Ses hastalıklarından nasıl korunmalı?
Abone olSesiniz zaman zaman kısılabilir. Peki bu dertten kurtulmak ya da riski en aza indirmek için neler yapmalıyız?
Ses bozukluklarının sadece sesin azalması ya da hiç çıkmaması
anlamına gelmiyor. Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr.
Eltaf Ayça Özbal Koç, önemli bilgileri verdi…
Özel Göztepe Şafak Hastanesi’nden Kulak, Burun ve Boğaz
Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Eltaf Ayça Özbal Koç şöyle devam
etti:
İş gücü kaybına yol açabilir
“Ses her insan için kendine özellikli olan ve diğer insanlardan
ayrılmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biridir. İnsanlar
duygu ve düşüncelerini, içinde bulundukları ruh halini yani bir
şekilde kendilerini seslerini kullanarak ifade ederler. Karşıdaki
insan sadece sesini duyarak bile bir yabancının cinsiyeti, yaşı,
memleketi, eğitim düzeyi ve içinde bulunduğu duygusal durum
hakkında fikir sahibi olabilir. Bu nedenle ses hastalıkları kendini
doğru ve yeterince ifade edememe ve buna bağlı sorunları sıklıkla
beraberinde getirir. Özellikle sesini profesyonel hayatta yoğun bir
şekilde kullanmak zorunda olan öğretmen, şarkıcı, çağrı merkezi
asistanı gibi görevlerde iş gücü kaybına yol açabilir.
Ses telleri birçok önemli görevi üstlenir
Ses oluşumu için akciğerlerden gelen hava akımı kullanılır.
Akciğerler solunum havasını gırtlağa doğru iterler ve gırtlaktaki
ses tellerinin arasından geçen hava ses oluşturur. Bu ses ağız
boşluğu, dil, dişler, burun boşluğu ve sinüsler aracılığı ile
konuşma halini alır… Ses telleri, gırtlak ( larinks) denilen
kıkırdaktan yapılmış organ içinde hareketli bir çift organ olup,
adale ve üzerini örten kaygan bir örtüden ibarettir. Sağ ve solda
birer adet olan ses telleri hareketli organlardır ve birbirlerine
doğru yaklaşıp ayrılırlar. Nefes alıp verme sırasında yanlara doğru
açılırken konuşma esnasında birbirlerine doğru yaklaşır ve titreşim
yaparlar. Ses tellerinin yerleşim yeri boyunda adem elması olarak
bilinen çıkıntının 2 cm kadar alt kısmına tekabül eder. Nefes
borusunun başlangıcında yer alan ses telleri yalnızca ses
çıkarmakla kalmaz, nefes alırken açılarak; öksürme, ıkınma, ağır
yük kaldırma ve yeme içme esnasında da kapanarak birçok önemli
görevi üstlenirler.
Sesin, sağlıklı olup, olmadığı anlaşılır
Ses Bozuklukları sadece sesin azalması ya da hiç çıkmamasını ifade
etmez. Her kişi için spesifik olan sesin özelliklerinin değişmesi
daha boğuk, çatallı, kısık, havalı, titreşimli veya burundan
geliyormuş gibi çıkması da bir problem olduğunu gösterir. Bir sesin
sağlıklı ve normal olup olmadığı sesin tonuna, yüksekliğine,
kalitesine, kapasitesine bakılarak anlaşılabilir. Ses
rahatsızlıklarını organik ve fonksiyonel olarak iki ana başlık
altında incelemekle beraber gırtlak dışı sebeplerin (Astım, Kronik
Ostruktif Akciğer Hastalığı, Gastroözofageal Reflü, Nörolojik
hastalıklar, A: Romotoid Atrit, Sistemik Lupus Eritamatozis,
Hipotiroidi, Hipertiroididi, menapoz, gebelik…) olduğu da
unutulmamalıdır. Bazı ilaçlarını da ses bozukluğuna yol açtığı
bilinmektedir. Sigara, gırtlak larinks dokusunda (mukozasında,
salgıların azalmasına ve koyulaşmasına yani kuruluğa neden olarak
birçok yapısal hastalığa ve yassı epitelyum hücreli karsinoma yol
açmaktadır. Alkolün, sigara gibi mukoza kurutucu etkisi mevcuttur,
ayrıca sigaranın kanserojen etkisi için ko-faktör olarak rol
oynamaktadır. Kafeini yoğun içecekler, fazla yağlı gıdalar,
baharatlı ve asitli gıdalar da ses bozukluklarına yol açar.
Sesi, ruh hali de etkiliyor
Ses oluşumu ve kalitesini etkileyen en önemli nedenlerden birisi de
kişilik yapısı ve ruh halidir. Neşe, üzüntü, stres sesin aniden
değişmesine neden olabildikleri gibi uzun süreli etkilere de yol
açabilirler. Ayrıca genel sağlık durumu, vücut kondisyonu, sıcak ya
da soğuk hava ve mevsimlerin de ses üzerine etkisi mevcuttur.
