Sevgililer Günü'nün hikayesi
Abone olTüm dünyada 14 Şubat tarihinde kutlanan “Sevgililer Günü”nün öyküsünü biliyor musunuz?
Bu özel günün öyküsü, M.S. 270 yılında Roma’da yaşamış olan bir
azizin hüzünlü yaşam hikayesine dayanıyor. ROMA’DA EVLİLİK
YASAKLANMIŞTIR M.S. 270 yılında Roma Claudius isimli bir hükümdarın
yönetimindeydi. En büyük arzusu tüm dünyaya hükmetmek olan
hükümdarın en büyük tutkusu ise askerlik ve savaştı. Claudius’un
savaş tutkusu öyle ileri gitmişti ki, ordusunda yer alan askerlerin
başka hiçbir şeyle ilgilenmemesi adına, tüm ülkede evliliği
yasaklamıştı. Gençler şaşkındı... Ülkede kimse sevdiği insanla
beraber olamıyor ve Roma’da, uzak ülkelerde gerçekleşen savaşlarda
ölen sevgililerinin ardından ağlayan kadınların sayısı gittikçe
artıyordu. İmparator bununla da yetinmemiş, Romalılar’ın
mitolojideki 12 tanrı dışında başka bir inanca sahip olmamaları
dışında, Hıristiyanlar’la ilişkiye girmeyi de yasaklamıştı. Roma’da
imparatorun bu emirlerine uymayanlar arasında, bir Aziz olarak
kabul edilen filozof Valentinus da vardı. Valentinus, halk arasında
dolaşarak dinsel vaazlar veriyor ve İmparatorun hatalı tutumlarını
anlatıyor ve birbirlerini seven gençleri gizlice evlendiriyordu.
Sonunda yakalandı ve hapse atıldı. Valentinus’un hapiste olduğu
günler yaşadıkları efsaneye dönüşerek günümüze kadar ulaşmıştır.
GÜZEL JULIA, VALENTINUS’A GİDER Valentinus’un hapishane yaşamı
başlamıştır. Hapishaneyi korumakla görevli gardiyanın ise, Julia
isminde bir kız kardeşi vardır. Julia’nın gözleri doğuştan
görmemektedir. Gardiyan, Valentinus’un hapishanede bile anlattığı
İsa ile ilgili öykülerin birinde, inançları sayesinde körlerin bile
gözlerinin açılabileceğini öğrenir. Bu nedenle kardeşi Julia’yı
gizlice Valentinus’un yanına getirir. Julia çok güzel ve zeki bir
kızdır. Günlerce hapishanede Valentinus ile birlikte kalarak Roma
tarihini, aritmetiği ve Hıristiyanlığı öğrenir. Julia dünyayı
Valentinus’un anlattıklarıyla görür, onun bilgeliğiyle aydınlanır,
güçlenir ve teselli bulur. Bir gün sorar: - “Valentinus, Tanrı
gerçekten dualarımızı duyar mı?” Aziz gülümser; - “Evet, her
birini.” Julia: - “Her sabah ve her gece ne için dua ettiğimi
biliyor musun? Görebilmek için dua ediyorum, senin bana
anlattıklarını görmeyi çok istiyorum.” Valentinus: - “Tanrı bizim
için en iyi olanı yapar, yeter ki buna inanalım.” Julia, yere diz
çöker ve beraberce duaya başlarlar. Birden hücrenin içersi altın
renkli bir ışıkla aydınlanır ve Julia haykırır: - “Valentinus,
görüyorum, görüyorum...” 14 ŞUBAT’TA ÖLDÜRÜLÜR Valentinus duaya
devam etmesini söyler. Ertesi gün Valentinus’un ölüm emri gelir,
Aziz Julia’ya son bir not yazar, Tanrı’ya hep yakın olmasını
öğütler ve notun altını “Senin Valentine’inden” diye imzalar.
Mektup, ertesi gün Julia’ya ulaştığında, o günün tarihi 14 Şubat
270’dir. Valentinus, sonradan Papa I. Julius tarafından “Porta
Valentini” adı verilen bir kemer kapısının altına gömülür
(Valentinus’un gömüldüğü kemer kapısının yerinde şu anda Praxedes
Kilisesi vardır) Julia, mezarın yanına pembe çiçekler açan bir
badem ağacı diker. Günümüzde sevginin ve dostluğun simgesinin badem
ağacı olması buradan kaynaklanır. ST. VALENTINE OLARAK KUTLANMAYA
BAŞLADI İşin aslına bakılırsa, 15 Şubat tarihi Roma tanrıçalarından
Februata Juno adına yapılan kutsama töreninin günüydü. Birbirlerini
seven gençlerin isimlerinin yazıldığı parşömenler, o gün tanrıçaya
sunulurdu. Papalık daha sonra yasaklanan bu geleneğin yerine,
azizlerin adlarının yazılı olduğu listeleri sergilemeye başladı.
Biz yine Roma’ya dönelim... 15 Şubat’ta kutlanan Aşk Festivali’nin
özgün adı Lupercalia’dır. Kuşların çiftleşme döneminin başlangıcı
kabul edilen Şubat ayında, gençler de onları örnek alarak
eşleşirlerdi. Hıristiyanlığın güçlenmesinden sonra, Pagan inançları
yasaklandı veya yerlerine Hıristiyan versiyonlar getirilmeye
başlandı. Aziz Valentine, Hıristiyanlığın simgesi olan sevgi ve
evlilik kuramı ile kişiselleştirildi, onun Lupercalia Festivali’nin
arifesinde öldürülmüş olmasıyla da, Roma’nın bereketlilik
kutsamalarıyla, Hıristiyanlığın evlilik ve çoğalma ilkesi
bütünleştirilmiş oldu. Günümüzdeki yorumuyla “St. Valentine” yani
Sevgililer Günü, Roma’daki gibi sevenlerin birbirlerine sevgilerini
Valentinus’un son mesajında olduğu gibi küçük kartlar ve
hediyelerle sunmaları şeklinde kutlanmaktadır. Aslında kökende yine
birleşme, bütünleşme ve çoğalma güdüsü yani bereketlilik vardır.
Aynı zamanda da Tanrısal aşkla dünyasal aşkın birleştiği yer,
Julia’nın öyküsünde olduğu gibi birleştirilir. Kaynak:
istanbul.com