Serdengeçti bakanları uyardı

Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, maliye politikasının, önceden belirlenen yüksek faiz dışı fazla hedefini izlemesinin hayati öneme sahip olduğunu bildirdi. Serdengeçti, bugün Bakanlar Kurulu'na, ekonomideki son gelişmeleri içeren "Ekonomik Görünüm" isimli sunumunda rehavete kapılınmamasını, kamu maliye disiplinin sürdürülmesini istedi. Kamu borcunun sürdürülebilirliği sorunu olan ülkelerde uygulanan sıkı maliye politikasının harcamaları kısıtlayıcı önemleri, gelir artırıcı politikaları, sürdürülebilir bütçe finansmanını içerdiği ifade edilen sunumda, böylelikle makro ekonomik dengenin, fiyat istikrarının, sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışının sağlanacağı kaydedildi. Sunumda, "Enflasyonun yıl içindeki seyri, hedef enflasyonla uyumlu olup yıl sonu enflasyon hedefi tutacaktır" denildi. Türk Lirasının bir yılda değer kazanmasının bir sonuç olduğu ifade edilen sunuma göre, sürece bir bütün olarak bakıldığında olumlu bir döngü yaşanıyor. Serdengeçti, tüketici kredilerindeki hızlı artışın bankalar, kredi kullananlar, ekenomi politikası, aşırı ısınma ve enflasyon açısından risk taşıdığını bildirdi. Sunumda "Geleceğe yatırım yapmak" olarak nitelenen yapısal reformların da kararlılıkla sürdürülmesi zorunluluğu bulunduğu da ifade edildi. Bekleyişleri bozacak gelişmelere izin verilmemesi gerektiği vurgulanan sunumda, bugüne kadarki uygulamalar ile önemli bir güvenilirlik kazanıldığı belirtildi ve "Ancak, ülkemizde bekleyişlerin çok çabuk değiştiği, özellikle mali piyasalarda bir anda aşırı iyimserlik veya kötümserliğin hakim olabildiği unutulmamalıdır" denildi. IMF ile ilişkiler hakkında da görüşlere yer verilen sunumda, "IMF ile anlaşma sona erdirilirse, 1990'lardaki politikalara dönülebileceğini zannedenler vardır. Oysa bu, hem kamu borcunun yüksekliği, hem de enflasyonla mücadele açısından mümkün değildir. AB'den tarih alınmazsa, IMF ile devam etmek, güvenilirlik açısından önemlidir. Risk primini önemli ölçüde etkileyebilir" denildi. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, tüm uyarılara rağmen, sınırlı da olsa pozisyon açma eğiliminde olan bankaların panik davranışla döviz kurunda yukarı doğru baskıyı artırdığını bildirdi. Sunuma göre; "Merkez Bankası, döviz kurunun bir risk unsuru olduğunu her zaman söyledi. Bugün geçmişten farklı olarak spekülatif yükselişe hemen müdahale edilmedi. Risk alanlar zararlarını kendileri karşılamak zorunda kaldı. Döviz kurundaki artış sermaye çıkışını yavaşlattı. Kur barometre görevini gördü, maliye politikasının önemini bir kez daha ortaya çıktı"