Serdar Turgut Rojinden özür diledi
Abone olAkşam gazetesi yazarı Serdar Turgut 24 Ekim tarihli yazısında, “Dağa kaldırıp seks kölem haline getirirdim” dediği şarkıcı Rojin’den özür diledi.
Serdar Turgut bugünkü yazısında kimseyi rencide
etmek istemediğini ve yıllardır abartılı absürd yazılar yazarak
olayların yanlışlarını ortaya koymaya çalıştığını anlattı.
Turgut Rojin’i istemeden üzdüğü için üzüldüğünü belirtip, “...Rojin
senden de özür diliyorum” dedi.
Serdar Turgut “Rojin’in zeki olduğuna inanıyorum” başlıklı
yazısında şunları söyledi: “Yıllar önce bu ülkede denenmemiş bir
işi yapmak için yola çıkarken, yolumun çok zor olacağını, birçok
yanlış anlama ve sorun yaşanacağını biliyordum.
İnsanımız abartılı espriyi anlama yeteneğine bence sahipti ama bunu
baskı altında tutuyordu. Birçok lokal ve cinsel içerikli fıkra
vardı. Buna da güvenerek benim abartılı absüd yazılarımın da bir
süreç sonunda anlaşılacağını düşünmüştüm.
Başlarda anlaşılmasa da abartıyı kademeli olarak artırdığım
takdirde anlaşılmanın daha kolay olacağını ve bir süre sonra
yazılara alışılacağını düşünmüştüm.
Şimdi anlıyorum ki; bu değerlendirmelerim bazı insanlar açısından
doğru değilmiş.
Bir keresinde, 'Evlerdeki köpekler apartmanlardan atılacak' diye
karar çıkmıştı. Ben bunun üzerine kararın yanlış olduğunu göstermek
için 'Apartmanlarda bebekler daha fazla gürültü yapar. Köpekleri
atmak yerine bebekleri sokağa atalım, çok daha iyi olur' diye bir
yazı yazmıştım. 'Kara mizah' denilen şey de bu. İrlanda'daki açlığı
gidermek için 'Bebekleri kızartıp yiyelim' diyen yazının ruhuna
benzeyen bir şeydi bu.
Belki inanmayacaksınız, birçok anne ve baba aradı beni o dönemde.
'Sen bizim çocuklarımızın nasıl sokağa atılmasını istersin'
dediler. 'Ben çocuğumu sana vermem' diyen bile oldu.
Ben aslında o gün abartı yaparak bir şeyin komikliğini göstermenin
bu ülkede pek kolay olmadığını gördüm.
Şimdi Habur'daki gelişmeleri izlerken, o insanların
karşılanışındaki coşkuyu ve ortamı görünce 'Keşke ben de ülkemde
böyle sevilebilseydim' duygusunu yaşadım ve o duyguyla sadece
başlığı okunsa dahi mizah olduğu hemen anlaşılabilecek yazıyı
yazdım.
'Keşke PKK teröristi olsaydım' yazısı, ülkemizdeki Türk-Kürt eşkıya
geleneğinin kültürel öğeleri dikkate alınarak, üzerine yazılmış bir
absürd yazıydı.
Dağa kız kaldırma da o kültürün bir parçasıydı. Onunla da alay
etmem gerekiyordu. Yazının o bölümünü yazarken kendisi bir kamu
figürü olduğundan, tanındığından, televizyon starı olduğundan Rojin
adı geldi aklıma. Yoksa tanımam etmem. O güne kadar hakkında ne
düşünmüşlüğüm var, ne de gayet tabii ki planlarım filan. Nasıl ki
PKK teröristi olmayacaksam, dağa çıkmayacaksam kız da
kaçırmayacağım. Bu açık değil mi Allah'ınızı severseniz yahu. Lafı
ne kadar abartılı söylersem işin hayal kurgu olduğu anlaşılır diye
düşünüyorum hala daha...
