Sevilay Yılman Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğüne dair şüpheleri yazdı
Abone olSuudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğundaki randevusuna giden ve bir daha kendisinden haber alınamayan muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı merak ediliyor. Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair şüpheleri yazdı.
İstanbul'da 2 Ekim saat 13:00'te Suudi Arabistan
Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kaybolan rejim muhalifi gazeteci
Cemal Kaşıkçı'dan haber alınamıyor. Öldürüldüğüne dair iddialar her
geçen gün kuvvetleniyor. Habertürk yazarı Sevilay Yılman, "Suudi
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair şüpheler neler? "
başlıklı yazısında gündeme oturan olaya dair olup biteni
paylaştı.
GİRİŞ KANITI VAR ÇIKIŞ KANITI YOK
(...)Konsolosluk binasına giriş kanıtı olan ancak çıkış kanıtı
olmayan gazeteci ile konsolosluğun böyle bir açıklama yapması polis
ve MİT görevlilerinde Kaşıkçı’nın öldürülmüş olabileceği yönünde
şüphelerin oluşmasına neden oluyor. Peki yüzde 100 olmasa da
Kaşıkçı’nın öldürülmüş olabileceği ile ilgili şüpheler neler?
O SAATLERDE KAMERALAR NEDEN BOZUK?
Birincisi, ki en önemli nedenlerden biri, konsolosluğun doğru
beyanda bulunmaması. İncelenen tüm kameralarda Kaşıkçı’nın binaya
girişinin olduğu ancak çıkışı olmadı kesin ve net bir biçimde
belli. Konsolosluk eğer şahsın binadan çıktığını iddia ediyorsa
bunu da bina içindeki kamera görüntüleriyle ispat etmek
zorunda.
Ancak edemiyor ve Reuters muhabiri bunu sorduğunda da İstanbul Başkonsolosu Muhammed Uteybi; “Kameralarımız o saatler arasında çalışmadığı için kayıt yapmamış” şeklinde açıklıyor.
İkincisi, olayı araştıran polis ve MİT görevlilerinin ulaştığı
ilginç bir ayrıntı. Bilgiye göre Kaşıkçı’nın konsolosluktaki ikinci
randevuya gitmeden bir gün önce Suudi Arabistan’dan iki ayrı uçakla
15 kişilik bir ekip geliyor ve bu ekip İstanbul’a iner inmez
İstanbul'daki konsolosluk binasına geçiyor.
GİZEMLİ EKİP SAAT 18:00'DE AYRILIYOR
Ne zamana kadar peki? Ertesi günü saat 16.00'ya kadar. Yani polis
ve MİT’in tespitlerine göre Suudi istihbaratından olduğu tahmin
edilen bu 15 kişi, 1 Ekim günü gelip, 2 Ekim günü saat 18.00'de
İstanbul’dan ayrılıyor.
Üçüncüsü ise konsolosluğun ancak 5 gün sonra kapılarını açması… Üstelik de uluslararası haber ajansı Reuters’a. Bizzat Başkonsolos Muhammed Uteybi muhabire 6 katlı binanın tümünü gezdiriyor ve dolapların içi dahil açılıp; “Bakın işte burada yok!” diyerek Kaşıkçı’nın binada olmadığı ispat edilmeye çalışıyor."
Gazeteci başkonsolosluğa giriş yaptıktan iki saat sonra çıkışları
görülen 6 aracın da konsolosluğa ait olduğu belirlendi. Araçlardan
üçü sağ, diğerleri sol yöne gitti. Şüphelerin toplandığı camı film
kaplı siyah minibüsün, bir araçla birlikte konsolosluk önünde dört
saat beklediği, daha sonra D-100 Karayolu'na doğru hareket ettiği
tespit edildi. Polis, araçların yol aldığı güzergahların kamera
görüntülerine bakıyor. Araçlardaki kişilerin tespit edilmesine
çalışılıyor. Özellikle şüphe çeken biri camları film kaplı iki araç
yeşil plaka taşıyor. Bu araçlarda tıpkı konsolosluk yerleşkeleri
gibi arama yapılamıyor.
SUUDLAR 'TRUMP'I ELEŞTİRDİ' DİYE YASAK
KOYDU
1958 Medine doğumlu Cemal Kaşıkçı, 1982'de Indiana State
Üniversitesi'nden işletme yüksek lisans derecesi ile mezun oldu.
Suudi gazetelerinde muhabir olarak çalışan Kaşıkçı, İngiliz
sermayeli Arab News'de genel yayın yönetmeni yardımcısı olarak
çalıştı. Kaşıkçı, Suudi reformistler için önemli bir platform olan
Al Watan gazetesinin yazı işleri müdürü oldu. Ancak gazetede rejim
muhalifi bir dizi makalenin yayımlanınca 52 gün sonra Suudi
Arabistan hükümeti tarafından işten kovuldu. Bu olaydan sonra
Londra'ya bir nevi sürgüne gitti. Nisan 2007'de, ikinci kez Al
Watan'da yazı işleri müdürü olan Kaşıkçı 3 yıl sonra yeniden istifa
etmek zorunda kaldı. Aralık 2016'da Independent, Cemal Kaşıkçı'ya
Suudi Arabistanlı yetkililer tarafından ABD Başkanı Donald Trump'ı
eleştirdiği için TV yasağı konulduğunu iddia etti. Washington'da
yaşamaya başlayan Kaşıkçı,Washington Post gazetesinde düzenli
yazılar kaleme aldı. Kaşıkçı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi
Muhammed bin Selman'a karşı muhalif yazılarıyla tanınıyordu.