Serdar Turgut'ın yazısı istifa ettirdi
Abone olSerdar Turgut'un 'Medyada eşcinsel gazeteci var mı?' başlıklı yazısı istifa getirdi. Turgut, grubunun köşe yazarlarına ağır suçlamalarda bulununca bir yazar istifa etti.
Serdar Turgut'un bugünkü yazısında hedef belliydi: Burhan Ayeri.
Bunun üzerine binada büyük kargaşa başladı. Ayeri istifa etti.
Ayeri istifa kararını yönetime bildirdi ancak yönetim kendisine
biraz daha düşünmesini önerdi. Yarın için zehir zemberek bir yazı
kaleme alan Ayeri ise kararından dönemeyeceğini söyledi... Serdar
Turgut köşe yazısında ne demişti? Medyada eşcinsel gazeteci var mı?
Başlıktaki manasız soruyu ben sormadım gayet tabii ki, kaldı ki
provakatif olmak istesem bile, ben cevabını zaten bildiğim soruları
ortaya atarak tartışma çıkarma sevdalısı değilim... Bu türden bir
soruya bugüne kadar verilmiş en meşhur cevap Çin Halk
Cumhuriyeti'ne attir. Onlar, günün birinde koskoca Çin'de bir tek
eşcinsel bile kalmadığını açıklayıvermişlerdi. Bunu nasıl
başardıklarını ise Sosyalist İdeoloji'ye bağlayarak açıklamışlardı.
Çin'in bu tavrı, müthiş abukluğu nedeniyle anında klasikleşip
tarihe malolmuştur. Çin'den başka kendi içinde eşcinselleri tamamen
temizlemeyi başardığı iddiasında olan başka bir kurum, kuruluş ya
da devlet de o günden bu yana ortaya çıkmamıştı. Öte yandan, Güneş
Gazetesi bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti kadar iddialı bir açıklama
yapmaya hazırlanıyor gibi geliyor son günlerde bana. Bunu nereden
çıkardığıma gelince, o gazeteden eşcinseller alehine sinirli bir
tavır gelmeyen bir gün bile geçmiyor nedense. Gayet tabii ki
eşcinsellere durup dururken kızmaya başlayan yazarlar sadece o
gazetede değil; maalesef bizimki de dahil, her gazetede var
onlardan. Ortada hiçbir neden yokken aniden kızgınlık seviyesi
yüksek ama düzeyi düşük bir yazı patlatıveriyorlar eşcinseller
alehine. Bu yazıları durup dururken yazanların ruhi çözümlemesini
yapmak hayli zor ama, mutlaka duymuşsunuzdur: Eşcinsellere karşı
aniden kızgınlık histerisine kapılanların aslında kendilerinin
'latan', yani 'gizli', yani baskı altında tutar şekilde eşcinsel
oldukları söylenir... Şimdi, şunu da sormak gayet tabii ki
meşrudur: Eğer eşcinsel düşmanlığının temelinde ruhi bir bozukluk
varsa o zaman da temizlik iddiasında bulunmuş olan Çin Halk
Cumhuriyeti Politbüro üyelerinin çoğunluğunun da latan eşcinsel
olmaları gerekmez mi?.. Belki de öylelerdi, ama kimin umurunda; ve
öyle olsalardı bile ne değişirdi?.. Dolayısıyla, 'medyada eşcinsel
gazeteci var mı' sorusuna 'gayet tabii var; neden olmasın ki'
cevabını vermeli ve konuyu tamamen unutup geçip gitmeliyiz. Ancak,
illa da ortamda bir problem yaratmaya kararlıysak bir başka mesele
var, onu da ortaya atabiliriz. Onun da tüyosunu derhal vereyim
meraklısına: Madem Çin Halk Cumhuriyeti'nin dediği gibi Sosyalist
İdeoloji ile eşcinsellik arasında bir uzlaşmaz çelişki var, haydi
bakalım bizdeki düşünürler, yazar-çizerler kolaysa bu çelişkiyi
çözümlesinler. Haydi buyrun bakalım: Ya eşcinsellikten
vazgeçecekler, ya da Sosyalist düşüncelerden, eğer Çin'in tavrı
doğru idiyse. Asıl çözümlenmesi gereken çelişki burada. Size birşey
söyliyeyim mi, böyle uzlaşmaz bir çelişkiyi gündeme
getirebilirseniz, Türkye'nin eli kalem tutan düşünürlerinin önemli
bölümünü ortadan kaldırmaya yönelik ortamı yaratmaya başladınız
demektir. Çünkü, bu tür buhranlı çelişkiler düşünürlerin
kaldırabileceği türden şeyler değildir ve siz sadece o çelişkiyi
gündeme getirmekle bile onları intihara sürükleyebilirsiniz.
Stalin'in çok da iyi bildiği üzere, bazı çelişkiler sadece o
çelişkinin maddi temelini ortadan kaldırmakla, yani çelişkileri
nedeniyle problem olmaya başlayan insanın öldürülmesiyle mümkün
olabilir. Ben iddia ediyorum, bundan sonra illa da lazım ise,
Türkiye'nin yeni diktatörü de medyadaki yazarların arasından
çıkacaktır ve toplumu temizleme işine de o kişi zevkle
soyunacaktır. Yazılarından tanıyabildiğim kadarıyla, benim şu anda
birçok adayım var bu işe soyunması uygun olacak. Bir gün,
gerekirse, bu pek erkek diktatör adaylarımı isim isim açıklarım.
Eğer bir kişiye yüklemek istemezseniz toplumsal temizlik işini, o
zaman Güneş Gazetesi'nin yazarlarının büyük kısmını alıp bizim
gazeteden birkaç takviye ile bir Politbüro da oluşturabiliriz.
Onlar eşcinselsiz toplum emellerine kavuşmak için gerekli
politikaları oluştururlar. Politbüronun başına seçeceğimiz kişiye
de 'chairman' titri veririz, böylece Çin Halk Cumhuriyeti modeli
aynen taklit edilmiş olur. Böyle bir Politbüro'ya başkan olması
için sizin adayınız kim, lütfen bana yazın sevgili okurlar. Ben,
Güneş Gazetesi'nden bir yazarı ve bir de bizden bir yazarı
'chairman' olarak aday gösteriyorum, onlar bu işi hakkını vererek
yapacak kafa yapısına sahipler gibi görünüyor yazılarında.
medyatava