Ne Rojin Hanım'ın namusunda gözüm var. Böyle bir şey olamaz da
zaten. Hayatım boyunca ben hiçbir kadına nezaketsiz davranmamaya
çalıştım. Yazılarımdaki kadınlar hep hayalidirler. Ya da ad vererek
sadece kendi karım hakkında laf ederim.
Birçok kadın okuyucum benim mizah türümü çoktan anlamıştır.
Rojin'in de o kadınlar arasında olduğunu düşünüyordum. Çünkü
konuşmalarından, televizyon performansından onun da zeki bir kadın
olduğunu düşünüyordum. Fakat olmadı. Gülüp geçecek yerde o mağdur
olmayı tercih etti.
Ama amacım üzmek olmasa da hatta o yazıda ne yapmaya çalıştığım
makul insanlar tarafından hemen anlaşılmış olsa da, hayatım boyunca
kadınlara hep saygılı olmaya çalışmış olsam da, kimsenin namusu ve
gururuyla oynamak gibi bir tarihim olmasa da, zeki olduğu için beni
anlayacağını düşündüğüm Rojin'i istemeden olsa da üzdüğüme çok
üzüldüm.
Benim yüzümden üzülen bir kadına kendimi affettirmem gerekiyor. Bu
benim babamdan aldığım terbiyenin bir gereğidir.
Dolayısıyla, Rojin senden de özür diliyorum. O yazıda tanımlanan
aslında sen değilsin, hiç kimse değil. Çünkü o tür bir olay tabii
ki olmadı ve olmayacak. Senin adın, sadece kamuya mal olmuş bir
isim olduğu ve meşhur olduğun için kullanıldı. Keşke senin ismin
yerine Rana'yı dağa kaldıracağım demiş olsaydım. Ama bu olamazdı.
Çünkü Rana dağa götürüldüğünde örgüt çok eskiden anında çökerdi ve
hepimiz bir an önce dağdan kaçmak isteyebilirdik.
Son olarak bir de bu seks kölesi meselesi üzerine bir şey söylemek
istiyorum. Bu laf benim okuduğum eşkıya hikayelerinden aklıma gelen
bir tanım.
Yoksa ben yıllardır aslında kendimin kadının kölesi olmak
istediğimi her fırsatta anlatır dururum. Buna neredeyse bir meslek
hayatımı adamış durumdayım.
Yani o yazının o bölümünün aslında şu şekilde gitmesi gerekecekti:
'Ben yıllar önce PKK'ya katılıp dağa çıksaydım eylem yapmak için
inmek gerektiğinde ilk önce gidip gıcığım olan birkaç yayın
yönetmenini öldürür, sonra kaçıracağım kadına gitmeden evvel, seks
oyuncakları satan bir dükkanı basar, kırbaç ve kelepçe gibi
aletleri bol miktarda alırdım. Sonra da dağa kaçıracağım kadını
atıma atıp götürürdüm. Ondan sonra dağda kadını bu aletleri benim
üzerimde kullanmaya ikna etmeye çalışırdım. Yani kaçırmış olsam da
kadını, ben onun seks kölesi olacaktım o benim değil.' Bu yazı da
abartılı bir absürd mizah tabii ki ama bu şekil gerçeğe daha
uygun.
Bir de şu var Rojin kardeş; ben bu açılım sürecine destek
veriyorum. O yazı başbakanından en sıradan insanına kadar herkesi
ve belki makul Kürtleri de rahatsız eden Habur görüntülerine bir
tepkiydi. Ben sürecin tekrar başlatıldığında bu sefer çok daha
sessiz ve aklı başında gideceğine eminim ve eğer öyle olursa da
süreç hakkında mizah da olsa yazı yazmayacağım. Çünkü istemeden de
olsa sürece zarar vermek istemiyorum.
Yarın mizaha devam ama bu sefer kendimle dalga geçeceğim.”