Serdar Turgut Özkök'ü eleştirdi
Abone olAkşam Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Serdar Turgut, eleşitiri oklarını yeniden eski çalışma arkadaşı Ertuğrul Özkök'e yöneltti. Turgut'a göre Özkök alkolik mi?
Yazılarını düzenli okuyanlar zanneder ki Ertuğrul Özkök ya
alkolik ya da sürekli içki düşünüyor. Çünkü son olarak Anadolu'da
nerelerde içki içilmesinin yasaklandığını araştırmış. Daha önce de
Başbakan'ın uçağında içki ikram edilip edilmediği konusunu ortaya
atmıştı. Yazıların yazarlar hakkında gerçeği hiçbir zaman
yansıtmayacağı yolunda bir düşünce vardır ki bu Ertuğrul Özkök'ün
yaşamına bakılınca doğru olarak ortaya çıkmaktadır. Özkök evine
sizi içkiye davet ettiğinde şarabı açar ve birer kadeh koyar. Ben
ilk kadehimi eğer yavaş içmeye karar vermişsem üç dakika kadar
sonra bitiririm ve şişenin geri kalanı nerede diye aramaya
başlarım. O ise beni seyrederken ilk kadehini yudumlamayı sürdürür.
Benim için ilk kadeh şarap sadece gerçekten içmeye başlamanın
açılışıdır. Onun için ise ilk kadeh, içmenin bizatihi kendisidir.
Kadehindeki içkisini bitirince 'ohhh ne de güzel içtik değil mi'
türünden insanı had safhada irrite edebilen bir soru da sorar size.
O bilmez ki ben içkide tek kadeh ile yetinmeyi kişisel bir hakaret
olarak algılarım. Bana göre tek kadeh içkiyle yetinen insan seri
katil de dahil olmak üzere her türlü berbatlığı yapabilir. (Belki
de Özkök'ün iyi genel yayın yönetmeni olması da bu nedenden
dolayıdır, yani seri katil olamadığı için ona en yakın meslek
grubuyla ilgilenmiş olmalı) Onunla içkide buluşmamız hep aynı
senaryoya göre sürer. O ilk kadehini bitirip geceyi tamamladıktan
sonra ben şişede kalan bölümü de içerim ve sonra da saklamış olduğu
diğer şişelerin yerini ararım ve de mutlaka bulurum. Tek kadehle
yetinen bu kişi, iyi şaraptan anladığı iddiasındadır. Bir keresinde
bize misafir geldiğinde boş yabancı şişenin içine Türk şarabını
doldurdum ve meseleden böylece masrafsız yırttım. Bu olay eskiden
olduğu için şimdi rahatlıkla açıklayabilirim. Çünkü şarabı içtikten
sonra onu da övdü ve yabancıların şarap yapmayı nasıl da iyi
becerdiklerini anlattı. O şarabı orijinal şişesiyle ikram etseydim
mantarını bile koklamazdı, ayrıca size de bir araba laf ederdi.
Arada geçen zamanda uzmanlığı artmış olabilir, yine aynı oyuna
geleceğini sanmıyorum. Bir daha benim yaptığım türde bir oyuna
düşmemek için her restoranda mönüdeki en pahalı şarabı ısmarlamak
gibi bir adet edindi. Sırf bu nedenden dolayı ben Özkök ile yemeğe
çıkmaya bayılırım. Bugüne kadar restoranlarda iyi şarap içmek için
ödediği para ile Dubai Towers'ın tümü satın alınabilirdi yemin
ediyorum. Bir keresinde öylesine pahalı bir şarap ısmarladı ki,
garson bile ağlayarak yalvardı; 'Bayım vazgeçin bundan' dedi
hıçkırıklar arasında. Onun yalvarması yetmedi, restoranın sahibi
geldi, bu şarabı ısmarlayan kişiyle tanışmak istediğini söyledi ve
Özkök'ün önünde diz çökerek Latince bir şeyler söyledi. Son
zamanlarda ne yazık ki beni artık yemeğe çıkarmıyor, pahalı şarap
içmek istediğimde ona telefon ediyorum; 'Artık sen de yayın
yönetmenisin. Yemeğe çıkarsak parayı sen ödeyeceksin' gibi bana son
derece acıklı gelen bir şeyler söylüyor. Bilmiyor ki onun sevdiği
şaraplardan ısmarlayabilmem için benim üç ayrı gazetede daha yayın
yönetmenliği yapmam gerekiyor. Bir de şu var: Yıllar önce
Özkök'lere yemeğe gitmiştik. Şarabı açtık ve pizza ısmarladık.
Pizza geldi, Özkök yanında parası olmadığını söyledi ve pizzaların
parasını da benden aldı. Böyle bir trajedi misafirlikte ilk kez
başıma geliyor. Misafirliğin tarihi yazılsa bu olay o tarihin
acayip olaylar bölümüne girerdi mutlaka. Neymiş efendim, o cebinde
para taşımazmış. Bunu duyunca Onasis'i hatırladım. O da cebinde hiç
para taşımazmış ama adam dünyanın en büyük armatörüydü. Cebimde ben
de para taşımıyorum ama benim nedenlerim tamamen farklı ve çok daha
gerçekçi. O pizzanın parasını ondan yıllardır isterim, konuyu her
gündeme getirişimde katiyen hatırlamıyormuş gibi davranır ve
aramızda her defasında mutlaka büyük kavga çıkar. Ama şuraya yazın
ki; bu parayı ondan şu şekilde veya bu şekilde mutlaka alacağım,
çünkü bu yola kellemi koymuş durumdayım. Sonuç itibarıyla, bu
ülkede içki konusunda yazı yazacak en son insan Özkök'tür. Bu işe
neden yazılarında takmış gibi görünüyor bilemiyorum ama muhtemelen
bir psikolojik bozukluk söz konusu burada. Serdar Turgut
www.aksam.com.tr