Serenay Sarıkaya'dan bomba itiraflar!
Abone olSerenay Sarıyaka Behzat Ç. Ankara Yanıyor filmiyle bir kez daha gündemde. Serenay Sarıkaya''dan kendiyle ilgili samimi itiraflar...
O kendini izlerken zorlanan oyunculardan: 'Çok gergin
oluyorum kendimi seyrederken. Hatta bazen kendimi ellerim boğazımda
izlerken buluyorum. Hep daha iyisi olsun istiyorum...'
Serenay Sarıkaya, bana kalırsa, Türkiye’nin en güzel
kadınlarından biri. Henüz çok genç ama uzunca bir süredir
hayatımızda. Çok genç yaşta ünlü olmanın ağırlığından belki, bir
olgunluk çökmüş üstüne. Her cümlesi ölçerek, tartarak çıkıyor gibi
ağzından. Ama bir yandan da her an yaramazlık yapmaya hazır kız
çocuğu gibi bir hali var. Şu sıralar sezonun iddialı
dizilerinden “Medcezir”in başrol oyuncularından.
Bir yandan da dün gösterime giren “Behzat Ç.: Ankara
Yanıyor” filmiyle bir “Behzat Ç.” kadını oldu artık.
Bakmayın siz fotoğraflardaki sert bakışlarına, aslında güler yüzlü.
Ve kendi sözleriyle anlatmak gerekirse, “kendini çok şanslı
hissediyor, hayatın ona sunduklarına şükrediyor ve her anının
tadını çıkarıyor...”
“Behzat Ç.”de nasıl bir kadını
oynuyorsunuz?
Filmde Melisa karakterini canlandırıyorum. Melisa, Ercüment’in
(Nejat İşler) iş ortağı, sağ kolu. Böylesine iddialı bir işin
içinde; eli silahlı, asi, Ercüment’in kadın versiyonu
diyebileceğimiz bir karakteri oynamak bir ilk oldu benim için
de.
İlk başta bu kararı verirken çok zorlandım aslında, çok tedirgin
oldum. Çünkü “Behzat Ç.” kadınları izleyici tarafından öyle çok
kolay kabul edilen kadınlar değiller. Ama ekip çok güzel, oyuncu
kadrosu, yönetmen Serdar Akar... Reddetmem mümkün değildi, ufak da
olsa bir şekilde yer almak istedim bu işin içinde. Çok da memnunum.
Çok güzel bir iş çıkmış ortaya. İlk defa İstanbul galasında izledim
ben de. Güzel bir işin içinde olduğumu bir kez daha anladım.
Güzel mesajları olan bir film. Son dönemde ülkece yaşadığımız
olaylara da değinen bir iş.
İlk kez mi silah
tuttunuz?
Daha önce rol icabı silah tutmam gerekmişti. “Adanalı”da, “Lale
Devri”nde öyle sahnelerim olmuştu. Fakat bu bambaşka bir şey.
Silaha hakim olmakla öyle tesadüfen eline almak arasında çok fark
var. Melisa da duruma çok hakim, silah kullanmayı bilen bir kızdı.
Set öncesi silah kullanma dersi aldım, atış yaptım. Çok enteresan
bir tecrübeydi.
“Keşke maddiyat bu kadar önemli olmasa”
Bir yandan diziniz devam ediyor...
Nasıl, umduğunuzu buldunuz mu?
Her şey yolunda. Güzel tepkiler alıyoruz. Bütün ekip çok mutluyuz.
Kamera önü de arkası da o kadar güzel insanlarla dolu ki çok nadir
denk gelebilecek bir şey bu. Nazar değecek diye aklımız
çıkıyor.
Mira ve Yaman aşkına ne diyeceksiniz?
Bu kadar farklı sosyal statüden insanın birbirine âşık olması
mümkün mü sizce?
Tam da bu sebepten gerçek bir şeylere dayanıyor bu hikaye. Artık
bir şeylerin madde ile ilgili olmaması, tamamen kalben hissedilen
duygunun peşinden koşulması gerektiğinden bahsediyoruz. Ne yazık ki
son dönemde kimsenin yapamadığı bir şey bu, herkes için sosyal
statü, maddiyat çok önemli olmaya başladı. Keşke olmasa... Sadece
dizilerde, filmlerde izleyebiliyoruz belki ama bence gerçek olan o.
İnsanları etkileyen, ekrana bağlayan da bu. Seyirci de bunu görmek
istiyor.
Size de olmayacak bir şey gibi gelmiyor
yani...
Neden olmasın! Ben böyle bir şeyi
reddetmezdim.
Kendinizi izlemek zor geliyor
mu?
Çok gergin oluyorum kendimi izlerken. O yüzden mümkün
mertebe yanımda kimse olmasın istiyorum.
Hatta bazen kendimi ellerim boğazımda izlerken buluyorum.
Geriliyorum çünkü hep daha iyisi olsun istiyorum, izlediğim şeyden
daha iyisini yapabileceğimi düşünüyorum. Bir de ben bizim diziyi
izlemekten zaten çok keyif alıyorum. Geçen setimiz yayın gününe
denk geldi, bir yandan telefondan diziyi izliyordum. Sonra benim
sahnem geldi... “N’olur
en sevdiğim dizi başladı, gitmek istemiyorum” dedim.