başkanı Karadayı, MGK toplantısındaki konuşmasında şunları söyledi:
''TSK, demokrasiye inanmaktadır. Bizim için laiklik, demokrasi kadar önemlidir. Din ahlaktır. Ahlaksız bir adamın dini de olmaz. Dindarlıkla siyaset, birbirine karıştırılmamalıdır. Milli Güvenlik Kurulu'nda, Türkiye'nin birçok meseleleri görüşülmektedir. Özellikle, komşularımızla ilişkilerde, bir düşman çemberinin içindeyiz. Böyle bir dönemde, cumhuriyetin temel ilkeleri konusunda, toplumda, yaygın bir tartışma ortamı yaratılmaktadır. Kökten dinci akımlar Türkiye'de psikolojik bir rahatlama içindedir. Destek alarak yavaş yavaş, laik demokratik cumhuriyeti değiştirmeye yönelik, hazırlıklara girişmektedirler.''
ERBAKAN ÖZEL KONULARA GİRİLMEMESİNİ ÖNERDİ
Kazan, bildirinin yazılmasına gelindiğinde, Erbakan'ın önceden Genelkurmay önerilerine göre ayrıntılı biçimde oluşturulan taslak metne itiraz ettiğini belirtiyor.
Kazan, bildirinin hazırlanma sürecini şöyle anlatıyor:
''Bu itiraz üzerine kurulun asker üyeleri yeniden yazılacak bildiride Sincan ve türban gibi tartışmalı konuların da yer almasında ısrar etti. Erbakan, MGK bildirisinde özel konulara girilmemesini, genel ifadelerle yetinilmesini önerdi. Demirel de Erbakan gibi düşünüyor, yayımlanacak bildiride sivri ifadelerin olmamasını ve kamuoyunu rahatlatacak bir üslup kullanılmasını istiyordu. Uzun müzakerelerden sonra askeri kanadın laiklik konusundaki endişeleri ile Başbakan Erbakan'ın bildirinin yumuşatılması yönündeki önerileri telif edilerek bir orta formül bulundu ve bildiri yazılarak o gece basına dağıtıldı.''
Toplantıdan bir gün sonra henüz imzalanmamış tavsiye kararının yazılmasında da hükümet ile MGK'nın askeri kanadı arasında anlaşmazlık çıktığını belirten Kazan, hükümetin bazı ifadelerin yumuşatılması, bazılarının da karardan çıkarılması için çaba harcarken, medyanın havayı gerdiğini kaydediyor.
Tartışmalar sürerken tavsiye kararının bildiri çerçevesinde yayımlanmasında mutabakata varılarak kararın imzalandığını vurgulayan Kazan, ''Gelin görün ki rantiyeci medya yine gerçeği saptırıyor, Erbakan'ı, kararı sanki askerlerin önerdiği 20 maddelik haliyle imzaladığı şeklinde haberler yayımlıyordu'' ifadelerini kullanıyor.
KARARLAR FARKLI BİÇİMDE YORUMLANDI
Toplantıda alınan kararların gerek Cumhurbaşkanı Demirel gerekse iktidar ve muhalefet partileri tarafından farklı biçimde yorumlandığını belirten Kazan, kitabında yapılan açıklamalardan örnekler veriyor.
Kazan, 28 Şubat hareketinin amacını da şöyle yorumluyor:
''Bu toplantıda alınan ve önerilen kararlarla elde edilmek istenen amacın irticayı önlemek, cumhuriyetin temel niteliklerinden olan laikliği korumak, Atatürk ilke ve inkılaplarının etkinliğini sürdürmek görüntüsü altında yüzde 99'u Müslüman bir milletin dini hayatını dondurmak, ülkede her geçen gün İslam dinine duyulan ilginin yolunu kesmek, dini hizmet kurumlarının kaynaklarını kurutmak olduğu açıkça görülür.
28 Şubatçı sivil-asker elitin ise sık sık ifade ettikleri 3 ana hedef şu hususlardı: Dindar halk kesiminin taleplerini temsil eden RP çizgisindeki siyasal hareketi ve liderlerini saf dışı etmek, aynı kesimin ekonomik, ticari imkanlarını organize eden yeşil sermayeyi saf dışı etmek, imam hatip okullarını, meslek liselerini, Kur'an kurslarını, İslami yükselişi sembolize eden başörtüsünü saf dışı etmek.''