Seven insan nereye kadar kıskanmalı?
Abone olİlk zamanlar ki gibi bir ilişki yok ve kıskançlık kaçınılmaz sonu yaklaştırıyor ise haberimize bir göz atın...
İlişkinin ilk günlerinde, sevgiliniz sizi kıskanıyorsa
“Beni ne kadar çok seviyor” diye düşünürsünüz. Bu
kıskançlık, özgürlüklerinizi kısıtlayan bir boyuta geldiğindeyse
korkmaya başlar ve sevgilinizden uzaklaşırsınız. Kıskançlık denilen
duygunun, ince bir çizgi olduğunu bilmek gerekiyor. Çizgiyi
geçtiğinizde, düşeceğinizi unutmamalı, sürekli çizgi üzerinde
ilişkinizi sürdürmeye özen göstermelisiniz.
Azı karar, çoğu zarar
Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Hilmi Yazıcı, kıskançlığı tanımlarken
şöyle diyor, “Bir insanı sevmek, ona bağlanmak ve tutkuyla
aşık olmak, insanın hayatı boyunca tecrübe edebileceği en müstesna
duygudur. İnsan sevdiği kişiye tüm varlığıyla kendini yatırır. Onu
kaybetmek ya da onun tarafından reddedilme olasılığı büyük bir
kaygı kaynağıdır. Bu açıdan bakıldığında, kıskançlık sevginin bir
işareti olabilir. Sağlıklı birey, bu duyguların farkındadır ve
kıskançlığı yönetir. Kıskanma, bu düzeylerdeyken ilişki için tatlı
bir oyun gibidir. Çiftleri hoşnut bile edebilir. İnsana
karşısındaki için vazgeçilmez olduğunu düşündürür ve memnuniyet
oluşturabilir.”
Kadın ve erkek farklı kıskanır
Yazıcı’ya göre kadınların ve erkeklerin kıskançlık deneyimleri
içerik olarak bazı farklar gösteriyor. Kadınlar, kendi
güvencelerini kaybetme korkusuyla hareket ederken, erkekler durumu
bilinçaltında, kendi soylarının devamına bir tehdit gibi
algılayabiliyor. Bu bakımdan kıskançlık çoğu durumlarda erkeklerde
daha agresif tepkilerin doğmasına zemin hazırlıyor.
Kendine güven ve kıskançlık
Sevdiği insanın üzerinde, diğerlerinin ilgisine tanık olmak birçok
durumda, hiç kimsenin hoşuna gitmez. Ancak bilinçaltında temel
güven duygusu ve özsaygısı yeteri kadar gelişmemiş insanlar, bu
korkuları hastalıklı düzeyde yaşayabilir. Kişi, kendine olan
güvensizlik ya da yetersizlik duygularını ifade edemez ve
psikolojide “yansıtma” olarak tanımlanan bir savunma mekanizmasını
harekete geçirir. Dr. Ali Hilmi Yazıcı, yansıtma savunmasını şöyle
açıklıyor: “Yansıtma savunmasında, kişi karşısındaki güvenilmez
olmakla huzursuz bir yaşantıyı getirir. Bu huzursuzluk da, diğer
insanın yaşamını çekilmez duruma sokar ve ilişki zedelenmeye
başlar. Bu bir kısır döngüdür. İlişkisi kötüleşmeye başlayan birey,
daha fazla güven kaybı içine girer ve dolayısıyla kıskançlık
duyguları daha da fazlalaşır.”
Kıskançlık ne zaman tehlikeli olmaya başlar?
Rahatsızlık derecesinde kıskançlıkta kişi, duygu ve düşüncelerine
aşırı zaman ayırır. Birey, neredeyse tüm zamanında, takıldığı
kuşkulu düşüncelerin etkisiyle yaşamaya başlar. Aşk ilişkilerinde
kişiler, karşısındakinden makul olanın çok ötesinde taleplerde
bulunur. Kısıtlama, sosyal engelleme en çok görülen durumlardır.Hem
kaygı uyandıran hem de alıkonulamayan düşünceler “obsesyon” olarak
nitelendirilir. Kıskançlık, erken evrelerde bir tür fobik-obsesif
düşünce olarak kendini gösterebilir. Zihni sürekli kurcalayan ve
korku duygularıyla birleşince giderek pekişen bir zihin uğraşı
haline gelir. Olumsuz duygular, kişiye daha çok denetleme ihtiyacı
getirir. Takip etme, cep telefonlarını karıştırma ve gereksiz yere
sevdiği insanı sınama girişimleri görülebilir. Bu evrelerde, iyi
iletişim kurulması ve kimi zaman çiftlerin tedavileri olumlu sonuç
verir.
“Aşırıya kaçarsa tehlikelidir kıskançlık. İlişkinin ilk
zamanlarında hoşa giden bir oyunken, ilerleyen yıllarda
özgürlükleri kısıtlayan bir düşmana dönüşür. İki kişi arasında
güvensizliğin çoğalması, ilişkilerin sonlanmasına neden
olur!”
Rahatsız ediyorsa, sevgi değildir
Kıskançlık probleminin, nasıl bir sorun olduğunun öncelikle tespit
edilmesi gerekir. Eğer insanların yaşam kalitesini ve huzurunu
bozuyorsa, erken evrelerde bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmak
gerekir. Çoğu kez “Beni sevdiği için kıskanıyor” şeklinde
yorumlarla, sorun ihmal edilir. Rahatsızlık düzeyinde kıskançlık,
asla sevginin bir işareti olamaz. Tüm psikiyatrik rahatsızlıklar
çok faktörlü zeminde gelişir. İnsanın beyin kimsayıs içinde
yaşanılan kültürel ortam ve kişilik özellikleri birlikte etkili
olur. Özellikle geleneksel doğu toplumlarında kıskançlık, çok daha
sarsıcı bireysel ve sosyal sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Aşırı kıskançlık tedavisiz düzelmez
Evlenmeden önce sevgilisinin sağlıksız kıskançlıklarına maruz kalan
insanlar, evlenince bunun düzeleceği kanısına kapılabilir. Fakat
özellikle paranoya noktasına gelmiş kıskançlık problemleri, tedavi
olmadan düzelmez; hatta bazı durumlarda tedaviler bile yetersiz
kalabilir.
Çizgiyi aşmayın!
Hastalık düzeyinde kıskançlık, sevginin işareti değil, sevginin
düşmanıdır! Yersiz güvensizlikler kalp kırıklıklarına, korku dolu
bir hayata ve birçok ailenin dağılmasına neden oluyor.
Son nokta!
Problem daha da ilerlerse, kıskançlık bir hezeyan haline gelebilir.
Akılcı ve gerçekçi tartışmalarla değiştirilemez. Seyrek olarak
görülen, hezeyanlarla, karakterize paranoya rahatsızlığında,
kişinin karşısındakine ve kendisine zarar verme olasılığı vardır.
Bu durumlarda ciddi ve düzenli psikiyatrik tedavi gerekir. Bazen
ilaç tedavileri ve hastaneye yatışın gerekli olduğu klinik durumlar
oluşabilir. Paranoid bozukluk olarak görülen kıskançlık sendromunda
tedavi güçtür ve kadın-erkek ilişkilerinin sürdürülmesi imkansız
hale gelebilir.