Serdar Turgut kelle istiyor!
Abone olTurgut'a göre başta basın danışmanı olmak üzeri Başbakan'ın yanındaki bazı insanlar bir an önce işten atılmalı.
Serdar Turgut'un yazısı... Konulmamış öpücüğün davası olur mu?
Başbakan Erdoğan ve eşinin Yunanistan gezisi sonunda olanlar,
senaryosu berbat yazılmış bir Türk usulü Brezilya dizisine dönüşmüş
durumda. Dizinin ilk bölümünde Şişko Kostas'ın Emine Hanım'ın
yanağına dostça kondurduğu söylenen öpücük yüzünden inanılmaz
derecede komik olaylar yaşandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm gücü
seferber edildi, telefonlara sarılındı, büyükelçiler devreye girdi,
'Aman bunların görüntüsünü yayınlamayın' diye yalvarılındı falan
filan. Dünya nereye gidiyor, bunlar nelerle uğraşıyor diye
düşündüren bu olaylar olurken dizi, herhalde reytingini yükseltmek
nedeniyle olmalı ki bir sürpriz gelişmeyle bizleri sarstı. Bu sefer
de Emine Hanım senaryoya son anda eklenmiş olduğu hemen belli olan
açıklamalarla ortaya çıktı * * * Bakın ne demiş Başbakan'ın eşi:
'Bizi sevenler, gönül verenler bilsinler ki, medyanın bahsettiği
gibi değil olanlar. Ne bize gönül veren insanlarımızı, ne de ailece
bizi incitecek bir şey kesinlikle yaşanmadı. Eğer basının aktardığı
gibi bir durum olsaydı, evet engel olmaya çalıştım ama başaramadım,
böyle bir şey oldu derdim. Eğer medyanın yansıttığı şekliyle
olaydı, Tayip Bey buna müsaade eder miydi, yanımdaydı kendisi.'
Gördüğünüz gibi alaturka dizi bütün hızıyla sürüyor ve gün geçtikçe
de karmaşık, içinden çıkılmaz hal alıyor. Yahu mantık var, izan
var, Allah aşkına konulmamış öpücüğün davası olur mu? Diyelim ki
Emine Hanım doğruyu söylüyor, o zaman konulmamış öpücüğün
görüntüleri yayınlanmasın diye Türkiye'nin bütün mekanizmaları
neden harekete geçirildi ki. Yunanlılar'ı bir tek savaş açmakla
tehdit etmedik görüntülerin yayınlanmasını engellemek için. Emine
Hanım herhalde sadece Vakit gazetesini okuyan kitlesinde bu
lafların kalacağını, dışarıya sızmayacağını düşünerek bu lafları
söyledi. Ama bazı gazeteler lafları alarak duyurdular ne yazık ki.
Tekrar ediyorum başta basın danışmanları olmak üzere Başbakan'ın
yanındaki bazı insanlar bir an önce işten atılmalıdır. Dünyada
Türkiye'de bazı insanlar dışında başka hiç kimsenin umursamayacağı
bir olayı Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanın'ın etrafındaki bazı
adamlar eşi enderi az bulunur bir beceriksizlik sergileyerek kriz
boyutuna getirmişlerdir. Şimdi de üstüne üstlük onların
heyecanlanmasına neden olan öpücüğün aslında olmadığı açıklanmış ve
iş bir saçmalık klasiği haline dönüşerek trajik boyutlar taşımaya
da başlamıştır. * * * Emine Hanım'ın sözlerinin son bölümü daha da
ilginç. Diyor ki özet olarak Kostas böyle bir şey yapmadı, yapmaya
yeltenseydi de zaten yapamazdı çünkü beyim yanımdaydı buna müsaade
etmezdi. Vatandaşlar, arkadaşlar tekrar ediyorum bunu lütfen bir
yanınıza not edin. Bu tavır sürdükçe, karısının sözleriyle
dolduruşa gelecek Recep Bey bir gün, hiç umulmadık bir anda öyle
bir iş yapacak ki şoke olacağız. Ve çıkacak kriz sadece Türkiye'yi
değil belki de tüm dünyayı saracak. Hatta belki de Recep Bey
istemeden de olsa bir büyük savaşa bile yol açacak. Örnek vereyim
olabileceklere. Diyelim ki ziyaret sürecinde kurulan arkadaşlık,
dostluk nedeniyle Kostas son anda Türk insanının asla yanlış
anlamasına, kötüye yorumlamasına mümkün olmayan bir içtenlikle
hanımefendiye arkadaşça bir yanak öpücüğü kondurmaya yeltendi.
Recep engellerdi diyor bunu Emine hanım? Ne yapacak yahu, kafa mı
atacak Kostas'a, ensesine tokat mı çakacak, belinden tutup yere mi
çalacak adamı, ne olacak yani anlamadım. Ya bir de Kostas güçlü
çıkarsa- ki bu da olasılık çünkü adamcağızın maşallahı var bilmem
anlatabiliyor muyum- ya bir de bu olursa ve bizim ki üstüne üstlük
bir de sopa yerse ne olacak? Böylesine olağanüstü muhteşem bir
karizma çizilmesini Recep Bey ne yapsa ortadan kaldıramazdı ondan
sonra vallahi billahi. Hatta bir sonraki resmi bir zirvede
karısıyla yanlışlıkla tokalaşmaya çalışan bir Devlet Başkanı'nı,
örneğin Putin'i boğazını sıkarak gebertse, bu bile eski karizmasını
geri kazanmasına yetmeyebilirdi. * * * Neyse ne, ama bir gerçeği de
görmemiz gerekiyor. Hatırlar mısınız bilmem ama bu ülkede bir
zamanlar Tansu Çiller vardı. Ve o bir başbakandı. Hatırladınız
değil mi? Bir gün o Washington'a ziyarete gitti ve Beyaz Saray'da
Clinton ile görüşürken onun sağ elini iki eli arasına aldı ve uzun
süre de bırakılmadı. Şimdi düşünüyorum da aslında o olayın olmasına
izin veren, Çiller'i önceden uyarmayan o zamanki danışmanlar da
hemen işten atılmalıydılar. Çünkü Clinton'da malum yani, meseleyi
bir de yanlış anlasaydı gel de çık işin içinden çıkabilirsen
bakalım. İnsan kendi başbakanını böyle bir riskli işe girişmeden
önce uyarmaz mı be? Yemin ediyorum bu memlekette ciddi boyutta bir
danışman sorunu uzun süredir yaşanmakta. Vücut dili öyle olan bir
Başbakan'dan, vücut dili böyle olan bir Başbakan'a geldik şimdi.
İki eliyle erkeklerin elini tutup bırakmayan bir kadın Başbakan'dan
karısının el tokalaşmasından rencide olabilecek Bir Başbakan'a bu
kadar kısa sürede gelebilmek kırılması imkansız olan bir siyasi
dönüşüm hız dünya rekorudur. Siz ne derseniz deyin bu değişim hızı
rekorundan dolayı ben ülkemle gurur duyuyorum.