Seval öğretmen, koruyucu ailesi olduğu otizmli Güneş'in 14 yıldır elini bırakmıyor
Abone olAntalya'da 14 yıl önce henüz bebekken parkta babasıyla yaşarken bulduğu Güneş'in koruyucu aileliğini üstlenen Seval Aydın, otizm teşhisi konulan çocuğun aile ortamında hayata yeniden başlamasını sağladı.
Konyaaltı ilçesinde yaşayan sınıf öğretmeni Seval Aydın, eşi
Cabir Aydın ile gece yürüyüş yaptıkları sırada parkta babasıyla
kalan 1,5 yaşındaki bebeğin sürekli ağladığını fark etti.
Üşüdüğü ve aç olduğunu öğrendiği Güneş adlı bebeğe anne şefkatiyle yaklaşan Aydın, bebeğin karnını doyurup ve ısıttıktan sonra durumu polise bildirdi. Polis ekiplerinin irtibata geçmesiyle aile ilgili araştırma başlatan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, minik Güneş'i çocuk yuvasına götürdü.
Minik bebeğin o gece kucağında huzurlu bir şekilde uyumasından etkilenen Seval öğretmen, eşiyle bebeğin koruyucu ailesi olmak için Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvurdu.
Çiftin başvurusunun uygun görülmesi ve gerekli prosedürün tamamlanmasının ardından bebek, aileye teslim edildi.
Eşiyle yuvalarını açtıkları Güneş'i sevgiyle bağrına basan Seval
Aydın, bebeğe gözü gibi bakmaya başladı.
Bir süre sonra davranışlarında farklılık hissedilen ve otizm teşhisi konmasına rağmen Güneş'in elini bir an olsun bırakmayan Aydın, "O bizim insanlığımızın, merhametimizin, iyiliğimizin aynası ve biz onun gözlerinde kendimizi görüyoruz." dediği çocuğun eğitimiyle de yakından ilgileniyor.
Güneş, ağır otizmli olmasına rağmen koruyucu ailesinin ilgisi ve desteğiyle eğitimini başarıyla sürdürüyor, resim ve müzik eğitimi alıyor.
Şimdi 16 yaşında olan Güneş, 14 yıldır mutlu, huzurlu bir aile ortamında yaşıyor.
"Duyduğu ses ve ritimleri zihnine çok güzel kaydediyor"
Seval Aydın, AA muhabirine, Güneş'i ilk gördüklerinde çok kötü bir durumda olduğunu belirtti.
Bebeği görmemezlikten gelemediklerini ifade eden Aydın, "Parkta bebeği kötü durumda gördüğümde arkamı dönüp gitseydim kendime hep 'O çocuk ne oldu?' diye soracaktım. Annelik iç güdüsüyle kucaklayıp bağrıma bastığımda, gözlerine baktığımda o çocuğun bir koruyucusu olması gerektiğini hissettim. Bana ilk baktığındaki o güven dolu bakışları yıkamazdım. O da minik avcunun ortasında parmağımı sıkıca tutuyor ve bırakmıyordu. O an da anne ve oğul bağı kuruldu." dedi.
Koruyucu aileliğin çok ciddi bir sorumluluk ve cesaret olduğunu anlatan Aydın, şöyle devam etti:
"Bu sorumluluğu hiç tereddütsüz aldık. Çünkü korunmaya muhtaç çaresiz bir bebek vardı karşımızda. Güneş ile yeni bir hikayemiz, yeni bir hayatımız başladı. 3 yaşındayken hafif zihinsel engel tanısı kondu. Okula başlayınca zihinsel geriliği daha da arttı. Rehabilitasyon merkezlerinden ve özel eğitim öğretmenlerinden özel ders almaya başladık. Yaş ilerledikçe otizm belirtileri arttı, ergenlik sürecinde ise ağır otizm spektrum bozukluğunun tipik özellikleri belirdi."
"Önemli bir ressam olacağına inanıyorum"
Güneş'in hayatını kolaylaştırmak için düzenli psikolog ve psikiyatrist desteği aldıklarını vurgulayan Aydın, "Gözümüz hep üzerinde oldu. Özel gereksinimli bireylerin ebeveynleri bedensel, duygusal ve ruhsal olarak çok sabırlı, anlayışlı, dirençli ve uyanık olmak zorunda. Farkındalığımızı hep yüksek seviyede tuttuk." diye konuştu.
Otizmli bir bireyle yaşamanın zorlukları olduğunu anlatan Aydın, şöyle konuştu:
"Sabır ve merhamet bu işin ilacı. Onun gelişimi için eğitimi kadar, sosyal yaşamına da önem verdik. Arkadaşlarıyla beraber düzenli olarak sosyal aktiviteler yaptık. Birlikte 20'den fazla ülkeyi gezdik. Küçük yaşta müzik terapisi yapmaya başladık ve müzik kulağı çok güzel gelişti. Duyduğu ses ve ritimleri zihnine hatasız kaydediyor. İyi bir müzik kulağı var. Sözel ifadeyle anlatamadığı her şeyi resmetmesini sağladık. Çizgiler onun cümlesi haline geldi, çizgileri konuşturdu. Resim konusunda inanılmaz yeteneği var. Önemli bir ressam olacağına inanıyorum."
"Elimizi bir an olsun üzerinden çekmiyoruz"
Cabir Aydın da Güneş'in hayatına dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.
Güneş'in de kendi hayatlarına çok şey kattığını belirten Aydın, şunları kaydetti:
"Güneş bizim yaşamımızın merkezi oldu. Günlük yaşamımızı onun ihtiyaçları doğrultusunda düzenliyoruz. Çok özel bir çocuk. Anne ve baba sevgisine her zaman ihtiyacı var. Elimizi bir an olsun üzerinden çekmiyoruz. İnsanlar 'Emekli olmuştunuz. Konforlu bir hayatınız var. Neden böyle bir sıkıntıya girdiniz?' diye sordular ama biz bir an olsun pişman olmadık. Güneş'i emanet edeceğimiz kızımızdan başka kimse yok. Onun geleceği için gerekli tedbirleri alıyoruz. Bütün hayatımızı ona göre kurguluyoruz."