Yapısal rahatsızlıklara; En sık görülen ve genellikle enfeksiyona
bağlı gelişen larenjitler, anatomik problemler, ses hijyenine
dikkat edilmemesi sonucu oluşan nodul, kist ve polipler, birçok
sebebi bulunan ses tellerinin felci ve larinksin selim ve habis
tümörlerin örnek olarak verilebilir. Fonksiyonel ses
kısıklıklarının genel olarak çok sayıda nedeni vardır: Kişinin
anatomik yapısı, ses oluşumuna katkıda bulunan organ ve dokuların
genel durumu, kişilik yapısı, ruh hali, genel sağlık durumu gibi
nedenler ses kısıklığına değişik oranlarda katkıda bulunabilirler.
Bazen bu faktörlerin birden fazlası bir arada bulunabilir ve
şikâyetlerdeki ağırlığını belirlemek bazı durumlarda zor
olabilir.
Ses bozukluğu fark edildiğinde doktora gitmek gerekmektedir.
Özellikle 1–2 haftadan daha fazla süren ses kısıklıklarında, ses
bozukluğuna eşlik eden nefes alma zorluğu, ağızdan kan gelmesi,
yutma zorluğu veya boyunda kitle (şişlik) gibi şikâyetlerde varsa
KBB uzmanına başvurmak için daha acele etmek gerekir.
Ses bozukluklarının tedavisi altta yatan hastalığa göre
değişir
Ses bozukluklarının teşhisi larinks aynası ya da açılı endoskoplar
ile yapılır. Laringeal yapılar ve fonksiyonları incelenir. Ayrıca
gereken hastalarda ses kaydı ve ses analizleri yapılır. Çoğu
hastada muayene yeterli bilgi verirken bazı hastalarda kan
tetkikleri ve görüntüle yöntemlerine de başvurulur. Ses
bozukluklarının tedavisi altta yatan hastalığa göre değişir.
Yapısal rahatsızlıklarda ilaç tedavisi, yaşam koşullarının
değişimi, ses hijyeni eğitimi ve ses terapisi ve düzenli kontroller
ön planda olmakla beraber cerrahi tedavide gerekli vakalarda
uygulanmaktadır. Fonksiyonel rahatsızlıklarda ise tedavi yöntemi
temel olarak ses terapisine dayanmakla birlikte, sorunun
nedenlerine yönelik de tedaviler gereğinde uygulanmalıdır. Örneğin
kişilik yapısı veya ruh halinin belirgin olarak ses kısıklığına
katkıda bulunduğu durumlarda psikolojik danışmanlık hizmetlerinden
faydalanılması gerekmektedir.
Son olarak ses hastalıklarından korunmada dikkat etmemiz
gereken hususlardan bahsetmemiz gerekirse;
1. Günde 2, 5 – 3 litre kadar sıcak ya da soğuk olmayan su
içilmelidir.
2. Sigara ve sigara dumanından uzak durulmalıdır.
3. Çok yoğun öksürmekten ve boğazınızı temizleme hareketinden
kaçınılmalıdır, bunun yerine boğazınızı temizleme ihtiyacınızı
birkaç yudum su içerek giderin.
4. Düzenli uyku uyumalı ve stresten uzak durulmalıdır.
5. Çok uzun cümleler kurulmamalı, konuşurken cümleler arasında
derin nefes almaya özen gösterilmeli, bağırarak konuşulmamalıdır
yararlanın.
6. Kafein (kahve, çay), alkol ve çok miktarda süt ürünlerinin
tüketiminden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
7. Yağlı, baharatlı, salçalı yiyecekler, gazlı içecekler özellikle
akşamları tüketilmemelidir.
8. Mentollü nefes açıcılar, şekerler ve pastiller ses tellerinizin
kurumasına yol açabilir. Bunların çok fazla tüketiminden uzak
durulmalıdır.
9. Telefonda konuştuğunuz sırada baş ve boyun pozisyonunuza,
sesinizin yükseklik derecesine çok dikkat edin. Yüksek sesle uzun
süreler telefonda konuşmak, baş ve boyun pozisyonundaki
gerginlik/bozukluk ses telleriniz üzerinde dengesiz bir baskıya ve
gerilmeye sebep olur.
10. Eğer konuşmanızda bir problem, sesinizi kullandıktan sonra
boğazınızda rahatsızlık ya da ağrı hissediyorsanız en kısa zamanda
bir Kulak-Burun-Boğaz Hekimi’ne başvurmalısınız.”
Kaynak: http://www.bizimsaglik.com