Serdar Turgut, o anı anlattı
Abone olAkşam Gazatesi Genel Yayın Yönetmeni olduğu günlerde hastalanan Serdar Turgut, tuvalette baygınlık geçirdiği anı ve sonrasını ilk kez anlattı! Tabi ki esprili bir dille:
Akşam Gazatesi Genel Yayın Yönetmeni olduğu günlerde hastalanan
Serdar Turgut, tuvalette baygınlık geçirdiği anı ve sonrasını ilk
kez anlattı! Turgut'un kaleminden o anın ayrıntıları:
Bir komedyen olarak kaçırdığım fırsat
Ben kendimi ne 'Köşe Yazarı' ne de 'Genel Yayın Yönetmeni' olarak
görüyorum. Ben en çok insanları hafifçe gülümsetmeyi başarabilen
komedyen yanımla iftihar ederim. Durum böyle olunca bir espri yapma
fırsatı çıktığında bunu en iyi sekilde kullanmazsam kendimi yiyip
bitiririm. Dolayısıyla bugün, kaçırmış olduğum bir fırsatı
anlatarak içimi biraz rahatlatmak istiyorum.
Olay hastalığımın ilk günü oldu. Yazı İşleri'nin bulunduğu kattaki
tuvalete girdim ve kendimden geçmişim. Kendime geldiğimde tuvalette
yerde yatmaktaydım, kalkmam da mümkün değildi. O durumdayken kapı
açıldı, bir arkadaş içeri girdi ve bana 'ne oldu düştün mü?' diye
soruverdi. O halimle, aklımdan MAD dergisinin arada bir yaptığı
'saçma sorulara hızlı cevaplar / snappy answers to stupid
questions' başlıklı özel sayıları hızla aklımdan geçti.
Sevgili okurlar, bana yakışan, o anda 'yok düşmedim, sadece öğle
dinlenmemi odam yerine bu güzel mekanda yapmaya karar verdim' gibi
bir cevaptı. 'Değişiklik içimi ferahlatıyor' gibi bir şey
söylemeliydim... Ama olmadı işte. Bu güzel fırsatı kaçırdığım için
Türk halkından özür diliyorum.
Burada Almanlara da birkaç kez espri yapma girişimim oldu. Galiba
çoğuna kızdılar, ve bazılarında da ciddi boyutta birer ulusal
kimlik sorunu yaşandı ve az kalsın anayasal düzen temelinden
sarsılıp çökecekti. Ben de sonunda Almanları güldürmeye çalışmaktan
vazgeçtim.
Anladığım kadarıyla bunları kontrol altında tutabilmek için sürekli
olarak ileriye yönelik saat belirterek görevler vermek gerekiyor.
Örneğin:
'Serdar her sabah saat 5 buçukta uyandırılacak', veya 'Bu aksam
16:30'a kadar Fransa işgal edilip geri dönülecek' gibi...
Böyle yapıldığı takdirde onlar hem mutsuz olmuyorlar hem de gülme
ihtiyacı duymuyorlar. Ben burada kimle konuşsam bana 'Almanya
çöküntü içinde' diyor, ben onlara inanmıyorum, çünkü biliyorum ki
kısa bir süre içinde kendilerine yeni hedefler koyacaklar ve o
zaman da Almanya yeniden şahlanacak!
Işin güzel yanı Almanya'nın çöküş içinde olduğunu söyleyenlerin
buradaki Türkler olması. Türkiye bir alem, yemin ediyorum.
Dünyadaki en eğlenceli ülke Türkiye'dir, bana inanın. Bizim
dinamizmimiz, hayattan keyif alma yeteneğimiz az ülkede bulunuyor.
İşte bu nedenle, Türkiye AB üyesi olduğu anda Avrupa Birliği de
anında göçecek.
Avrupalılar sorunları bu kadar fazla olan bir ülkenin insanlarının
nasıl olup da bu kadar fazla eğlenmeyi başarabildiğini mümkün değil
kavrayamayacak ve kendi ülkesini ve ülkesindeki hayatını 'ben niye
böyleyim ki' diyerek sorgulamaya başlayacak. Cevabı bulunmayan bu
sorgulama da onların kesin sonu olacak, bu dediğimi unutmayın.
Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye yapılırsa çok kısa sürede lider
olur, bu dediğimi de unutmayın, tamam mı?!
Yazı: Serdar Turgut
Kaynak: